Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2857 Esas 2016/2696 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2857
Karar No: 2016/2696
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2857 Esas 2016/2696 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalılar Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.'den abonelik sözleşmesi bulunmadan kaçak elektrik kullandıkları için icra takibi başlatılmış, davalılar ise bu takibe itiraz etmişlerdir. Davacı, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ederek dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabul edilmesi kararı vermiş ancak davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre, davalıların tüketici olmadığını belirterek, uyuşmazlığın genel mahkemelerin görevi içerisinde olduğuna karar vermiştir. Mahkemenin tüketici mahkemesi sıfatıyla bakması esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un amaç başlıklı 1. maddesi, kapsam başlıklı 2. maddesi, 3. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/2857 E.  ,  2016/2696 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2014/92-2014/343
DAVACI : B.. M.. VEK. Av. G.. K.., AV.S... G...
DAVALILAR : 1-A.. D.., 2-Z.. D..
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; Davacının davalılar tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle ödemesi gereken toplam 3.349,57-TL ödemeyi yapmadıkları bu nedenle haklarında icra takibine girişildiğini, ancak davalıların haksız yere icra takibine itiraz ederek, takibin durmasına sebebiyet verdiklerini, bu nedenle takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalılar dava konusu icra dosyasına ait borcu kabul etmeyerek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet ; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda, davalılar ile davacı Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş arasında kaçak tutanak tarihi itibariyle abonelik sözleşmesinin bulunmadığı, davaya konu meskende davalıların, idareye kayıtlı olmayan sayaçtan kaçak elektrik kullandığı anlaşıldığından, davalının 4077 sayılı yasa kapsamındaki tüketici tanımına uymadığı ve tüketici olmadığı açıktır.
O halde, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Hal böyle iken mahkemece; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.