16. Hukuk Dairesi 2014/782 E. , 2014/1297 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CEYHAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/89-2013/306
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; mülkiyeti Hazineye ait 1442 sayılı ihdas parselinin Kurtpınar Belediye Başkanlığının 17.08.2005 tarih ve 10 sayılı encümen kararı uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak 146 ada 4 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu, ancak anılan imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ve böylece imar parselinin sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, 146 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1442 sayılı parselin imar öncesi eski haline dönüştürülmesi ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece, "dava konusu yerlerin kapanmış yol niteliğinde olduğu, bu tür özellik taşıyan taşınmazların 3194 sayılı Yasa"nın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescil edilmesini, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 21. maddesi hükmü de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescilini öngördüğü; taşınmazların imar öncesinde Hazine ile bir mülkiyet bağlantısı bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olduğu söylenemez. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1442 parsel sayılı taşınmazın Kurtpınar Belediyesi"nin 10.08.2005 tarih ve 9 sayılı Encümen kararı gereğince ihdas suretiyle davacı Hazine adına 23.08.2006 tarihinde tescil edildiği ve 17.08.2005 tarih ve 10 sayılı Encümen kararıyla yapılan imar uygulaması sonucu da 146 ada 4 sayılı imar parseline gittiği, 146 ada 4 sayılı imar parselinde 23.08.2000 tarihinde Hazine ve dava dışı Belediye birlikte paydaş kılındıktan sonra Belediye payının satış suretiyle en son davalı şirkete geçtiği; davacı Hazinenin payının ise el değiştirmediği; anılan imar uygulamasına ilişkin Belediye Encümen kararının Adana 1. İdare Mahkemesi"nin 23.12.2008 tarih ve 1234-1917 sayılı ilamıyla iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; her ne kadar 1442 sayılı parselde yapılan imar uygulamasına ilişkin Belediye Encümen kararının iptaline dair İdare Mahkemesi kararının kesinleşme şerhli örneği dosyada mevcut olmasa da, emsal dosyalardan anılan idari işlemin idari yargı yerinde iptali yönünde başkaca verilen İdare Mahkemesi kararları olduğu ve verilen kararların kesinleştiği bilinmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesiyle imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanıksız hale gelecekleri ve yolsuz tescil durumuna düşecekleri tartışmasızdır. O halde, davacı Hazinenin ihyasını talep ettiği kadastral parselin, ihdas suretiyle maliki olduğu kayden sabit olup, kadastral parselle mülkiyet ilişkisinin bulunmadığı yönündeki değerlendirmenin doğru olmadığı açıktır. Diğer taraftan; ihya istemine konu 1442 sayılı kadastral parsel üzerinde oluşturulan imar parsel ya da parsellerinin ve maliklerinin tespit edilerek pasif dava ehliyeti ve taraf teşkilinin denetlenmesi gerektiği de kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davacı Hazinenin 1442 sayılı kök parselin ihyasını isteyebileceği, farklı bir ifadeyle aktif dava ehliyetinin bulunduğu gözetilerek, diğer olumlu ve olumsuz dava şartlarına aykırılık söz konusu değilse işin esasının incelenmesi, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.