16. Hukuk Dairesi 2014/1643 E. , 2014/1294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2012
NUMARASI : 2008/670-2012/133
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K.. Köyü 1175 (203) nolu kök kadastro parselinin, davalı Seyhan Belediyesinin 37 nolu imar düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1175 sayılı kadastral parselin kadastro sınırları içerisine K.. Köyü 5604 ada 6 ve 11 sayılı imar parsellerinin tescil edildiklerini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; Kabasakal Köyü 1175 sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisine imar uygulaması ile tahsis edilen 5604 ada 6 ve 11 sayılı imar parsellerinin 386 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile düzenleme öncesi kadastral ve kök parsele geri dönüşümünü teminen Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davanın reddine” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tespit dışı taşlık alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği, bilahare Seyhan Belediyesince başka birçok parselle birlikte 37 nolu düzenleme bölgesinde imar uygulamasına tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiği; iptal edilen imar uygulamalarını gerçekleştiren S.. B.. ve A.. B.. ile çekişme konusu taşınmazın bulunduğu yerin yargılama sırasında içinde kaldığı yeni kurulan Ç.. B..nın davaya dahil edildikleri anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; bir hakiki ya da hükmi şahsa dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesine ve hakkında hüküm kurulmasına yasal olanak yoktur. O halde; idari işlemi yapan Belediyeler ve bunlardan Seyhan Belediyesi’nin halefi olan Çukurova Belediyesi hakkında usulüne uygun dava açıldığından söz edilemez. Öte yandan; davacı Hazine, eldeki davada, çekişmeli imar parselinin kaydının dayanaksız hale geldiğini belirterek imar öncesi duruma dönülmesini ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, “sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kaydın dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştüğü; ancak, bilirkişilerin 18.11.2009 tarihli raporuna göre davacının yapılan imar uygulamaları sonucunda bir zararının oluşmadığı gibi, kök parsel tescil harici bırakılan yerlerden olduğundan eski hale getirme talebinde davacının hukuki yararının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu gerekçenin yasal olduğu söylenemez. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtmek gerekir ki; imar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Bu durumda; dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Diğer taraftan; 3194 sayılı Yasa"nın 11/4. Maddesi ile “hazırlanan imar planı sınırları içindeki kadastral yollar ile meydanlar, imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek, onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar” şeklinde ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi ile “…tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur” biçiminde düzenlemeler getirilmiştir. Somut olayda; imar planı gereği taşlık alandan Hazine adına 1175 sayılı parsel olarak ihdasen sicil kaydı oluşturulmuştur. O halde, 1175 sayılı ihdas parselinde yapılan imar uygulamalarının iptal edilmesi nedeniyle, bu ihdas parselinin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmelidir. Hal böyle olunca; kayıt maliki olan davalılar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle aksi yönde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.