Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2778 Esas 2016/2689 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2778
Karar No: 2016/2689
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/2778 Esas 2016/2689 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı Büyükşehir Belediyesi, davacı belediyenin adına açılan resmi park aboneliği ile mezarlıkta bulunan şadırvanın elektrik aboneliğine ilişkin olarak tahakkuk ettirilen faturanın iptali ve davacı belediyenin borcu bulunmadığının tespiti için dava açılmıştır. Mahkeme, dava konusunun Tüketici Kanunu kapsamına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermemiş ve davanın kabulüne hükmetmiştir. Ancak Yargıtay, davanın tüketici işlemi olmadığı ve Tüketici Kanunu'nun uygulanamayacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
- 4822 sayılı Kanun’un 428. Maddesi (hükmün bozulmasına ilişkin madde)
3. Hukuk Dairesi         2015/2778 E.  ,  2016/2689 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ... Büyükşehir Belediyesi ... tarafından davacı ... adına ... abone numarası ile fiilen mezarlık olan alan içerisinde yer alan şadırvan için resmi park aboneliği açıldığını, davacı belediyeye tahakkuku yapılan 12/04/2013 tarih ve 22019803 abone numaralı fatura bildirimi ile bildirilen 3.115,00 TL"lik faturanın iptali ile davacı belediyenin davalı ... Büyükşehir Belediyesi ... Genel Müdürlüğüne borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini talep etmiştir
    Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
    Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir.
    Somut olaya gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu elektrik abonelik sözleşmesinin mezarlıkda bulunan şadırvana ilişkin resmi abonelik sözleşmesi niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından; davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davaya genel hükümlere göre, genel mahkeme sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması için, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.