16. Hukuk Dairesi 2014/1141 E. , 2014/1289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2008/307-2013/246
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K.. Köyü 1039 (67) sayılı kök kadastro parselinin, davalı Seyhan Belediyesinin 37 nolu imar düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1039 sayılı ihdas parselinin sınırları içerisine K.. Köyü 5499 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ve böylece oluşturulan imar parsellerinin tapu kayıtlarının yolsuz tescil statüsüne düştüğünü ileri sürerek; 5499 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerinin Kabasakal Köyü 1039 sayılı kök parsel üzerine tahsis edilen 7960 metrekarelik kısımlarının iptali ile düzenleme öncesi kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili suretiyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması, olmadığı takdirde tazminat istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davalı Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde tespit dışı alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği, bilahare Seyhan Belediyesince başka birçok parselle birlikte 37 nolu düzenleme bölgesinde imar uygulamasına tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiği, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu yerin yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin davaya dâhil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı Hazine, eldeki davada çekişmeli imar parsellerinin kayıtlarının dayanaksız hale geldiğini belirterek imar öncesi duruma dönülmesini ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescilini, olmadığı takdirde zararının tazminini istemiştir. Mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri belirlenmek ve benimsenmek suretiyle hüküm kurulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak; yapılan uygulama sonucu harita mühendisi sıfatını haiz fen bilirkişi tarafından, ihyası talep edilen 7960 metrekare yüzölçümlü 1039 sayılı ihdas parseli sınırları üzerinde dava konusu yapılan 5499 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerinin 218.65 metrekare ve 2518.31 metrekarelik bölümlerinin kaldığı bildirilmiş, ihdas parselinin üzerinde oluşturulan diğer bölümler bakımından açıklama yapılmamıştır. Rapor eki krokide ise, dava dışı 5484 ada 2 ve 3 sayılı imar parselleri ile yolda kalan alanların bulunduğu, noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan da, 5484 ada 2 ve 3 sayılı imar parsellerinin dava dışı kişiler adlarına kayıtlı olduğu görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, kadastral parselin ihyası yani tapu kaydının eski hale getirilmesi; hükmün, ihdas parseli üzerinde oluşturulan tüm alanları (imar parselleri, yol, park vs. dahil olmak üzere hepsini) kapsaması halinde mümkündür. Farklı bir ifadeyle kısmi ihya kararı verilemez. Oysa somut olayda; ihdas parselinin sınırları üzerinde dava konusu imar parsellerinin haricinde çekişmeye konu edilmeyen bölümler olup; bu bölümler bakımından usulüne uygun olarak açılmış bir dava yoktur. Öyleyse, öncelikle ihyası istenilen kök parselin, imar uygulamaları sonucu üzerinde oluşturulan dava konusu imar parselleri dışındaki diğer alanlar (imar parselleri, yol, vs.) bakımından da kadastral parselin ihyasına yönelik dava açması için davacıya usulüne uygun olarak süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.