Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17017 Esas 2016/2686 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17017
Karar No: 2016/2686
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17017 Esas 2016/2686 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılmasını talep etti. Davalı ise işsiz olduğunu ve yakınlarının yardımı ile geçimini sağladığını öne sürerek, davanın reddedilmesini talep etti. Mahkeme, davalının sürekli ve düzenli gelir getiren işe girdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Ancak Yargıtay, davacının ekonomik ve sosyal durumunun ayrıntılı olarak araştırılması gerektiğini, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek nafakanın uygun bir miktarda indirilmesi gerektiğini belirtti. Kanun maddeleri ise TMK'nın 176/3 ve 4. maddeleri oldu.
3. Hukuk Dairesi         2015/17017 E.  ,  2016/2686 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2015
NUMARASI : 2014/866-2015/543
DAVACI : M.. K.. VEK.Av. Z.. Ş..
DAVALI : N.. G.. VEK.Av. İ.. B.., AV. AV.G... A...
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı lehine takdir edilen 300 TL yoksulluk nafakasının davalının çalışmaya başlaması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilin işsiz olduğunu yakınlarının yardımı ile geçimini sağladığını, davacının ise Almanya"da çalıştığını, yüksek gelirinin bulunduğunu, bildirilen yersiz davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; "...davalı kadının sigorta hizmet cetvelinde 1995 yılından başlamak üzere ilk 3 ayda, 2003 yılından itibaren yılın tamamında çalışma hayatına başladığı, bu durumun 2014 Ekim ayına kadar devam ettiği, son maaşının 1923,62 TL olduğu, dava tarihi itibariyle davalının sürekli ve düzenli gelir getiren işe girmiş olduğundan yoksulluk durumunun kalktığı...", gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK"nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 Sayılı Kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları).Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; davalının dava tarihinden önce işten çıkarıldığı, babasından ölüm aylığı aldığı tespit edilmiştir.
Davalının babasından ölüm aylığı alması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın TMK"nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.