10. Hukuk Dairesi 2014/12246 E. , 2015/3559 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :. İş Mahkemesi
Dava, kurumca tahakkuk ettirilen fark işçilik prim borcuna dair işlemin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
09.11.2012 tarihinde kurumca davacıya ait işyerinde tutulan tutanakta 4 işçininin çalıştığına dair tespit yapıldıktan sonra, davalı Kuruma davacının 2011 yılı Kasım ayına ilişkin dönem bordrosunda 3 kişinin sigortalı olarak bildirim yapılması nedeniyle 5510 Sayılı Yasa"nın 86"ncı maddesi kapsamında ek tahakkuk yapıldığı ve bu tahakkuk nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun, Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi başlığını taşıyan 59. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür.... Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan 5510 Sayılı Yasanın 86’inci maddesinde, kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay
içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.”hükmü öngörülmüştür.
Davaya konu somut olayda ise, mahkemece kurum tespit tutanağı dikkate alınarak, davadışı olup da tutanağı İşveren vekili sıfatıyla imzalayan....."in işveren vekili olup olmadığı ticaret sicili ve şirket kayıtları ile bellirlenmeli, işveren vekili sıfatıyla hareket ettiğinin tespit edilmesi halinde Kurumca tanzim edilen tutanağın bağlayıcı olacağı ve bu kapsamda Kurumun sonraki işlemlerinin kanuna uygun olarak gerçekleştirildiği, işveren vekili değilse, işyerinde tutanak tarihinde çalışıp çalışmadığı ve hangi sıfatla bulunduğu hususunda araştırma ve irdeleme yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece açıklanan ilkeler ışığında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.