19. Ceza Dairesi 2015/3135 E. , 2015/5971 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 11 - 2011/177134
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2011
NUMARASI : 2010/1347 (E) ve 2011/149 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanık hakkında düzenlenen mütalaa ve ekindeki vergi suçu raporuna göre sadece ""2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek"" suçundan mütalaa verildiği ve ""2004 takvim yılında sahte fatura düzenlemek"" suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı cihetle; anılan yıla ilişkin 213 sayılı Kanun"un 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa alınmadan dava açılıp karar verilmişse de zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu anlaşılmakla;
Sanığa yükletilen suç için, Kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, suçun oluştuğu tarih itibariyle, temyiz süreci içinde sanık yararına olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen yedi yıl altı aylık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği,
Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz istemleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE,
II-2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazının incelenmesine gelince:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti
getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi inceleme ve tekniği raporlarında faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içine 15.06.2005 tarihli olan dışındakilerin konulmadığının anlaşılması karşısında;
Öncelikle 2005 takvim yılına ilişkin düzenlendiği iddia edilen suça konu faturaların tümünün onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, ardından sanığın fatura düzenlemediğini, kandırıldığını ve kendisine verilen şirketi temsil yetkisinden haberdar olmadığını savunması nedeniyle, 23.12.2003 tarihli karar aslı ile faturalar üzerinde imza ve yazı incelemesi yaptırılması ve faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeler olup olmadığının sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre ise;
a-5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesi anlamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir mahkumiyeti bulunmayan ve hükmolunan hapis cezaları geçmiş hali ve suç işleme hususundaki eylemine göre ilerde bir daha suç işlemekten çekineceği hakkında kanaat oluşması nedeniyle ertelenen sanık hakkında, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ve herhangi bir araştırma da yapmadan ""sanığın şahsi hali ve kamu zararının giderilmeyişi"" gerekçesiyle hakkında 5728 sayılı Kanunla değişik CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilerek çelişkiye neden olacak şekilde hüküm kurulması,
b-Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli olmayan hapis cezasının ertelenmesi karşısında, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin uygulanmasının takdire bağlı olduğu, (c) bendi yönünden ise sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından fıkra hükmünün uygulanamayacağı ve (a),(b),(d) bentlerinin uygulanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.