2. Hukuk Dairesi 2014/6031 E. , 2014/17836 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davada 4787 sayılı kanunda gösterilen usul uygulandığına göre, "aile mahkemesi" sıfatıyla bakılmış olmasına, karar başlığında mahkemenin bu sıfatının gösterilmemiş olması doğru değil ise de, bu eksikliğin uygulanan usul karşısında sonuca etkili bulunmamasına göre, davalı (koca)"nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbetçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatiyle iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakatı aranmaksızın iddia ve veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişeletilemez yahut değiştirilemez. (...md.141/1)
Davacı kadın, boşanma dava dilekçesinde nafaka ve tazminat talebinde bulunmamış, 02.04.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında nafaka ve tazminat talebinde bulunmuş, aynı celse duruşmada bulunan davalı koca nafaka ve tazminat talebini kabul etmediğini beyan etmiştir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası (iştirak) ve tazminat talebi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesine uygun talep edilmediğinden ve davalı kocanında bu taleplere muvafakatı olmadığından, her iki talep hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçelerle kadın lehine 100 TL yoksulluk (iştirak) nafakası ve ne olduğu belirtilmeyen 3000 TL tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerin 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.18.09.2014(Prş.)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
1-Hüküm sonucunda “takdiren 3.000 liranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, bunun niteliği gösterilmemiştir. Ne var ki hükmün gerekçesinde, davacı yararına takdir edilen bu miktarın, “kişilik haklarına saldırı karşılığı manevi tazminat olarak hükmedildiği” belirtilmiştir. Gerekçede yer alan bu açıklama karşısında; hüküm altına alınan miktarın, manevi tazminat olduğu açık ve tartışmasızdır. Gerekçedeki bu açıklık karşısında, 3.000 liranın niteliğinin hüküm sonucunda gösterilmemiş olması, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304/1. maddesi kapsamında mahkemesince re"sen düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olup, bu hususun bozma sebebi yapılmasına katılmıyorum.
2-Öte yandan, davacı ve yanında bulunan müşterek çocuk Şakir için yargılama sırasında 2.4.2013 tarihli oturumda ara kararı ile “dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150 ve 100 lira olmak üzere toplam 250 lira tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Müşterek çocuklardan... ve ..."in velayetleri nihai kararla davacıya bırakıldığına göre, velayetleri annelerine bırakılan bu çocukların her biri için nihai hükümle birlikte aylık 100"er lira iştirak nafakasına hükmedildiği görülmektedir. Nihai kararda, davacı kadın yararına “yoksulluk nafakası” tayin edildiğine ilişkin bir hüküm mevcut değildir. Olmayan bir hükümden dolayı, davalının temyizi üzerine “bozma” yapılamaz.
3-Hükmü temyiz eden davalı vekilinin, “iddia ve savunmanın genişletildiği yönünde” bir temyiz itirazı yoktur. Davalı vekili, tazminatın esasına ve miktarına itiraz etmektedir. Kamu düzeniyle ilgili bir hususa ilişkin olmadıkça temyiz itirazı olarak ileri sürülmeyen bir husustan dolayı bozma yapılamayacağı kanısındayım.(HUMK. m.439/2) Bu sebeple sayın çoğunluğun davacı lehine hükmedilen manevi tazminatla ilgili bozma düşüncesine de katılmıyorum;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuna uygun sebeplere ve özellikle hüküm sonucunda yer alan, “davacı lehine hükmedilen 3000 liranın” gerekçede yapılan açıklamaya göre, manevi tazminat olduğunun anlaşılmasına ve hükümdeki iştirak nafakalarının da, velayetleri anneye bırakılan müşterek çocuklar Şakir ve Abdurrahim için tayin edilmiş bulunmasına göre, davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun ikinci bentteki bozma görüşüne iştirak etmiyorum.
2-ŞA/HA/EB