4. Ceza Dairesi Esas No: 2011/22909 Karar No: 2012/10070 Karar Tarihi: 26.04.2012
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2011/22909 Esas 2012/10070 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2011/22909 E. , 2012/10070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak: 1-18 yaşından küçük çocuk olan sanığın yargılandığı duruşmalarda Cumhuriyet Savcısı bulundurularak, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 25. maddesine aykırı davranılması, 2-Sanığın doğum tarihi 18.04.1990 olup, suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olması karşısında, vekil atanmayarak ve duruşmalar açık yapılarak, CMK"nın 234/2 ve 185. maddelerine aykırı davranılması, 3- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35/3. maddesi gereğince mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde gerekçesinin kararda gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 4-TCK"nın 29. maddesi uygulanırken, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden alt sınırdan indirim yapılması. 5-Kabule göre de: 5271 sayılı CYY"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca, mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve nihayet sanığın kabulü gerekmektedir. Önceki hükümlülük kararının yargılamaya konu suçtan sonra kesinleşmiş veya silinme koşullarının gerçekleşmiş olması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramı ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarih ve 11-250/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi belirlenebilir, ölçülebilir, somut maddi zarar olup manevi nitelikteki zararı kapsamamaktadır. İncelenen dosyada, sanığa yükletilen tehdit suçunun mağdurunun, ne şekilde maddi nitelikte bir zararının olduğu açıklanarak sanığın hukuksal durumunun, belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine "müştekinin zararının tazmin edilmememesi" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmemesi, Yasaya aykırı ve sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.