9. Hukuk Dairesi 2014/17089 E. , 2015/30546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 23.05.2003 tarihinden 08.08.2008 tarihine kadar makine operatörü olarak çalıştığını, net ücretinin 680 TL olduğunu iddia ederek kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacakları brüt tutardan nete çevrilirken sadece damga vergisi ve gelir vergisi kesintisi yapıldığı, SGK ve işsizlik sigorta primi kesintisi de yapılması gerekirken yapılmadığı anlaşılmakla hükmün bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 28.10.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece verilen kararın temyizi üzerine, çoğunluk görüşü ile yerel mahkeme kararı salt “hükme esas bilirkişi raporunda fazla çalışma ve genel tatil ücret alacakları brüt tutardan nete çevrilirken sadece damga vergisi ve gelir vergisi kesintisi yapıldığı, SGK primi ve işsizlik sigortası primi kesintisi de yapılması gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. Maddesi uyarınca “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar”.
5510 sayılı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde aynı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yani hizmet akdi ile çalışan sigortalıların prime esas kazançları ile prime kısmen veya tamamen tabi olmayan kazançları sayılmış ve hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulacakları belirtilmiştir. İdare veya kaza mercilerince verilen kararlar gereğince ödenen ücret ve benzeri nitelikteki (fazla mesai, prim, ikramiyeler) ödemelerin de geçmiş süredeki aylar dikkate alınmaksızın ödemenin yapıldığı ay itibariyle prime esas tutulması gerekmektedir.
Düzenlemelere göre kesintilerin yükümlüsü işçi, sorumlusu ise işverendir. Yargı kararı ile hüküm altına alındığında ise, icra baskısı olmadan ödendiğinde işveren, icra yolu ile ödemede ise artık İcra Müdürlüğüdür.
Görüldüğü gibi kesintinin yapılması ancak tahakkuka ve ödeme yapılmasına bağlıdır.
Davacı tarafın net talep etmesi, bu kesintilerin de yapılması sureti ile hüküm altına alınmasını gerektirmez. Zira bu kesinti davacınındır. Kesintiyi ise işveren veya icra aşamasında İcra Müdürlüğü’nün yapması gerekir. Bu husus kamu düzenindendir. Kamu düzeni ile ilgili durumda davacının kesintinin eksik yapılması nedeni ile net talep etmesi karşısında tüm kesintilerin mutlaka yapılacağı şeklindeki gerekçe, kanunun düzenleme biçimine aykırıdır. Zira kesintiler ancak infaz sırasında dikkate alınacaktır. Brüt talep etmeyen işçi yönünden bu düzenleme aleyhine yorumlanmamalıdır. Kaldı ki bilirkişi raporundan sonra kesinti yapmak zorunda olan işverenin itiraz etmemesi ve temyiz nedeni yapması hakkın kötüye kullanımıdır. Zira işveren icra baskısı olmadığı durumda kesintiyi yapmak zorundadır. Oysa alacak ödenmemiş ve kesinti zamanı doğmamıştır. Kesinti doğmayan ve kesinti yapma yükümlülüğü olan işverenin alacak ile ilgili kesinti itirazı dinlenmemelidir. Bu nedenle kararın onanması yerine salt bu nedenle bozulması görüşüne katılınmamıştır. 28/10/2015