5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/15313 Esas 2021/4797 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/15313
Karar No: 2021/4797
Karar Tarihi: 22.04.2021

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/15313 Esas 2021/4797 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve 19. Ceza Dairesi tarafından incelenen bir dava, 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet kararıyla sonuçlanmıştır. Ayrıca nakil aracının iadesi de kararlaştırılmıştır. Ancak, iade kararının müsadere davasının konusu olduğu ve bu nedenle bozma kararıyla birlikte ortadan kaldırılacağı belirtilmiştir. Yapılacak olan yeniden yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilirse, kanun yollarının tüketilmesi de dahil olmak üzere kesinleşmesinin uzun bir süre sonra mümkün olacağı belirtilmiştir. Bu durumda, şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağına dikkat çekilmiştir. Mahkeme kararında, 7242 sayılı Kanun'un gerekleri de dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Müşteki Gümrük İdaresi lehine vekalet ücreti yerine dilekçe ücreti belirlenmesi ve dava konusu eşyanın müsaderesi ile yetinilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 5607 Sayılı Kanun'un 13. maddesi
- 5237 Sayılı Kanun'un 54. maddesi
- 5237 Sayılı TCK'nın 7. maddesi
- 7242 Sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri
- 5607 Say
19. Ceza Dairesi         2019/15313 E.  ,  2021/4797 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir,
    Ancak;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    I-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin hükmün nakil aracının iadesine ilişkin kısmı ile sınırladığı temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    II-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
    1-Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2-Müşteki Gümrük İdaresi lehine vekalet ücreti yerine dilekçe ücretine hükmedilmesi,
    3- Dava konusu eşyanın müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlayacak şekilde tasfiyesine de karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.