3. Hukuk Dairesi 2015/17541 E. , 2016/2605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; tarafların 2011 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanma neticesinde müvekkili aleyhine hükmedilen aylık 400 TL yoksulluk nafakasını müvekkilinin ödeyemediğini; zira, müvekkilinin yeniden evlendiğini, kira ödediğini, masraflarının arttığını ileri sürerek; söz konusu nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; dosya üzerinden inceleme yapılarak, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından, davadan karara çıktıktan sonra haberdar olduğu, bu nedenle kendi delillerini sunamadığı belirtilerek; davacı vekili tarafından ise, davanın kabulüne karar verildiği halde gerekçeli kararda davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinden bahisle temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
1982 Anayasasının "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36.maddesinde; "Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hukuki dinlenilme hakkı" başlıklı 27.maddesinde ise; "(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
HMK"nun 27.maddesinde düzenlenen "Hukuki dinlenilme hakkı" iddia ve savunmada bulunma hakkından daha geniş olarak ve Anayasa"nın 36.maddesine uygun bir düzenlemedir.
Bu doğrultuda; yargılamanın taraflarının, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır.
Maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere; bu hak, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da, bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim, tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK"nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı.)
HMK"nın 137.maddesinde, "(1)Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.
(2) Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez." hükmü ile ön incelemenin kapsamı belirlenmiştir.
HMK"nın 138. maddesinde de, "Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir." hükmü ile dava şartları ile ilk itirazlar hakkında mahkemece verilecek karara ilişkin vurgulama yapılmıştır.
Hakim, dilekçeler tamamlandıktan sonra öncelikle dosyayı bu haliyle incelemeli ve mümkünse gerekli kararı vermelidir. Dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olan ön inceleme işlemleri, dava şartları ve ilk itirazlardır. (HMK md. 138) Dava şartları ve ilk itirazlarda eksiklik yoksa diğer ön inceleme işlemleri için duruşma açılmalıdır. (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, 2013, 14. Baskı, sayfa 572 vd.)
Somut olayda; mahkemece, dava dilekçesi ve tensip tutanağı Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre davalıya, tensip tutanağı davacıya tebliğ edilmiş, ön inceleme duruşması yapılmadan duruşma günü için taraflara davetiye çıkartılmadan dosya üzerinden ve davanın esasına yönelik karar verilmiştir. Yukarıda da bahsedildiği üzere, dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi; ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra, gerekli görülmesi halinde, tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Her ne kadar, mahkemece; tensip zaptıyla HMK"nın 320/1. fıkrası gereği duruşma yapılmaksızın karar verilebileceğinden bahisle; davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, madde içeriğinden de anlaşılacağı üzere, Mahkeme; mümkün olan hallerde (görevsizlik ve kesin yetki halinde yetkisizlik gibi) tarafları duruşmaya davet etmeden karar verebilir. Somut olayda olduğu gibi, takdire dayalı istemlerde; tarafların delillerinin toplanması gerektiğinden duruşma yapmaksızın ve tarafları duruşmaya davet etmeksizin karar verilemez.
O halde, mahkemece; taraflar, iddia ve savunmada bulunmaları için usulüne uygun olarak mahkemeye çağırılıp dinlenmeden, hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, davanın esasına yönelik hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.