21. Hukuk Dairesi 2016/13475 E. , 2018/1424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının, 01.03.1999 – 24.12.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve davalı Kurum"a eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait market işyerinde kasiyer olarak çalıştığını beyan eden davacı adına 01.04.2001 – 31.01.2003 ve 23.09.2004 – 06.07.2009 tarihleri arasında davalı şirket tarafından, 01.08.2009 – 24.01.2010 tarihleri arasında da dosya kapsamından davalı şirket ile aralarında bağlantı bulunduğu anlaşılan Tasfiye halinde ... Ltd. Şti. tarafından davalı Kurum"a hizmet bildirildiği, ayrıca; talep edilen dönem içerisinde kalacak şekilde 05.01.2011 – 2011/10. ay arasında da dava dışı ... Ltd. Şti."nden davalı Kurum"a çalışma bildirildiği, davalı şirketin 16.01.1995 – 31.03.2011 tarihleri arasında 506 ve 5510 sayılı Yasa"lar kapsamında olduğu, tüm dönem bordrolarının dosya arasına alınmadığı, dinlenilen bordro tanıklarının davacının çalışmalarının bulunduğu dönemde çalışmaları olan kişiler olduğu, mahkemece davacının eksik bildirildiğini talep ettiği dönemde çalışması bulunan bordro tanıklarının dinlenilmediği, komşu işyeri tanıklarının tespiti için zabıtaya yazılan yazıya; davalı şirkete ait ...Market isimli işyerinin 2011 yılında iflas ettiği, halihazırda davacının davalı işyerinde geçen çalışmaları ile ilgili bilgi sahibi olan kişilerin tespit edilemediği belirtilerek cevap verildiği, her ne kadar davalı tanıkları davacının bildirilen süre kadar çalıştığını beyan etmişlerse de bu kişilerin davalı şirket ortakları ile akrabalıklarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; açıklanan şekilde bir incelemenin yapılmadığı ortada olup sadece zaten davacının çalışmalarının bulunduğu dönemde çalışmaları bildirilmiş olan tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davalı şirketin ve dava dışı ancak davalı şirket ile aralarında bağlantı bulunduğu anlaşılan tasfiye halinde ... Ltd. Şti."nin talep edilen dönemdeki tüm bordroları dosya arasına alınarak; davacının hizmet bildirimi bulunmayan dönemde çalışmaları bulunan kişileri tespit ederek dinlemek, dosya kapsamından davalı şirkete ait marketin iki şubesinin bulunduğu anlaşıldığından davacının bu hususta ve ücretini ne şekilde aldığı hususunda beyanlarını almak, davacının çalışmalarının bir markette geçtiği ve çalışılan yerin bir ilçe olduğu dikkate alındığında komşu işyerlerinin bulunmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve zabıta tarafından daha önce gönderilen 12.10.2015 tarihli tutanağın da komşu işyerlerini ve bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişilerin tespitini içermediği dikkate alınarak zabıyata yeniden yazı yazılıp; davacının talep ettiği dönemde davalı şirkete ait marketin varsa her iki şubesine de komşu olan işyerlerinin, bu işyerlerinin sahiplerinin ve söz konusu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişilerin isimlerinin tespit edilmesini istemek ve bu kişileri dinlemek, davacının kasiyer olarak çalıştığını iddia ettiği de dikkate alınarak kasa fişi vs gibi belgelerde adının veya kendisine verilen herhangi bir numaranın bulunup bulunmadığını araştırmak ve davalı şirketten talep edilen döneme ilişkin ücret bordrolarını da isteyerek toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile davacının çalışmalarının geçtiği işyerini ve sürelerini de tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit ederek sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece söz konusu fiili ve hukuki gerçekler dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.