Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Fethi İlgün vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kat irtifakı kurulu 186 ada 2 parseldeki çekişme konusu 1 nolu meskenin davalı F.Ü., 3 nolu meskenin davalı Z.E., 4 nolu meskenin davalı O. İ., 5 nolu meskenin davalı D.Ş. adına kayıtlı olduğu görülmektedir.
Davacı, miras bırakanının sözkonusu parseldeki payını dava dışı T. Y."a mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devretmesi sebebi ile anılan şahıs aleyhine miras payı oranında tapu iptal ve tescil istekli açmış olduğu davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini, ancak kararın infazından önce, çekişmeye konu 1, 3, 4 ve 5 nolu meskenlerin davalılara satış suretiyle devredilmesi sebebi ile davalılar aleyhine de Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/289 Esas sayılı dosyadan açtığı tapu iptal ve tescil davasının da kabul edilerek kararın kesinleştiğini, ecrimisil ödemeleri yönünde noter kanalı ile davalılara ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, davalıların ikamet ederek veya kiraya vererek elde ettikleri gelirlerin tespiti ile payı oranında ecrimisile karar verilmesini istemiş, aşamalarda ecrimisil miktarı yönünden dava dilekçesini ıslah etmiştir.
Gerçekten de; Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 18.11.2008 tarihli, 2008/289 Esas, 2008/280 sayılı kararı ile, çekişmeye konu 1, 3, 4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı N.. K.. adına tesciline karar verildiği, anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 26.05.2010 tarihinde kesinleştiği, ancak tapuda infaz yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 705/1. maddesinde, mahkeme kararının bulunması halinde mülkiyetin tescilden önce kazanılacağı bildirilmekle beraber, aynı maddenin devamında, malikin tasarruf işlemleri yapabilmesini mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlamıştır.
Somut olaya gelince, ecrimisile konu bağımsız bölümlerle ilgili sicillerin halen davalılar adına kayıtlı olduğu, bu kayıtlar yolsuz dahi olsa, hukuksal varlığını henüz koruduğu ve iptale kadar geçerli sayılacağı, dava açmanın da bir tasarrufi işlem olduğu, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil davası açma sıfatına ancak tapu kaydında malik olarak gözüken kişi ya da kişilerin sahip olabilecekleri kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; davacıya tapuda adına intikal yapması hususunda kesin süre verilmesi, süresi içerisinde intikal yaptırılırsa davaya devam edilmesi ve esastan gerekli kararın verilmesi; eğer bu süre içerisinde intikal yaptırılmazsa hükmü yalnızca davalı F. Ü."nün temyiz etmiş olması karşısında bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; davacının, dava dilekçesinde ve aşamalarda hangi davalıdan ne miktarda ecrimisil istediğini bildirmediği halde bu hususun açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, hüküm altına alınan ecrimisilden hangi davalının ne miktarda sorumlu olduğunun belirtilmemiş olması da isabetsizdir.
Davalı F. Ü. vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.