Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6643
Karar No: 2013/9423

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/6643 Esas 2013/9423 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/6643 E.  ,  2013/9423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/01/2013
    NUMARASI : 2010/331-2013/38

    Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                               
    Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, 19 parsel yönünden davanın kısmen  kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ile davalının çekişmeye konu avlulu kargir ev vasıflı 2271 ada 19 nolu parsel,  fındık bahçesi vasıflı 1080, 676, 713 ve 714 nolu parseller, tarla vasıflı 656 ve 671 nolu parseller ile tarla ve ahşap ev ve serendi vasıflı 652 nolu parselde paydaş oldukları, dava konusu yapılan 1085 ve 1086 parsel sayılı taşınmazların ise dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davacının davalıya gönderdiği Ordu 1. Noterliği"nin 29.06.2010 tarihli ihtarnamesi ile çekişme konusu yerlerle ilgili ecrimisil talebinde bulunduğu  anlaşılmaktadır.
    Davacı, çekişme konusu 19 parsel üzerinde yeralan beş adet daireyi davalının kullanarak ve kiraya vererek tasarruf ettiğini, fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazların fındık mahsulünü de davalının aldığını, ecrimisil ödemesi  yönünde noter kanalı ile ihtarname gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek geriye dönük 5 yıllık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 20.000.-TL ecrimisilin muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte  davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında dava dilekçesini ıslah ederek talep ettiği ecrimisil miktarını 31.310.-TL"ye yükseltmiş, davalı ise, çekişme konusu dairelerden birinde mirasçıların rızası ile oturduğunu, taşınmazların kirasını sağlığında annelerinin aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış  bir takım istisnaları vardır. Bunlar;  davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır. 
    Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.  
    Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
    Somut olaya gelince, davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde  hangi döneme ilişkin hangi parsel için ne kadar ecrimisil istediğini açıkça belirtmediği gibi, mahkemece de davacıya  bu hususlar  açıklattırılmış değildir.
    Öte yandan, 17.09.2012 tarihli celsede davacı 19 nolu parselden bahisle; bu taşınmaz  üzerinde yeralan 5 katlı binanın bir katında davalının anneleri ile birlikte oturduğunu, anneleri öldükten sonra da oturmaya devam ettiğini, anneleri yaşarken de, öldükten sonra da dairelerin kiralarını davalının aldığını, anneleri öldükten sonra davalının gönlü olursa arada 300,00.-TL topladığı kiradan para verdiğini, bir yıl içerisinde bu şekilde birkaç kez para verdiğini beyan etmiş olması karşısında, anılan parselle ilgili olarak davalının elde ettiği kira gelirlerinden davacıya dönem dönem vermesi ve davacının  da  itirazı kayıt dermeyan etmeden verilen paraları  kabul etmiş olması karşısında, bu parsel bakımından davacı yararına ecrimisile hükmedilemeyeceği kuşkusuzdur.
    Diğer taşınmazlar yönünden ise;  her ne kadar davacı dava açmadan önce davalıya gönderdiği Ordu 1. Noterliği"nin 29.06.2010 tarihli ihtarnamesi ile ecrimisil talebinde bulunarak davalıyı intifadan men ettiği yönündeki iradesini ortaya koymuş ise de, davacının, davanın davanın açıldığı 11.10.2010 tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisil istemiş olması karşısında ihtarnamenin gönderilmesinden önceki dönemde fındık bahçesi vasıflı taşınmazların mahsulünü kimin topladığı, diğer taşınmazlar yönünden ise intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin önem taşıdığı, ne var ki mahkemece bu yönlerden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, öncelikle çekişmeye konu taşınmazlardan her birine hangi dönem için ne miktarda ecrimisil istendiği hususlarının davacıya açıklattırılması, ondan sonra ecrimisil istenen dönem içerisinde fındık bahçesi vasıflı taşınmazların kim veya kimlerin tasarrufunda  bulunduğunun, öteki taşınmazlar yönünden ise intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, özellikle çekişme konu taşınmazların taraflar arasında daha önceden paylaşıma konu yapılıp yapılmadığının, paylaşım mevcut ise bu paylaşımın hangi tarihte ne şekilde gerçekleştirildiğinin ortaya konulması,  bu olguların tespiti bakımından davaya konu her bir parsel için ayrı ayrı tanıkların dinlenmesi,beyanlarının alınması,    intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği  iddiasının   her türlü delille kanıtlanabileceği dikkate alınarak yukarıda belirtilen ilkelerde gözetilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre de, reddedilen miktar üzerinden davalı taraf yararına eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması da yerinde değildir.
    Davacı vekili ile davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  06.06.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi