Esas No: 2021/100
Karar No: 2021/321
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/100 Esas 2021/321 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ..."ün TCK"nın 103/2, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Bafra Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.10.2017 tarihli ve 211-123 sayılı resen istinafa tabi hükmün sanık müdafisi ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından da istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 24.10.2018 tarih ve 1230-2448 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık müdafileri ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 20.01.2020 tarih ve 2877-508 sayı ile;
"Sanık ... hakkında İlk Derece Mahkemesince gerçekleştirilen yargılama sonucunda kurulan hükümlerin istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine düzenlenen 14.03.2019 günlü tebliğnamede sanığın, mağdureler Gülcan ile Sahra’ya yönelik işlediği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi kararına yönelik temyizle ilgili herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşıldığından, ek tebliğname düzenlenmek suretiyle söz konusu eksiklik giderildikten sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına Tevdiine," karar verilmiş olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ek tebliğname doğrultusunda dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 02.11.2020 tarih, 3238-4575 sayı ve oy çokluğuyla;
"...Sanığın aşamalarda mağdurenin on dokuz yaşında olduğunu bildiği yönündeki savunması, 14.02.2017 tarihli duruşmada yapılan gözlemde mağdurenin on beş-on altı yaşlarında göründüğünün belirtilmiş olması, mağdurenin duruşmada sanığın kendisini on dört-on beş yaşında olduğunu bildiğini söylemesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında; İlk Derece Mahkemesince olayda 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunduğu nazara alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması karşısında, anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri ... ve ...;
"...Mağdure ... 01.02.2002 doğum tarihli olup suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu, 14.02.2017 tarihli duruşmada yapılan gözlemde 15-16 yaşlarında gözüktüğü ve doğum tarihi ile uyumlu olduğunun saptandığı, mağdurenin aşamalarda değişmeyen ısrarlı ve samimi beyanlarında sanığa 14 yaşında olduğunu bildirdiğini ifade etmesi karşısında; sanık ...’ün suçtan kurtulmaya matuf mağdurenin yaşını 19 olarak bildiğine ilişkin savunmasına itibar edilmeyerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 31.12.2020 tarih ve 21121 sayı ile;
"...Dosya kapsamı itibarıyla 01.02.2002 doğumlu mağdur ... ile 20.06.1994 doğumlu sanık ..."ın 15.07.2016 tarihinden itibaren tanışıp arkadaşlık yaptıkları, sanık ..."ın arkadaşı Emrullah ile de Sahra"yı tanıştırdıkları, 05.11.2016 günü mağdur ..."ın eve gitmek istemediği, mağdurlar ... ve Sahra"nın, sanıklar Emrah ve Emrullah"ı aradıkları ve buluşup Altınkaya barajına gittikleri, biraz dolaştıktan sonra Bafra"ya döndükleri ve Emrullah ile Sahra"yı Bafra"ya bıraktıkları, tekrar baraja dönen sanık ... ile mağdur ..."ın rızasıyla cinsel ilişkiye girdikleri, birkaç gün burada kalan sanık ... ile mağdur ..."ın daha sonra 06.11.2016 günü sanık ..."ın evine geldikleri ve burada da mağdur ..."ın rızasıyla cinsel ilişkiye girdikleri sabittir.
Sanık tüm aşamalarda mağdurenin yaşını 19 olarak bildiğini ileri sürmüştür.
Mağdure kollukta alınan ifadesinde sanığın onun 14 yaşında olduğunu bildiğini açıkça beyan etmiş, duruşmada da 14-15 yaşında olduğunu söylediğini belirtmiştir. 06.11.2016 günü sanığın mağdureyi kendi evine götürdüğünde sanığın anne ve babası olan itiraz dışı sanıklar Nihat ve ..."e bir sorun çıkarmamaları için19 yaşında olduğunu beyan ettiğini de ifadelerinde ileri sürmüştür.
İlk Derece Mahkemesi de 14.02.2017 tarihinde mağdurenin nasiye-i hâli hakkında gözlem yapmış ve o tarih itibarıyla 15-16 yaşlarında göründüğünü belirtmiştir ki bu gözlem de mağdurenin kaydi yaşına uygundur.
Yüksek Daire çoğunluğu ile Başsavcılığımız arasındaki ihtilaf sanığın mağdurun yaşı konusunda hataya düşüp düşmediği hususundadır.
Hatayı düzenleyen TCK"nın 30.maddesi şöyledir;
"Madde 30– (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
(4) (Ek: 29.06.2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz."
Genel olarak hata, dış dünyaya ait bir şeyin gerçekte olduğu gibi değil yanlış bir biçimde bilinmesidir. Hata, dış dünyaya ait bir şeyin gerçekte olduğundan farklı algılanmasıdır. Hata, iradenin oluşumu aşamasında hukuk kuralını ya da fiili (fiilin maddi unsurlarını) bilmemek olarak ortaya çıkarken, iradenin oluşumu aşamasında ise meydana gelen fiilin irade edilenden farklı olması yani sapma biçiminde söz konusu olur.
Bir suçun var olabilmesi, kastın gerçekleşmesi için, sadece hareketin bilerek ve isteyerek yapılması yetmez, suçu oluşturan unsurların da bilinmesi gerekir. Fiilî hata suçun asli unsurlarına ilişkin hatadır. Fiilî hatada fail ceza normu bakımından bir bilgisizliğe sahip değildir. Normu doğru bilmektedir fakat yasaklanan, suç teşkil eden fiilden farklı bir fiil gerçekleştirdiğine inanmaktadır. Fail fiil üzerinde hata yapmakta, yaptığı fiilin tipik olmadığına inanmaktadır. Fiilî hata bir "algılama" hatasıdır. Hata kurucu unsurlara ilişkin ise etkilidir. Suç vasıtasında hata sorumluluğu etkilemez. Aynı şekilde hata şahıs üzerinde yapılmışsa o da sorumluluğu etkilemez. Şahısta hata kusurluluğu kaldırmaz.
Öğretide bu konuya ilişkin olarak; "Suçun maddi unsurlarına ilişkin hata, eylemin suç teşkil etmesi için bulunması zorunlu hususlara ilişkin bir yanılmadır. Örneğin, arkadaşını ziyarete giden bir kimsenin, arkadaşının olduğu düşüncesiyle bir başkasının konutuna girmesi veyahut onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla rızaen cinsel ilişkide bulunanın, mağdurun reşit olduğunu düşünerek bu eylemi gerçekleştirmesi." (Artuk/Gökcen/Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 7. Baskı, s. 522), "Failin suç tipindeki bir unsurda yanılması, bu suçun kasten işlenmesini engeller. Bu takdirde suç taksirle işlendiği takdirde cezalandırılabilen bir suç ise, sorumluluk taksirli suçtan dolayıdır." (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 12. Baskı, s. 362) şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
Fail, cinsel ilişkide bulunduğu mağdurenin 15 yaşını doldurmadığı hâlde, 15 yaşını doldurduğu düşüncesiyle mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkide bulunur ve şikâyetçi olmayan mağdurenin yaşı konusundaki hatası esaslı, diğer bir ifadeyle kabul edilebilir bir hata olursa, bu takdirde fail 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçun maddi unsurlarından olan mağdurun yaşına ilişkin bu hatasından yaralanacak, bunun sonucu olarak yüklenen suç açısından kasten hareket etmiş sayılmayacağından ve bu suçun taksirle işlenmesi hâli kanunda cezalandırılmadığından 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatına karar verilmesi gerekecektir.
Suçun maddi unsurlarında hata hâli faile ilişkin bir durum olduğundan, bu hususun fail veya müdafisi tarafından ileri sürülmesi gerekmekte olup, kural olarak mahkemece suçun maddi unsurlarında hataya düşülüp düşülmediğine ilişkin bir araştırma yapılmayacaktır. (YCGK 26/11/2013 gün 2013/516 Karar sayılı kararı)
Buna göre somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın kabulüne göre olay tarihinde 14 yaş 9 ay 4 günlük olan mağdurenin 22 yaş 4 ay 15 günlük olan sanıkla yaklaşık 3 ay 20 gündür tanıştıkları, telefonla, bazen de yüz yüze görüştükleri ve 04.11.2016 günü buluştuktan sonra hiç ayrılmadan önce baraj gölü yakınlarında sonra da sanığın evinde cinsel ilişkiye girdikleri, sanığın yaşına ve aralarındaki ilişkinin süresine göre sanığın mağdurenin yaşını bilebilecek durumda olduğu, mağdurenin kolluk ve duruşmadaki anlatımlarına göre de olay tarihinde mağdurenin yaşının 14 olduğunun sanıkça bilindiği, mağdurenin yaşı konusunda yanıltıcı beyanının sanığın anne ve babasına yönelik olduğu, nitekim onların bu durumdan yararlandırıldıkları, mağdurenin fiziksel görünümünün yaşına uygun olduğunun da mahkemece tespit edildiği, bu nedenle mağdurenin yaşına dair sanığın soyut savunmasına itibar edilebilir olmadığı, TCK"nın 30. maddesindeki hata hükümlerinden sanığın yararlanmasının mümkün olmadığı," görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 01.03.2021 tarih ve 11497-1671 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında Yerel Mahkemece mağdure Gülcan’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi, mağdure Sahra’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ise merciince itirazın reddine karar verilmesi suretiyle; inceleme dışı sanıklar Sebahat ve Nihat hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı hükümleri, Bölge Adliye Mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve bu kararların da merciince itirazın reddedilmesi suretiyle, aynı inceleme dışı sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı hükümleri, Bölge Adliye Mahkemesince beraat kararları verilmesi ve bu kararların da Özel Dairece onanması suretiyle; inceleme dışı sanık ... hakkında her iki mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ise merciince itirazın reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenmiş olan hata hâlinin uygulanma imkânının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle mağdurenin yaşının tespiti noktasında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mağdure Gülcan Boztarla’nın anne ve babasının ayrı olduğu, babası ve kardeşleriyle birlikte yaşadığı, suç tarihinde 14 yaş 9 ay 3-8 günlük olduğu, dosyada bulunan nüfus kayıt örneğine göre; 01.02.2002 olan doğum tarihinden 26 gün sonra nüfusa tescil edildiği,
Sanık ...’ün ise suç tarihinde yirmi üç yaşında olup anne ve babasıyla beraber yaşadığı,
09.11.2016 tarihinde kolluk görevlileri tarafından düzenlenen ön görüşme tutanağına göre; 06.11.2016 tarihinde saat 14.00 sıralarında Çocuk Büro Amirliği"ne gelen ... isimli şahsın, kızı Gülcan Boztarla’nın 04.11.2016 tarihinde saat 15.00’den itibaren kayıp olduğu, kızının polis marifetiyle bulunarak tarafına teslim edilmesini talep ettiği, kızının kaybolmasıyla ilgili olarak zorla alıkoyan şahıslardan şikâyetçi olduğu, bu beyan üzerine mağdurenin bulunabilmesi için araştırmalara devam edilirken 09.11.2016 tarihinde saat 14.00 sıralarında mağdurenin, babası ... ile Çocuk Büro Amirliği"ne geldiği, mağdureyle yapılan ön görüşmede; 04.11.2016 tarihinde saat 15.00 sıralarında kız kardeşi Nurcan Boztarla ile Dedebağı Mahallesi civarında ikamet eden ...’ın evine gittiklerini, ...’ın arkadaşı olan Emrullah isimli şahsı telefonla arayarak Çelikpark Alışveriş Merkezi"nin arka tarafına gelmesini söylediğini, kızkardeşi Nurcan ve arkadaşı Sahra ile birlikte Çelikpark Alışveriş Merkezi"nin arka tarafına gittiklerini, ...’ün kullandığı beyaz renkli otomobille Emrullah ve Emrah’ın bulundukları yere geldiklerini, kendilerinin de otomobile binerek Kızılırmak Köprüsü istikametine doğru gittiklerini, köprü civarında kız kardeşi Nurcan’ı otomobilden indirdiklerini, kendilerinin ise otomobille baraja doğru gittiklerini, saat 19.00’a kadar barajda kaldıklarını, tekrar otomobille Bafra ilçesine döndüklerini, Sahra ile Emrullah’ın otomobilden indiklerini, gece saatlerinde ... ile birlikte tekrar baraja gittiklerini, otomobili baraj civarında kimsenin göremeyeceği bir yere çektiklerini ve kendi isteğiyle ... ile cinsel ilişkiye girdiğini, bir sonraki akşam yine aynı şekilde aynı yerde otomobil içinde ... ile cinsel ilişkiye girdiklerini beyan ettiği,
11.11.2016 tarihinde mağdure hakkında sosyal çalışmacı tarafından düzenlenen ilk görüşme raporuna göre; mağdurenin birime geliş nedeniyle ilgili olarak; tarihini hatırlayamadığı bir zamanda arkadaşı Sahra, Sahra’nın erkek arkadaşı Emrullah ve sanıkla buluştuklarını, sanığın arabasıyla Altınkaya Barajı"na gittiklerini, bir süre gezdikten sonra Sahra ve Emrullah’ın fen lisesi yakınlarında, kendisinin ise evine yakın bir yerde araçtan indiğini, daha sonra sanığın, kendisini tekrar arabasıyla alarak Altınkaya Barajı"na götürdüğünü, 2-3 akşam aracın içinde kaldıklarını ve birden çok defa cinsel ilişkiye girdiklerini, daha sonra sanığın, kendisini ailesiyle tanıştırdığını, sanığın, kendisinin yaşının küçük olduğunu bildiğini ancak sanığın ailesine 19 yaşında olduğunu söylediklerini, bir gece de onların evinde kaldıktan sonra salı günü eve döndüğünü, babasına yaşadıklarını anlattığını ve birlikte Çocuk Büro Amirliği"ne giderek ifade verdiklerini söylediği, mağdureyle yapılan görüşmede; yaşından daha büyük ifadeler kullandığı, yaşadığı cinsel istismarı doğal bir süreç gibi anlatmasının dikkat çektiği,
15.11.2016 tarihli adli görüşme değerlendirme raporuna göre; mağdureyle yapılan ön görüşme ve adli görüşmede kendisini ifade edebilecek dil ve zihinsel gelişime, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurabilecek bilişsel yetilere sahip olduğunun değerlendirildiği, içinde bulunulan zaman kavramını kullanabildiği, olayların tarihlerini genel olarak tanımlayabildiği, gelişimsel dönem içerisinde değerlendirildiğinde ergenlik dönemi içerisinde olduğu, aile içinde benzer biçimde eve geç gelme ve evden uzaklaşma, riskli cinsel davranışlar geliştirme şeklinde davranışlar sergilediğinin yapılan görüşmelerden anlaşıldığı, çocuk izlem merkezine ikinci kez cinsel istismar nedeniyle gelmesi dikkate alındığında annesinin evde olmaması sonucu babasının tek başına koruma ve kollama konusunda yetersiz kaldığı, mağdurenin sık sık evden kaçması, babasının koruma ve kollama konusunda yetersiz kalması, aynı yıl içinde ikinci kez cinsel istismara maruz kalması gözetildiğinde bakım tedbiri kararı alınmasının uygun olduğu,
15.11.2016 tarihli aile görüşme raporunda; mağdurenin annesiyle babasının boşandıklarının, mağdurenin Bafra Ticaret ve Sanayi Odası Ortaokulunda 7. sınıf öğrencisiyken açık öğretimde okumaya başladığının, akademik başarısının orta derecede olduğunun, bilinen herhangi bir sağlık sorunu ya da vücut bütünlüğüne zarar verici bir davranışının olduğuna yönelik bilgi alınmadığının, kendisine verilen yönergeleri anlamlandırıp cevap verebildiğinin, tanımlayabildiğinin, yetişkinlerle iletişim kurabildiğinin, 13 yaşında olan kız kardeşi Nurcan’ın %50 engelli raporu olup özel eğitime devam ettiğinin, 11 yaşında olan erkek kardeşi Osman’ın görme problemi bulunduğunun ve 9 yaşındaki erkek kardeşi Gürkan’ın %30 engelli raporu olup özel eğitim öğrencisi olduğunun, mağdurenin kısa zaman içinde iki kez cinsel suç mağduresi olarak çocuk izlem merkezine getirildiğinin bildirildiği,
16.11.2016 tarihinde Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde görevli çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından düzenlenen rapora göre; 10.11.2016 tarihinde yapılan muayenesinde mağdurenin sağ femur dorsalinde 4-5 adet, 3-4 cm boyunda lineer abrazyon mevcut olup başkaca darp ve cebir izine rastlanılmadığı, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından düzenlenen rapora göre; 10.11.2016 tarihinde yapılan muayenesinde hymen annuler vasıfta olup taze veya eski yırtık, ekimoz görülmediği, hymenin duhule müsait görünümde ve intakt bulunduğu; çocuk cerrahisi uzmanı tarafından düzenlenen rapora göre; anal bölge muayenesinde sfinkter tonusu doğal olup herhangi bir ekimoz ya da fissüre rastlanılmadığı, olayın 72 saat içinde gerçekleştiği göz önünde bulundurularak anal bölgenin içinden ve dışından sürüntü örnekleri alındığı, alınan sürüntü örneklerinin boyasız mikroskobik incelemesinde sperm hücresi görülmediği, sonuç olarak; vücudunda darp ve cebir izi tespit edilmediği, 10.11.2016 tarihinde yapılan muayene bulgularına göre kızlık zarının duhule müsait yapıda olduğu, anal muayenede akut ya da kronik fiili livatanın kesin maddi delillerine rastlanmadığı ancak rızayla, itinayla veya kayganlaştırıcı madde kullanılarak yapılan eylemlerde herhangi bir bulgu olmadan da eylemin gerçekleşmiş olabileceği tıbben bilindiğinden konunun adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağı,
Bafra Ağır Ceza Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli duruşma tutanağında; mağdurenin genel durumuna dair gözlem yapılarak yaklaşık 1.60 cm boyunda, 55 kilogram ağırlığında, 15-16 yaşlarında göründüğünün belirtildiği,
03.10.2018 tarihinde sanık tarafından cezaevi aracılığıyla dosyaya sunulan savunma dilekçesinde; gözaltına alındığında polislerin psikolojik baskısı, gözaltına alınması nedeniyle psikolojisinin bozulması ve korkması sonucunda suçu kabul etmek zorunda kaldığını, mağdureyle, Emrullah ve onun sevgilisi Sahra aracılığıyla tanıştıklarını, mağdurenin kendisine 19 yaşında olduğunu söylediğini, kendisinin de buna inandığını, olay günü hep beraber baraja gittiklerini, Emrullah ve Sahra’nın arabada kaldıklarını, mağdureyle kendisinin de biraz uzaklaşarak sohbet ettiklerini, aralarında herhangi bir yakınlaşma olmadığını, sohbet sırasında mağdurenin kalacak yerinin olmadığınını, kabulü hâlinde evlerine gelip hem ailesiyle tanışmak hem de birkaç gün evlerinde kalmak istediğini söylediğini, mağdureyle ciddi düşündüğü için bu teklifin kendisine de uygun geldiğini ve kabul ettiğini, Emrullah ile Sahra’yı Bafra’ya bıraktıktan sonra baraja döndüklerini, orada bir süre daha oturduktan sonra mağdureyi, kendisinin evine götürdüğü ve ailesiyle tanıştırdığını, mağdurenin, ailesine de 19 yaşında olduğunu söylediğini, evlerinde kaldığı süre boyunca mağdureyle ayrı odalarda yattıklarını, son gün babasının bu işin böyle olmayacağını, mağdureyi evine götürüp bırakması gerektiğini, en kısa sürede mağdureyi ailesinden isteyeceklerini söylediğini, bunun üzerine mağdureyi evine bıraktığını, polislere vermiş olduğu ifadeyi kesinlikle kabul etmediğini, olayla ilgili özgür ifadesinin bu dilekçede yazdığı hususlar olduğunu, mağdurenin hastane raporlarının temiz çıkması, şikâyetinden vazgeçmesi ve olaydaki diğer şahısların çelişkili ifadelerde bulunmaları hususlarının kendisi lehine delil olarak değerlendirilmesini talep ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdure Gülcan Savcılıkta; 01.02.2002 doğumlu olup açık öğretimde okuduğunu, anne ve babasının ayrı olduklarını ve buraya babasıyla geldiğini, annesinin Dedeli köyünde yaşadığını, 5 gündür kayıp olduğunu, sanığın, kendisinin sevgilisi olduğunu, cuma akşamı eve gitmek istemediğini, sanığın 21 yaşında ve işsiz olduğunu, Kuzalan köyünde yaşadığını, sanığı 25 gündür tanıdığını, bir gün Türkeş Parkında gezerken kendisine "Çıktığın var mı?" diye seslendiklerini, kendisinin de "Yok." dediğini, sanıkla bu şekilde tanıştıklarını, arkadaşı Sahra ile sanığın arkadaşı Emrullah’ı da kendisinin tanıştırdığını, onların da çıkmaya başladıklarını, Sahralara gittiği zamanlarda sanıkla Emrullah’ı aradıklarını, Çelikpark Alışveriş Merkezi"nin yakınında buluşup baraj tarafına gittiklerini, sanığın arabasının olduğunu, cuma günü yine sanık ve Emrullah’ı aradıklarını, kız kardeşi Nurcan’ın da yanlarında olduğunu, sanıkla buluştuklarını, Gelin Köprüsü’nün yakınlarında Nurcan’ı otomobilden indirdiklerini, dördü birlikte Altınkaya Barajı tarafına gittiklerini, otomobilden inerek biraz kendi başına dolaştığını, Sahra ile Emrullah’ın otomobilde kaldıklarını, sanıkla küstüğü için onunla konuşmayarak tek başına dolaştığını, daha sonra Sahra’ya "Gidelim mi?" diye sorduğunu, Sahra’yı evine bırakarak sanıkla tekrar baraja gittiklerini, baraja gitmenin ortak kararları olduğunu, sanığın kendisine zorla hiçbir şey yapmadığını, ilişkiye girme kararı aldıklarını ve otomobilde ilişkiye girdiklerini, ilişkinin ön özel bölgeden gerçekleştiğini, arka bölgeden de ilişkiye girmeyi denediklerini ama tam olarak ilişkinin gerçekleşmediğini, sanık ile 2-3 gün barajda kaldıklarını, gündüzleri Bafra ilçesine geldiklerini, akşamları ise tekrar otomobille baraja dönüp orada kaldıklarını, sanığın ailesiyle de tanıştığını, onlara 19 yaşında olduğunu söylediğini, sanıkla beraber onların evinin üst katında boş bir odada kaldıklarını, evde kalırken de kendi evine dönene kadar sanıkla cinsel birliktelik yaşadıklarını, otomobilde birlikte olduklarında cinsel organından kan gelmediğini ama evde yaşanan ilişkide acı duyduğunu, sanığın yaşanan tüm ilişkilerde içine boşaldığını, sanığın, kendisinin 14 yaşında olduğunu bildiğini ancak yaşadıklarının suç olduğunu bilip bilmediğinden emin olmadığını, sanıktan şikâyetçi olmadığını, sanığın ilişkiye girmek için kendisine bir vaatte bulunmadığını, sanığı sevdiğini ve cinsellik yaşamak için sanıkla birlikte olduğunu,
14.02.2017 tarihinde Mahkemede; olaydan bir süre önce kardeşi Gürkan"ı parktan getirirken bir aracın yanında durduğunu, aracın içinde sanık ve Emrullah’ın olduğunu, parka gittiği zamanlarda otogarın oradan geçerken Emrullah"ı gördüğü için Emrullah’ı simaen tanıdığını, sanığı ise hiç tanımadığını, araç yanında durduğunda Emrullah’ın kendisine kaç yaşında olduğunu sorduğunu, kendisinin de 14-15 yaşında olduğunu söylediğini, Emrullah’ın nereye gittiğini sorması üzerine eve gittiğini belirttiğini, Emrullah’ın çok ısrar etmesi üzerine dayanamayarak arabaya bindiğini, Emrullah’la konuştuktan sonra ancak henüz arabaya binmeden önce eve gidip kardeşini bıraktığını, sonra arabanın olduğu yere gelerek arabaya bindiğini, üçünün ağaçlık bir yere gittiklerini, bu yerin Bafra’da olduğunu düşündüğünü, sonra arabadan inerek bir yere oturup konuştuklarını, Emrullah’ın kendisine çıkma teklifi ettiğini ama bu teklifi kabul etmediğini, kendisinin esasında sanığı beğendiğini, bu nedenle Emrullah"a Sahra isimli arkadaşını ayarlayabileceğini söylediğini, Emrullah’ın da Sahra’yı görmek istediğini ifade ettiğini, geri dönerek kendisini evinin yakınına bıraktıklarını, kendisinin de önce Sahra"nın yanına gittiğini, sonra Sahra"yı alıp Emrullah"la sanığın bulunduğu yere döndüklerini, sanıkla Emrullah’ın Çelikpark Alışveriş Merkezi"nde beklemekte olduklarını, orada buluştuktan sonra yine arabaya binerek tepe gibi bir yere gittiklerini, kendisinin sanıkla beraber arkada oturduğunu, Emrullah"la Sahra’nın da ön tarafta oturmakta olduklarını, bu şekilde sohbet ettiklerini, sanık ve Emrullah"la buluşmadan önce Sahra ile Sahra’nın yaşını 15 olarak söylemek hususunda anlaştıklarını ancak sanık ile Emrullah’ın kendisinin yaşını zaten bildiklerini, bir süre sohbet ettikten sonra geri döndüklerini, sanık ile Emrullah’ın kendilerini evlerine bıraktıklarını, oradaki sohbetten sonra kendisinin sanıkla, Sahra’nın da Emrullah ile çıkmaya başladığını, aradan bir süre geçtikten sonra Sahra’dan eşyalarını almak üzere evden çıktığını, kız kardeşinin de yanında olduğunu, sonra Sahra"nın evine gittiklerini, Sahra’da akrabasına ait olduğunu söylediği bir cep telefonunun bulunduğunu, Sahra’nın Emrullah"ı bu telefonla aradığını, hep beraber Çelikpark Alışveriş Merkezi"ne gittiklerini, kardeşinin de yanında olduğunu, alışveriş merkezinin dışında Sahra"nın yanında getirdiği sigarayı içtiklerini, sigarayı içince kendisini tuhaf hissettiğini, Sahra’ya sigaranın içinde bir şey olup olmadığını sorduğunu, Sahra’nın da bir şey olmadığını söylediğini, sonra sanık ve Emrullah’ın geldiklerini, üç kız arabaya bindiklerini, kız kardeşini yolda indirdiklerini, babasına söylememesi için de kız kardeşini uyardıklarını, Sahra"nın getirdiği sigara paketini de yanına alan kardeşinin arabadan indiğini ve ağlayarak gittiğini, baraja giderek arabanın içinde oturduklarını, bir süre sonra sanık ve kendisinin arabadan indiklerini, Sahra ile Emrullah’ın ise arabanın içerisinde kaldıklarını, bunaldığı için dışarı çıktığını, sanığın da arabanın yanında oturmakta olduğunu, yaklaşık yarım saat sonra arabaya tekrar bindiklerini, Dededağı"na geri döndüklerini, Sahra’nın onlarda kalmasını istediğini, kendisinin de babasına haber vermek istediğini ama haber veremediğini, "O zaman Emrahlarla gidelim." dediğini ve Emrullah"ı arayıp çağırdıklarını, Sahra’nın, kendisiyle birlikte sanık ve Emrullah’ın gelmesini beklediğini, onlar gelince Sahra’nın eve döndüğünü, kendisinin arabaya bindiğini, Emrullah"ı bıraktıklarını, baraja geri döndüklerini, orada sanıkla normal yoldan birlikte olduklarını, daha önce hiç kimseyle birlikte olmadığını, ilk kez sanıkla kendi isteğiyle birlikte olduğunu ve zorlama olmadığını, canının biraz acıdığını, cinsel ilişkiye gireceklerini bilmediğini, cinsel organından kan gelmediğini, sanığın, kendisinin cinsel organının dışına boşaldığını, o gün arabanın içinde uyuduklarını, ertesi gün merkeze geldiklerini, bir süre vakit geçirdikten sonra tekrar barajın oraya gittiklerini, orada sadece öpüştüklerini, o geceyi de orada geçirdiklerini, sonraki akşam sanığın ailesinin yanına gittiklerini, ailesine kendilerini arkadaş olarak tanıttıklarını, sanığın ailesine yaşının 19 olduğunu söylediğini, iki akşam orada kaldıklarını ve aynı odada yattıklarını, yatacakları yeri sanıkla beraber hazırladıklarını, evin üst katında kaldıkları için sanığın annesi ve babasının sanıkla aynı odada kaldıklarını bilmediklerini, ilk gece sadece uyuduklarını, ikinci gece sanıkla birlikte olduklarını, sanıkla kendi rızasıyla birlikte olduğunu, o gece babasıyla telefonda konuştuğunu, babasının kendisine eve gelmesini söylediğini, bu nedenle ertesi gün eve gitmeye karar verdiğini, daha öncede defalarca böyle kaçmış olduğunu, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; sanığın isminin Emre olduğunu söylediğini, sorulması üzerine; baraja gezmek amacıyla gittiklerini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede hazır bulunan psikolojik danışman; mağdurenin bedensel özellikleri itibarıyla akranları gibi olduğu, zihinsel özellikleri itibarıyla akademik başarıyı yakalamakta zorlanabileceği, sosyal duygusal özellikleri itibarıyla gelişim dönemi özelliklerine de bağlı olarak iç dünyası ve çevresi arasında uyumlu davranışlar kuramayabileceği, dilimizle iletişim kurulabildiği, zaman zaman yer, zaman, kişi oryantasyonunu sağlamakta zorlanabileceği, gerek bedensel duruşu, gerek ses tonu, gerekse jest ve mimikleri itibarıyla beyanlarına itibar edilebileceği kanaatine varıldığını,
28.09.2017 tarihinde Mahkemede; şikâyetinden vazgeçtiğine dair dilekçe sunduğunu, zaten çevrenin baskısı ve herkesin üzerine gelmesi nedeniyle şikâyette bulunduğunu, artık şikâyetçi olmadığını,
26.10.2017 tarihinde Mahkemede; ifadesi alınırken baskı altında olduğunu, herhangi bir şikâyetinin bulunmadığını, kendi rızasıyla sanığın evine gittiğini ve sanıkla birlikte olduğunu, sanığın, kendisinin gerçek yaşını bildiğini ancak sanığın ailesine yaşını 19 olarak söylemek hususunda sanıkla anlaşmış olduklarını,
Katılan ... 06.11.2016 tarihinde Kollukta; eşinden resmî olarak boşandığını, 4 çocuğunun da velayetinin kendisinde olduğunu, mağdurenin babası olduğunu ve mağdurenin açıköğretimde okuduğunu, 04.11.2016 tarihinde saat 15.00 sıralarında arkadaşı ...’ta ayakkabısının olduğunu, onu alıp döneceğini söyleyerek evden ayrıldığını, bu sırada mağdurenin yanında %50 özürlü olan diğer kızı Nurcan’ın da bulunduğunu, Nurcan’ın, kendisine Sahra’nın evine giderek kıyafetleri aldıktan sonra evden çıktıklarını, Ticaret Sanayi Ortaokulunun yanına gittiklerini, burada yanlarına beyaz renkli bir otomobilin geldiğini, otomobilde iki erkek şahsın da olduğunu, mağdure ile Sahra’nın bu araca binerek gittiklerini anlattığını, mağdurenin o tarihten bu yana eve gelmediğini, mağdurenin daha önce de bu şekilde evden ayrılması nedeniyle döneceğini düşünerek müracaatta bulunmadığını, gidebileceği yerlere baktığını ancak bulamadığını, 06.11.2016 tarihinde öğleden sonra Sahra’nın evine baktığında mağdureyi orada da bulamadığını, mağdurenin 1.40 cm boyunda, 40-50 kilogram ağırlığında, esmer tenli olduğunu, sarı renkli, küt saçlarının bulunduğunu, mağdurenin bulunarak tarafına teslim edilmesini istediğini, mağdureyi zorla kaçırıp alıkoyan şahıslar varsa şikâyetçi olduğunu,
06.11.2016 tarihinde Kollukta; 06.11.2016 tarihinde öğle saatlerinde kızı olan mağdure hakkında kayıp müracaatında bulunduğunu, aynı gün saat 18.00 sıralarında mağdurenin eve döndüğünü, mağdureye "Gel seni polise götürüp yurda vereceğim." demesi üzerine mağdurenin koşarak yanından ayrıldığını, peşinden koştuğunu ancak yetişemediğini, tekrar eve gelmesi durumunda haber vereceğini,
10.11.2016 tarihinde Kollukta; mağdurenin 09.11.2016 tarihinde kendiliğinden eve döndüğünü, eve geldiği gün ifade vermesi için mağdureyi karakola getirdiğini, mağdurenin alınan ifadesinde Emre Yörük isimli bir şahıs tarafından cinsel yönden istismara uğradığını belirttiğini, kaybolduğu gün mağdurenin yanında ..., Emre Yörük ve Emrullah isimli şahısların olduğunu, mağdureye sadece Emre Yörük’ün istismarda bulunduğunu, ... ve Emrullah isimli şahısların ise kendisinin rızası olmaksızın mağdureyi yanlarında götürdüklerini öğrendiğini, mağdureye cinsel istismarda bulunan Emre Yörük ile mağdureyi kendisinden izin almaksızın alıkoyan ... ve Emrullah isimli şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; kızı olan mağdurenin üç gün üç gece kaybolduğunu, polise bildirdiğini, sonrasında mağdurenin geldiğini, kendisinin yaşananlarla ilgili bir bilgisinin olmadığını ama şikâyetçi olup davaya katılmak istediğini,
İnceleme dışı mağdure ... Kollukta; 04.11.2016 tarihinde mağdure ile mağdurenin kız kardeşi Nurcan’ın, evine geldiklerini, mağdurenin, kendisinde bulunan kıyafetlerini aldığını, mağdurenin kendisine "Gel birlikte gezelim." diyerek teklifte bulunduğunu, önce bu teklifi kabul etmediğini ancak mağdure ısrar edince birlikte dışarı çıktıklarını, Çelikpark Alışveriş Merkezi"nin yanına gittiklerinde beyaz renkli bir otomobilin yanlarında durduğunu, otomobilde iki erkek şahsın olduğunu, mağdurenin "Gel arabaya binelim. Ben bunların yeğeni oluyorum." dediğini, mağdure, Nurcan ve kendisinin otomobile bindiklerini, Çelikpark Alışveriş Merkezi"nin biraz aşağısında mağdurenin şoföre otomobili durdurmasını söylediğini, otomobil durduktan sonra Nurcan’ı indirdiklerini, hep beraber Derbent Barajı"nın olduğu yere gittiklerini, otomobili kullanan şahsın ..., diğer şahsın da ... olduğunu öğrendiğini, baraja gittiklerinde mağdure ile sanığın otomobilden indiklerini, farklı yönlere doğru gittiklerini, kendisiyle Emrullah’ın araçta kaldıklarını, Emrullah’ın otomobilin ön koltuğunda, kendisinin de arka koltukta oturduğunu, bir süre Emrullah ile sohbet ettiklerini, aralarında herhangi bir yakınlaşmanın olmadığını, Emrullah’ı öpmediğini, onun da kendisini öpmediğini ve öpmek için teşebbüste de bulunmadığını, yaklaşık 5 dakika otomobilde yalnız kaldıklarını, daha sonra mağdureyle sanığın otomobile döndüklerini, yaklaşık 20 dakika daha baraj civarında kaldıklarını ve sonra Bafra ilçesine gittiklerini, mağdureyle beraber evine yakın bir yerde otomobilden indiklerini, mağdurenin, kendisini evinin yakınına kadar götürdükten sonra ayrıldığını, baraja kendi isteğiyle gittiğini, kimsenin kendisini zorlamadığını, zorla kaçırıp alıkoymadığını,
Mahkemede; ... ile ... isimli kişileri tanımadığını, sanık ...’ün kendisine gösterilerek tekrar sorulması üzerine; sanık ...’ı hayatında bir defa gördüğünü, mağdurenin ise kendisinin arkadaşı olduğunu, bir defasında alışveriş merkezinin orada sanıkla Emrullah"ın arabasına bindiklerini, sanık ve Emrullah"ı ilk defa o gün gördüğünü ama mağdurenin daha önce onlardan "amcamın oğulları" diye bahsetmiş olduğunu, mağdureyle beraber arabaya bindiklerinde yanlarında mağdurenin kardeşinin de bulunduğunu, mağdurenin kardeşinin yolda indiğini, sonra kendilerinin arabayla baraja doğru gittiklerini, barajda durduklarında mağdureyle sanığın arabadan indiklerini, kendisinin Emrullah"la arabada yaklaşık beş dakika yalnız kaldığını, beş dakika sonra mağdureyle sanığın geri geldiklerini, arabada yalnız kaldıkları sırada Emrullah’ın kendisine hiçbir şekilde cinsel amaçlı harekette bulunmadığını, sadece sohbet ettiklerini, mağdureyle sanık geldikten sonra Bafra"ya geri döndüklerini ve kendisini fen lisesinin yakınında bıraktıklarını, mağdureyle sanık arabadan indiklerinde kendisinin onları görebildiğini, sadece yan yana yürüdüklerini ve başka da bir şey yapmadıklarını, olayla ilgili şikâyetçi olmadığını ve davaya katılmak istemediğini,
Mahkemede hazır bulunan rehber öğretmen; mağdurenin fiziksel ve psikososyal açıdan yaşına uygun göründüğü, zihinsel olarak da bir probleminin bulunmadığı, ifadesine itibar edilebileceği kanaatinde olduğunu,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; sanık ...’ın babası olduğunu, Gülcan Boztarla isimli şahısla yaklaşık 4-5 gün önce tanıştığını, 06.11.2016 tarihinde saat 20.30 sıralarında eşi ...’le beraber evde bulundukları sırada sanığın yanında bir kadınla köydeki evine geldiğini, sanığın yanındaki kadının isminin Gülcan olduğunu ve arkadaş olduklarını, o gece misafir olarak evde kalacağını söylediğini, sanıkla arkadaşını eve aldıklarını ve yemek yediklerini, mağdure Gülcan’ın 19 yaşında olduğunu, anne ve babasının boşandığını, kendisinin babasıyla kaldığını, babasıyla anlaşamadığını, o gece kalacak yeri olmadığını söylediğini, sanığın da mağdureyle duygusal yönden arkadaş olduklarını ve bu arkadaşlıklarının ciddi olduğunu ifade ettiğini, sanıkla mağdureye ailelerin tanışması, kısa bir süre içerisinde de işin neticelendirilmesi gerektiğini anlattığını, sanıkla mağdurenin bu duruma olumlu baktıklarını, ilerleyen saatlerde yatmaya gittiklerinde sanıkla mağdurenin odada oturmakta olduklarını, ertesi sabah hep birlikte kahvaltı yaptıklarını, sanığın tek başına Bafra ilçesine gittiğini, mağdurenin kendileriyle beraber evde kaldığını, saat 15.00 sıralarında sanığın eve döndüğünü ve mağdureyi annesinin yanına götüreceğini, mağdurenin annesiyle tanışacağını, kendilerini de götürmek istediğini söylediğini, kendilerinin ise o sırada tarla işi yapmakta olduklarını, sanığa "Siz gidin tanışın. Olumlu karşılarlarsa daha sonra gider, kızı isteriz." dediklerini, bunun üzerine sanıkla mağdurenin, mağdurenin Dedeli köyünde yaşayan annesinin yanına gittiklerini, akşam tekrar eve döndüklerini, sanığa mağdurenin annesiyle tanışıp tanışmadığını sorduklarını, sanığın ise mağdurenin annesinin rahatsızlanarak hastaneye gittiğini, bu nedenle tanışamadığını söylediğini, yatma vakti geldiğinde eşi Sebahat’in mağdure için ayrı odada yatak hazırladığını ve eşi Sebahat ile odalarına giderek yattıklarını, kendileri yattığında sanıkla mağdurenin henüz ayakta olduklarını, 08.11.2016 tarihinde sabah kalktıklarını, sanıkla mağdurenin kahvaltı yaptıklarını, sanığa mağdureyi ailesine teslim etmesini, kendilerinin de gidip tanışmak istediklerini mağdurenin ailesine iletmesini söylediğini, öğle saatlerinden önce sanığın mağdureyi alarak evden ayrıldığını, sanıkla mağdurenin aynı odada yattıklarını görmediğini, evlerinde sanığın mağdureye karşı herhangi bir istismarda bulunmadığını, mağdurenin gerçek yaşını bilmesi durumunda evinde misafir etmeyeceğini,
Savcılıkta; olay nedeniyle daha önce Emniyette vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, mağdureyi yaklaşık 4-5 gün önce oğlu olan sanıkla birlikte evlerine misafir olarak gelmesi nedeniyle tanıdığını, 06.11.2016 tarihinde saat 20.30 sıralarında eşiyle birlikte evde bulundukları sırada sanığın yanında bir kadınla eve geldiğini, yanındaki kadının isminin Gülcan olduğunu, arkadaşı olduğunu, bu gece misafir olarak evde kalmak zorunda olduğunu, annesiyle babasının ayrı yaşadığını, mağdurenin, babasıyla birlikte kaldığını, babasıyla anlaşamadığı için kalacak yerinin olmadığını, mağdureyi bu nedenle eve getirdiğini söylediğini, ayrıca mağdureyle duygusal yönden arkadaş olduklarını ve arkadaşlıklarının ciddi olduğunu da belirttiğini, kendisinin de sanıkla mağdureye bir an önce ailelerin tanışması ve kısa bir süre içerisinde de bu işin neticelendirilmesi gerektiğini söylediğini, sanıkla mağdurenin bu duruma olumlu baktıklarını, ilerleyen saatlerde eşinin, mağdureye ayrı bir odada yatak hazırladığını, eşi yatağı hazırlarken sanıkla mağdurenin koridorda oturmakta olduklarını, eşiyle beraber odalarına çekilerek uyuduklarını, ertesi sabah hep birlikte kahvaltı yaptıklarını, sanığın tek başına Bafra"ya gittiğini, mağdurenin ise kendileriyle kaldığını, saat 15.00 sıralarında sanığın eve geldiğini, mağdureyi, annesinin yanına götüreceğini, mağdurenin annesiyle tanışacağını, kendilerini de götürmek istediğini söylediğini, o sırada tarlada çalıştıkları için sanığa "Siz gidin. Eğer aile olumlu karşılarsa biz de sonra gider isteriz." dediklerini, bunun üzerine sanıkla mağdurenin, mağdurenin annesinin köyüne gittiklerini ancak akşam tekrar döndüklerini, sanığa ne yaptıklarını sorduğunda sanığın, mağdurenin annesiyle tanışamadığını, annesinin rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gittiğini, görüşemeden geri döndüklerini söylediğini, vakit ilerleyince eşinin mağdureye yine ayrı bir odada ayrı bir yatak hazırladığını ve kendi odalarına geçtiklerini, kendileri yattıklarında sanıkla mağdurenin henüz yatmamış olduklarını, ertesi sabah sanık ve mağdureyle kahvaltı yaptıklarını, sanığa, mağdureyi annesine teslim etmesini ve mağdurenin annesine kendilerinin de onlarla tanışmak istediklerini iletmesini söylediğini, öğle saatlerine doğru sanığın, mağdureyi alarak evden ayrıldığını, evde kaldıkları sürede sanıkla mağdurenin herhangi bir şekilde cinsel anlamda bir yakınlığını görmediklerini, mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmediğini, bilmesi hâlinde evinde misafir etmeyeceğini, özellikle kendisinin, eşinden ayrı olarak mağdureye yaşını sorduğunu, mağdurenin de 19 yaşında olduğunu söylediğini,
Adli kontrol talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde önceki beyanlarına ek olarak; mağdurenin göründüğü kadarıyla 15 yaş civarında gösterdiğini ancak kendisine 19 yaşında olduğunu söylediğini,
Mahkemede; sanığın yanında mağdureyle beraber evine geldiğini, daha önceden haber vermediğini, mağdureyi ilk kez evine geldiğinde gördüğünü, mağdureyle konuştuğunda mağdurenin doğrudan yaşının 19 olduğunu söylediğini, "Zaten yaşım geçti. Ben evleneceğim." dediğini, bir gün evinde kaldığını, ertesi gün sanığa mağdureyi evine götürmesini söylediğini, sanığın da mağdureyi götürdüğünü, evinde kaldıkları sürede mağdure ile sanığın ayrı odalarda yattıklarını, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; mağdurenin, evinde iki gece kaldığını, sorulması üzerine; sanıktan mağdureyi götürmesini istediğini, çünkü mağdurenin ailesinin yanına döndükten sonra sanıkla evlenmesini sağlamak niyetiyle ailesinden istenmesinin daha uygun olacağını düşündüğünü,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; sanık ...’ın annesi olduğunu, Gülcan Boztarla isimli şahsı ise yaklaşık 4-5 gün önce sanıkla beraber köydeki evlerine gelip misafir olarak kalması nedeniyle tanıdığını, 06.11.2016 tarihinde saat 20.30 sıralarında eşi ...’le beraber evde bulunduğu sırada sanığın yanında bir kadınla köydeki evine geldiğini, sanığın yanındaki kadının isminin Gülcan olduğunu ve arkadaş olduklarını, o gece misafir olarak evde kalacağını söylediğini, eşi Nihat’la beraber mağdureyi eve davet ettiklerini ve sanıkla mağdurenin evde yemek yediklerini, mağdureye kim olduğunu ve kaç yaşında olduğunu sorduğunu, mağdurenin de 19 yaşında olduğunu, anne ve babasının boşandığını, kendisinin babasıyla kaldığını, babasıyla anlaşamadığını, o gece kalacak yeri olmadığını söylediğini, bu konuyu sanıkla görüştüğünde sanığın da mağdureyle duygusal yönden arkadaş olduklarını, arkadaşlıklarının ciddi olduğunu ifade ettiğini, sanıkla mağdureye ailelerin tanışması, kısa bir süre içerisinde de işin neticelendirilmesi gerektiğini anlattığını, sanıkla mağdurenin bu duruma olumlu baktıklarını, ilerleyen saatlerde mağdureye ayrı bir odada yatak hazırladığını, daha sonra eşi Nihat ile kendi odalarına giderek uyuduklarını, yatmaya gittiklerinde sanıkla mağdurenin odada oturmakta olduklarını, ertesi sabah hep birlikte kahvaltı yaptıklarını, sanığın tek başına Bafra ilçesine gittiğini, mağdurenin ise kendileriyle beraber evde kaldığını, saat 15.00 sıralarında sanığın eve döndüğünü ve mağdureyi annesinin yanına götüreceğini, mağdurenin annesiyle tanışacağını, kendilerini de götürmek istediğini söylediğini, kendilerinin ise o sırada tarla işi yapmakta olduklarını, sanığa "Siz gidin tanışın. Olumlu karşılarlarsa daha sonra gider, kızı isteriz." dediklerini, bunun üzerine sanıkla mağdurenin, mağdurenin Dedeli köyünde oturan annesinin yanına gittiklerini, akşam tekrar eve döndüklerini, sanığa mağdurenin annesiyle tanışıp tanışmadığını sorduklarını, sanığın ise mağdurenin annesinin rahatsızlanarak hastaneye gittiğini, bu nedenle tanışamadığını söylediğini, yatma vakti geldiğinde mağdure için yine ayrı odada yatak hazırladığını ve eşi Nihat ile odalarına giderek yattıklarını, kendileri yattığında sanıkla mağdurenin henüz uyumamış olduklarını, 08.11.2016 tarihinde sabah kalktıklarını, sanıkla mağdurenin kahvaltı yaptıklarını, sanığa mağdureyi ailesine teslim etmesini, yine kendilerinin de gidip tanışmak istediklerini mağdurenin ailesine iletmesini söylediğini, öğle saatlerinden önce sanığın mağdureyi de alarak evden ayrıldığını, sanıkla mağdurenin aynı odada yattıklarını görmediğini, evlerinde sanığın mağdureye karşı herhangi bir istismarda bulunmadığını, mağdurenin gerçek yaşını bilmesi durumunda evinde misafir etmeyeceğini,
Savcılıkta ve adli kontrol talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; sanığın annesi olduğunu, bundan yaklaşık 4-5 gün önce sanığın yanında bir kızla geldiğini, bu kıza, kim olduğunu ve yaşını sorduğunda, yaşının 19 olduğunu, anne ve babasının boşanmış olduğunu, kendisinin, babasıyla kaldığını, bu aralar babasıyla arasının açık olduğunu, bu nedenle kalacak yerinin olmadığını söylediğini, görünüşte de mağdurenin 19 yaşlarında gösterdiğini, sanıkla görüştüğünde, mağdureyle duygusal yönden arkadaş olduklarını ve niyetlerinin ciddi olduğunu söylediğini, kendisinin de hemen ailelerin tanışmasını ve kısa sürede bu işin neticelendirilmesini istediğini sanığa aktardığını, sanıkla mağdurenin bu teklife olumlu baktıklarını, mağdureyi bir müddet evinde misafir olarak ağırladığını, vakit ilerleyince mağdurenin gidecek yeri olmadığı için ona ayrı bir odada yatak hazırladığını, daha sonra eşiyle birlikte odalarına giderek uyuduklarını, kendileri yatarken sanıkla mağdurenin odada oturmakta olduklarını, ertesi gün kalkıp hep birlikte kahvaltı yaptıklarını, sanığın, bazı işleri nedeniyle Bafra ilçe merkezine gittiğini, mağdurenin ise gidecek bir yeri olmadığı için kendileriyle kaldığını, saat 15.00 sıralarında sanığın eve geldiğini ve kendisine mağdureyi annesine götüreceğini, mağdurenin annesiyle tanışacağını, kendilerini de götürmek istediğini söylediğini, o sırada tarlada iş yaptıklarından sanığa "Oğlum siz gidin. Ailesi olumlu karşılarsa biz de gidip kızı isteriz." dediğini, sanıkla mağdurenin, mağdurenin Dedeli köyünde oturan annesinin yanına gittiklerini, akşam tekrar eve döndüklerini, kendisinin de meraklı bir şekilde ne olduğunu sorduğunu, sanığın kendisine mağdurenin annesinin rahatsız olduğunu, hastaneye gitmiş olduğunu, bu nedenle görüşemediklerini ve geri geldiklerini söylediğini, kendisinin de mağdureye yeniden bir yatak hazırladığını ve eşiyle birlikte odalarına çekildiklerini, bu sırada sanıkla mağdurenin henüz yatmadıklarını, ertesi sabah birlikte kahvaltı yaptıklarını, sanığa, mağdureyi annesine götürmesini söylediğini ve selam söylemesini istediğini, kendilerinin de gidip tanışmak istediklerini mağdurenin annesine söylemesini rica ettiğini, öğle saatlerine doğru sanığın, mağdureyi alarak evden ayrıldığını, sanıkla mağdurenin, farklı odalarda kaldıklarını, aralarında herhangi bir şekilde yakınlaşma olduğunu görmediğini, mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmesi durumunda evinde misafir etmeyeceğini,
Mahkemede; sanığın mağdureyi, evine getirdiğini ve arkadaş olduklarını söylediklerini, bir gece misafir kaldığını, farklı odalarda yattıklarını, ertesi gün Bafra"ya giderek geri geldiklerini, o gece de yine mağdurenin, evlerinde kaldığını ve yine sanıkla farklı odalarda yattıklarını, sonraki gün konuştuklarında mağdurenin, evlilik çağında olduğunu, 19 yaşında olduğunu kendisine söylediğini, mağdurenin, ailesinin yanına gitmesini istediklerini, daha sonra gidip mağdureyi ailesinden istemeyi düşündüklerini,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; mağdure Gülcan ve ...’ı tanıdığını, mağdureyle 03.11.2016 tarihinde tanıştıklarını, 04.11.2016 tarihinde öğleden sonra otogarın yakınındaki Mevlana Camisi"nin yanında sanık ... ile mağdure buluşacakları için aynı gün saat 09.00 sıralarında sanığa ait 55 xx 6xx plaka sayılı otomobille Bafra ilçesine gittiklerini, öğle saatlerinde Mevlana Camisi"nin yanına giderek mağdure, mağdurenin kız kardeşi Nurcan ve Sahra ile buluştuklarını, şahısları otomobile aldıklarını, mağdurenin ikametinin yanına giderek mağdurenin kız kardeşi Nurcan’ı otomobilden indirdiklerini, hep beraber Derbent Barajı"na gittiklerini, barajda mağdurenin otomobilden inerek uzaklaştığını, sanığın da otomobilden inerek farklı bir tarafa doğru uzaklaştığını, hafif bir şekilde yağmur yağdığı için kendisi ile Sahra’nın otomobilin arka koltuğuna geçtiklerini, yaklaşık 15 dakika otomobilin içinde oturduklarını, bu sırada aralarında cinsel yönden bir olay yaşanmadığını, sadece Sahra’yı yanağından öptüğünü, Sahra’nın da kendisini yanağından öptüğünü, sonra Sahra ile otomobilden inerek sanıkla mağdurenin yanlarına gittiklerini ve hep beraber otomobille Bafra ilçesine döndüklerini, burada Sahra’nın, evine gitmek istediğini söylediğini, Samsun yolunda üst geçidin yakınında Sahra’yı otomobilden indirdiklerini ve Bafra ilçesinin merkezine gittiklerini, mağdure de otomobilden indikten sonra sanıkla beraber sanığın köyüne döndüklerini, Sahra’nın yaşının küçük olduğunu öğrenmesi üzerine bir gün sonra Sahra’yı telefonla arayarak onunla görüşmek istemediğini söylediğini, ayrıca mağdureden de Sahra’ya onunla görüşmek istemediğini söylemesini rica ettiğini, daha sonra mağdure ve Sahra’yı hiç görmediğini, tarafına yapılan suçlamaları kabul etmediğini,
Savcılıkta ve adli kontrol talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; mağdure ve Sahra’yı tanıdığını, bu iki şahısla 03.11.2016 tarihinde tanıştıklarını, 04.11.2016 tarihinde öğle saatlerinde otogarın yakınlarında bulunan Mevlana Camisi"nin yanında üst geçidin ilerisinde sanıkla mağdurenin buluşmak üzere sözleştiklerini, oraya gittiklerinde mağdure, mağdurenin kızkardeşi Nurcan ve Sahra’nın da olduğunu ve gezmek istediklerini söylediklerini, araçta mağdureyle Nurcan’ın kavga ettiklerini, mağdurenin isteğiyle Nurcan"ı yolda indirdiklerini, diğerleriyle birlikte Derbent Barajı"na gittiklerini, baraj yakınına vardıklarını, bu sırada yağmurun çiselediğini, kendisiyle Sahra’nın araçta kaldıklarını, yaklaşık 15 dakika arabada oturduklarını, zaten bir gün öncesinde tanıştıkları için aralarında çok da iyi bir sohbet geçmediğini, daha sonra mağdureyle sanığın yanına gittiklerini, araca bindiklerini, Bafra"ya döndüklerini, Sahra’nın, evine gitmek istediğini, Sahra ile birlikte araçtan indiklerini, Sahra’nın evine, kendisinin de kendi evine gittiğini, daha sonra sanıkla mağdurenin, kendisini alarak köye bıraktıklarını, o saatten sonra hiçbiriyle görüşmediğini, sadece vedalaşırken yaşanan tokalaşma esnasında Sahra ile yanaklarının birbirine temas ettiğini,
Mahkemede; sanığın, köylüsü olduğunu, eskiden beri tanıdığını, mağdure ve Sahra"yı olaydan bir gün önce sanık aracılığıyla tanıdığını, sanığın arabasıyla kendisini Kuzalan köyüne bıraktığını, bu sırada arabada mağdurenin de bulunduğunu, kendisini köye bırakarak ayrıldılarını, ertesi gün yine Bafra"ya geldiğini, mağdure ve Sahra’nın sanıkla birlikte olduklarını, sanığın "Birlikte gezelim." dediğini, kendisinin de yanlarına katıldığını ve birlikte Derbent Barajı"na gittiklerini, sanığın suçuna iştirak etmek gibi bir niyetinin ve kastının bulunmadığını, 10-15 dakika kadar araçta Sahra ile birlikte oturduğunu, Sahra’nın eve gitmek istediğini söylemesi üzerine birlikte döndüklerini ve Bafra"da ayrıldıklarını, daha sonrasında da görmediğini,
Tanık Ayşe Çolak Kollukta; mağdure Gülcan"ın, kızı ...’ın arkadaşı olduğunu, zaman zaman kızıyla beraber evine geldiğini, mağdurenin babasının kendisine mağdureyi yurda teslim edeceğini, bu nedenle evine gelmesi hâlinde eve almamasını söylediğini, bu sözlerden sonra mağdureyi, evine almadığını, en son 03.11.2016 tarihinde saat 21.30 sıralarında mağdureyi evine götürdüğünü, bu sırada mağdurenin babasının da evde olduğunu ve mağdureyi babasına teslim ettiğini, bir daha da görmediğini, kızı Sahra’ya mağdureyi görüp görmediğini sorduğunda kızının da görmediğini söylediğini, mağdurenin nerede olduğunu bilmediğini,
Mahkemede; bu olaydan sonradan haberdar olduğunu, kızı Sahra’nın, sanıklarla arabada gezdiğini ve sonra onu bıraktıklarını kendisine anlattığını, başka da bir şey yaşanmadığını, sadece gezdiklerini, olayla ilgili şikâyetçi olmadığını ve davaya katılmak istemediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; mağdureyi tanıdığını, 15.07.2016 tarihinde tanıştıklarını, ilerleyen günlerde de arkadaş olduklarını, zaman zaman telefonda zaman zaman yüz yüze görüştüklerini, yaklaşık 15-20 gündür de aralarında duygusal bir yakınlık olduğunu, telefon vasıtasıyla en son görüştüklerinde 04.11.2016 tarihinde öğleden sonra otogarın yakınındaki Mevlana Camisi"nin yanında buluşmak üzere sözleştiklerini, 04.11.2016 tarihinde saat 09.00 sıralarında komşusu Emrullah yanında olduğu hâlde kendisine ait 55 xx 6xx plaka sayılı otomobille Bafra ilçesine gittiklerini, öğleden sonra Mevlana Camisi"nin yanına gittiklerinde caminin yakınında mağdure, mağdurenin kız kardeşi Nurcan ve Sahra’nın beklemekte olduklarını gördüklerini, yanlarında durarak bu şahısları otomobile aldıklarını, mağdurenin ikametinin yanına geçerek mağdurenin kız kardeşi Nurcan’ı otomobilden indirdiklerini, hep beraber Altınkaya Barajı"na gittiklerini, barajda mağdurenin otomobilden inerek uzaklaştığını, kendisinin de otomobilden inerek farklı bir yöne doğru gittiğini, otomobil içerisinde de Emrullah ile Sahra’nın kaldıklarını, şahısların otomobilin arka koltuğunda oturduklarını, yaklaşık 30 dakika sonra Emrullah ile Sahra’nın da mağdureyle bulundukları yere geldiklerini, daha sonra araca binerek Bafra ilçesine döndüklerini, Sahra ile Emrullah’ı otomobilden indirdiklerini, mağdureyle beraber tekrar baraja gittiklerini, mağdurenin kendisine babasıyla arasının iyi olmadığını, kalacak yerinin bulunmadığını ve 19 yaşında olduğunu söylediğini, bunun üzerine mağdureyle baraj civarında otomobil içinde uyuduklarını, aralarında herhangi bir yakınlaşma olmadığını, sonraki gün tekrar Bafra ilçesine döndüklerini, akşama kadar gezdiklerini, akşam saatlerinde baraja gittiklerini ve otomobil içinde sohbet ettiklerini, sohbet sırasında aralarında bir yakınlaşma olduğunu, arka koltukta konuştukları sırada mağdurenin kendisiyle cinsel ilişkiye girmek istediğini söyleyerek üzerinde bulunan mavi renkli kot pantolonunu ve mor renkli iç çamaşırını çıkardığını, üst kısmında bulunan tişörtünü de çıkararak sadece sutyeniyle kaldığını, kendisinin de eşofman altı ile iç çamaşırını çıkartarak cinsel organını mağdurenin özel bölgesine sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ilişki sonrasında mağdurenin özel bölgesine boşaldığını, mağdurenin özel bölgesinden kan gelmediğini, geceyi otomobil içinde geçirdiklerini, gündüz olunca Bafra ilçesine gittiklerini, akşam da baraja geçtiklerini, mağdurenin, ailesiyle tanışmak istediğini kendisine söylediğini, 06.11.2016 tarihinde akşam saatlerinde mağdureyi Kuzalan köyünde ikamet eden ailesinin yanına götürerek annesi ve babasıyla tanıştırdığını, geceyi evlerinin üst katında bulunan odada mağdureyle beraber geçirdiklerini ancak evde ilişkiye girmediklerini, 07.11.2016 tarihinde mağdureyi Dedeli köyünde ikamet eden annesinin yanına götürdüğünü, aynı gün mağdureyi Bafra ilçesine bırakarak ikamet ettiği köye döndüğünü, mağdurenin kendisini 19 yaşında olarak tanıttığını, bu sebeple mağdureyle ilişkiye girdiğini, yaşının küçük olduğunu bilmesi hâlinde kesinlikle ilişkiye girmeyeceğini,
Savcılıkta ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; olay nedeniyle daha önce Kollukta vermiş olduğu ifadesinin doğru olduğunu, mağdureyi daha önceden tanımadığını, Bafra ilçe merkezinde arkadaşı Emrullah ile denk geldiklerini, Emrullah sayesinde de mağdureyle tanışmış olduklarını, mağdurenin, kendisine "Kız arkadaşın var mı?" diye sorduğunu, kendisinin de olmadığını söylediğini, mağdurenin bu defa "Benimle çıkar mısın?" dediğini, kendisinin de "Çıkarım." diyerek cevap verdiğini ve bu şekilde mağdureyle çıkmaya başladıklarını, 04.11.2016 tarihinde öğleden sonra otogarın yakınında bulunan Mevlana Camisi"nin yanında buluşmak üzere mağdureyle sözleştiklerini, Emrullah’ın da yanında olduğunu, daha sonra caminin yakınında beklemekte olan mağdure, mağdurenin kız kardeşi Nurcan ve Sahra isimli arkadaşını araca aldıklarını, mağdurenin ikametinin yakınına giderek Nurcan"ı araçtan indirdiklerini, diğerleriyle birlikte Altınkaya Barajı"na gittiklerini, barajda mağdurenin araçtan inerek uzaklaştığını, kendisinin de araçtan inerek farklı bir yöne doğru gittiğini, araçta Sahra ile Emrullah’ın kaldığını, bu şahısların aracın arka koltuğunda oturmakta olduklarını, yaklaşık 30 dakika aracın içerisinde kaldıklarını, araç içinde yakınlaşıp yakınlaşmadıklarını görmediğini ve bilmediğini, daha sonra Bafra ilçesine döndüklerini, Sahra ile Emrullah"ı araçtan indirdiklerini, mağdureyle birlikte tekrar baraja gittiklerini, mağdurenin, kendisine annesi ile babasının ayrı olduğunu, babasıyla kaldığını, babası ile arasının iyi olmadığını ve kalacak yerinin bulunmadığını söylediğini, bunun üzerine mağdureyle baraj civarında araç içerisinde uyuduklarını, aralarında herhangi bir yakınlaşma olmadığını, sonra tekrar Bafra ilçesine gittiklerini, akşama kadar gezdiklerini, akşam olunca tekrar baraja giderek araç içerisinde biraz sohbet ettiklerini, arka koltukta otururken mağdurenin, kendisiyle cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediğini, üzerinde iç çamaşırı kalacak şekilde kıyafetlerini çıkardığını, kendisinin de eşofmanını ve iç çamaşırını çıkararak mağdureyle ilişkiye girdiğini, ilişki sırasında mağdurenin cinsel organına boşaldığını, herhangi bir kanama olmadığını, geceyi araçta geçirdiklerini, gündüz Bafra"ya gidip akşam olunca tekrar baraja döndüklerini, mağdurenin, kendisinin ailesiyle tanışmak istediğini, 06.11.2016 tarihinde akşam saatlerinde mağdureyi Kuzalan köyünde ikamet eden ailesinin yanına götürerek annesi ve babasıyla tanıştırdığını, geceyi evinin üst katında bulunan odada geçirdiklerini ancak cinsel ilişkiye girmediklerini, bir gün sonra mağdureyi Dedeli köyünde ikamet eden annesinin yanına götürdüğünü, kendisinin de köyüne geri döndüğünü, mağdurenin, kendisine yaşının 19 olduğunu söylediğini, mağdurenin yaşının büyük olduğunu düşündüğünü, yaşının küçük olduğunu bilmesi hâlinde mağdureyle cinsel ilişkiye girmeyeceğini ve ailesinin yanına götürmeyeceğini, ailesinin yanında mağdureyle iki gün kaldıklarını,
Mahkemede; mağdureyi ilk kez 15 Temmuz akşamı İstanbul"a gitmek için terminalde beklediği sırada gördüğünü, yanında komşusunun oğlu olan Emrullah’ın da bulunduğunu, kendisini mağdureyle Emrullah’ın tanıştırdığını, olayları hatırlayamadığını, önceki ifadesinin doğru olduğunu, mağdureyle tanışmasından sonra birlikte olmadan iki üç gün önce bir defa yüz yüze görüştüklerini, mağdureye kaç yaşında olduğunu sormadığını, mağdurenin, kendisine 19 yaşında olduğunu söylediğini, mağdurenin yaşının küçük olduğundan şüphelenmediğini, mağdureyi eve getirdiğinde annesi ve babasına arkadaşı olarak tanıttığını, onların da bir şey söylemediklerini,
Savunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun uyuşmazlıkla ilgili 103. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları suç tarihinde;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur...", iken 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz..." şeklinde yeniden düzenlenmiş,
Aynı kanunun 102. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları suç ve hüküm tarihlerinde;
"(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır."
Aynı kanunun 104. maddesinin birinci fıkrası suç ve hüküm tarihlerinde;
"(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 5237 sayılı TCK’da, bedensel temas içeren eylemlerle gerçekleştirilen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda mağdurun yaşını dikkate alan bir düzenleme biçimi öngördüğü anlaşılmaktadır.
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlara ilişkin bu düzenlemelerde kanun koyucu tarafından, 5237 sayılı TCK’nın 6/1-a maddesinde, "henüz 18 yaşını doldurmamış kişi" olarak tanımlanan çocuk kavramının, "on beş yaşını bitirmiş" ve "on beş yaşını tamamlamamış" şeklinde iki ayrı dönem olarak ele alındığı görülmektedir. Buna göre "on beş yaşını tamamlamamış" çocuklar ile "on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını tamamlamamış" olan çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar farklı kategoride mütalaa edilmiştir. TCK’nın 103/1-a maddesinde, "on beş yaşını tamamlamamış" olan çocuklara karşı her türlü cinsel davranış cinsel istismar olarak tanımlanmışken, aynı maddenin (b) bendinde ise; diğer çocuklar ifadesiyle "on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını tamamlamamış" olan çocuklar kastedilerek, bunlara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışların cinsel istismar suçunu oluşturabileceği kabul edilmiştir. Böylece kanun koyucu 103. maddede "on beş yaşını bitirmiş olup da on sekiz yaşını tamamlamamış" olan çocuklara karşı rızalarıyla işlenen cinsel davranışları cinsel istismar suçu kapsamına almamış ve bu kategorideki çocukların rızalarına önem vermişken, "on beş yaşını tamamlamamış" çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel davranışı rızaları olsa bile çocukların cinsel istismarı suçu kapsamına almıştır. Diğer taraftan, TCK’nın 102. maddesinde 18 yaşını bitirmiş olan kişilere yönelik rıza dışı gerçekleştirilen cinsel saldırı eylemleri suç olarak kabul edilmiş, aynı Kanun’un 104. maddesinde de, cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunma şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir.
Görüleceği üzere, mağdurun suç tarihi itibarıyla on beş yaşını bitirip bitirmediği hususu, eylemin kanunda düzenlenen hangi suç tipine uyduğu veya mağdurenin şikâyetçi olup olmamasına göre faile ceza verilip verilemeyeceğinin tespiti bakımından büyük önem taşımaktadır.
Öte yandan, ceza muhakemesinin amacı her somut olayda, kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
01.02.2002 doğumlu olan ve suç tarihlerinde 14 yaş 9 ay 3-8 günlük olan mağdurenin soruşturma aşamasında çocuk izlem merkezinde alınan beyanında hastane doğumlu olup olmadığını bilmediğini ifade etmesi, Yerel Mahkemece 14.02.2017 tarihli duruşmada yapılan gözlemde; mağdurenin 15-16 yaşlarında gözüktüğünün belirtilmesi, sanığın aşamalarda mağdurenin kendisine 19 yaşında olduğunu söylediğini savunması ve mağdurenin gerçek yaşının tespit edilerek suç tarihi itibarıyla on beş yaşını bitirip bitirmediğinin belirlenmesinin, sanığın eyleminin suç oluşturup oluşturmadığının yahut kanunda düzenlenen hangi suç tipine uyduğunun tespiti bakımından zorunlu olması karşısında, mağdurenin mernis doğum tutanağı temin edilerek resmi bir sağlık kuruluşunda doğup doğmadığının araştırılması, resmi bir sağlık kuruluşunda doğmadığının anlaşılması hâlinde mağdurenin anne ve babasının, doğum tarihinin belirlenmesi konusunda dinlenmeleri ve bu hususta varsa bilgisi olan diğer kişilerin tespit edilerek tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, ayrıca mağdurenin aşı, okul kayıtları gibi diğer belgelerin ve delillerin de temin edilmesinden sonra mağdurenin yaş tespitine esas olacak şekilde kemik grafileri çektirilerek tam teşekküllü bir hastaneden içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu bir sağlık kurulundan rapor alınması, duraksama hâlinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş istenilerek mağdurenin gerçek yaşının bilimsel olarak tespitinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2-Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.11.2020 tarihli ve 3238-4575 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3-Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 24.10.2018 tarihli ve 1230-2448 sayılı kararının, İlk Derece Mahkemesince, mağdurenin gerçek yaşı tespit edildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması nedeniyle istinaf isteminin kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-Dosyanın, 5271 sayılı CMK"nın 304/2. maddesine 7165 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile eklenen (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.