Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3919
Karar No: 2013/9350

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/3919 Esas 2013/9350 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, dava konusu olan bir taşınmazın davacı bankaya ait olduğu ve davalının mülkiyet veya kayıttan doğan herhangi bir hak sahibi olmadığı tespit edildi. Davacı banka, taşınmazı kredi borcunu ödemeyen bir müşterisinden alarak satın almış ve davalı ile herhangi bir kira sözleşmesi yapmamış olsa da, davalı taşınmaza müdahale etmiş ve bankanın talepleri doğrultusunda taşınmazı tahliye etmemişti. Mahkeme, davacının elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin davanın konusuz kaldığına hükmetti. Ancak, davalının taşınmazı haksız kullandığı tespiti yapılarak ecrimisil ödemesine karar verilmesi gerektiği doğru olmasına rağmen, bilirkişi tarafından belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınmamış olması isabetsiz bulundu. Hüküm, 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi gereğince bozuldu. Kararda, Türk Medeni Yasası'nın 683. maddesi ve haksız işgal tazminatı olarak adlandırılan ecrimisil hakkında da açıklamalar yapıldı.
1. Hukuk Dairesi         2013/3919 E.  ,  2013/9350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 12/06/2012
    NUMARASI : 2011/40-2012/272

    Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 25324 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu meskenin kayden davacı banka adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, bankanın Şanlıurfa şubesinin kanuni takip borçlularından S...İnş. San. ve Tic. A.Ş. nin riskinin tasfiyesi için banka alacağına mahsuben dava konusu 25324 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu meskeni davalıdan satın alma suretiyle edindiklerini, aralarında kira sözleşmesi bulunmamasına rağmen davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, tahliye taahhüdü vermesine rağmen yeri teslim etmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Davalı, dava konusu taşınmazın temlikinin mülkiyetin devri amacıyla olmayıp, kredi borcunun tasfiyesi için yapıldığını, taşınmazda oturmaya devam etmesi için davacı ile anlaştıklarını, yazılı kira sözleşmesi bulunmasa da sözlü anlaşmanın olduğunu, aleyhine yapılan takip ve açılan dava ile sözlü kira sözleşmesinin varlığının kabul edildiği gibi bir takım ödemelerin de yapıldığını, kira borcunun olmadığını savunmuştur.
    Gerçekten de, davacı bankanın dava konusu taşınmazı 16.08.2007 tarihinde davalıdan satın almak suretiyle edindiği, davalının aynı tarihte verdiği tahliye taahhüdü ile taşınmazı en geç 31.12.2007 tarihinde teslim edeceğini kabul ettiği, Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2008/775 esas sayılı takip dosyası ile davacının tahliye taahhüdüne istinaden başlattığı takibe davalının itirazı üzerine, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 03.03.2010 tarih, 2010/68 esas, 2010/215 karar sayılı kararı ile, takibin yazılı kira sözleşmesine dayanmadığı, kira sözleşmesinin varlığını davalının kabul etmediği, sözlü kira sözleşmesine istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, kararın derecattan geçerek 03.10.2010 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
    Yukarıda açıklanan dosya kapsamı ile, davacının Türk Medeni Yasanının 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına istinaden eldeki davayı açtığı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın çekişme konusu 4 nolu bağımsız bölümü davacıya devretmesine rağmen kullanmaya devam ettiği, ne varki, yargılama sırasında davalının taşınmaza müdahalesine son verdiği, 05.10.2011 tarihli tutanak ile de taşınmazın anahtarlarının davacı banka yetkililerine teslim edildiği de açıktır.
    Öte yandan; bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
    O halde, elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken bu konuda hiçbir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, davalının dava konusu taşınmazı davacıya devrettiği tarihten itibaren haksız kullandığı gözetilerek ecrimisile karar verilmesi kural olarak doğru ise de, davacının talep ettiği dönemlere göre bilirkişice belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınmamış olması da isabetsizdir.
    Diğer taraftan, dava dışı kişinin davacı hesabına aidat adı altında yatırdığı ödemelerin hesap edilen ecrimisilden mahsup edilmesi de doğru değildir.
    Hal böyle olunca; açıklanan nedenlerle davacının ve davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi