
Esas No: 2013/28093
Karar No: 2014/10262
Karar Tarihi: 29.04.2014
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/28093 Esas 2014/10262 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddine, 0,03 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine
Davacılar vekilinin 26.03.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkillerinin murisi olan davacı ...’ın bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 esas ve 2010/57 sayılı kararında, 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının arandığı, ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama bulunmamakla birlikte hiçbir hakkın sonsuza dek dava konusu yapılamayacağı, özel hukuk kapsamında değerlendirilmesi gereken bu talebin de makul bir süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, dava süresi açısından en lehe kabul ile bu itibarla Borçlar Kanununun 60. maddesindeki sürenin kabulünün gerektiği ve her koşulda davanın 10 yıllık süre içinde açılması gerektiği kabul edilmekle kanun dışı yakalanan veya tutuklananlar hakkında beraat hükmünün verilmesinden itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği bu kapsamda, incelemeye konu olan tazminat davasına dayanak teşkil eden Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.02.1986 tarih, 1982/10 Esas - 1986/5 Karar sayılı dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacıların murisi ... hakkındaki beraat hükmünün 10.02.1987 tarihinde kesinleştiği, davanın 26.03.2012 tarihinde, 10 yıl dolduktan sonra açıldığının anlaşılması karşısında, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmesi ve haksız olarak tutuklandığı ileri sürülen ...’ın 22.03.2006 olan ölüm tarihinden sonra, 26.03.2012 tarihinde 466 sayılı
Kanun hükümleri uyarınca açıldığı anlaşılan davada Medeni Kanun hükümlerine göre ölenin davanın ve hukuki münasebetin sujesi olabilme ehliyeti ortadan kalktığı gözetilerek mirasçılar adına açılan maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamış ve haksız olarak tutuklandığı ileri sürülen ...’ın 22.03.2006 olan ölüm tarihinden sonra, 26.03.2012 tarihinde 466 sayılı Kanun hükümleri uyarınca açıldığı anlaşılan davada Medeni Kanun hükümlerine göre ölenin davanın ve hukuki münasebetin sujesi olabilme ehliyeti ortadan kalktığı gözetilerek mirasçılar adına açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tazminat miktarına ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 29.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.