11. Hukuk Dairesi 2017/3589 E. , 2019/650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 16/01/2017 tarih ve 2015/456 E. - 2017/7 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddinE -kısmen kabul kısmen reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 31/05/2017 tarih ve 2017/312-2017/520 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tescilli tasarımlarına konu sedir ve şark köşesi ürünlerinin davalı şirketin kataloğunda kullanıldığını, bu durumun tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir. 29/06/2016 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebinin atiye bırakıldığı beyan edilmiştir..
Davalı vekili, dava konusu talepler bakımından zamanaşımının dolduğunu, dava konusu sedirlerin anonim nitelikte olduğunu, kamuya mal olmuş anonim bir tasarım için tazminat talep edilemeyeceğini, kendilerinin 2005 yılından beri sedir ürettiğini, bu nedenle asıl taklidi davacının yaptığını, ayrıca davacının iddia ettiği ürünlerle kendi ürünleri arasında bir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı kataloğunda yer alan... (329) isimli ürünün görünüm özelliklerinin davacıya ait 2013/04089 sayılı tasarım ile benzer olduğu...(302) isimli ürünün görünüm özelliklerinin 2013 04089 sayılı tasarım ile benzer olduğu, ... ... ... (315) isimli ürünün görünüm özelliklerinin 2013 04089 tasarım ile aynı olduğu, ... ... isimli ürünün görünüm özelliklerinin 2013 04089 sayılı tasarım ile benzer olduğu, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyeceği, davacı tarafın atiye bırakma beyanını davayı takip etmeme iradesi olarak algılamak gerektiği, takip edilmeyen maddi tazminata yönelik talep bakımından ... ay sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, hüküm özetinin ilanına, takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat talepleri hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar yerel mahkemece davalının zamanaşımı def"i konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemişse de ...."nın 60. maddesi uyarınca, tecavüz devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacağı ve esasen davalının kataloğunda kullanılan "1997"den bu güne 16 yıllık tecrübesiyle" tabirinden, dava konusu kataloğun 2013 yılında çıkarıldığının anlaşılacağı, işbu davanın da 29.09.2014 tarihinde açıldığı, bu durumda zamanaşımı def"inin reddi gerektiği, yerel mahkemece, usulüne uygun şekilde düzenlenmiş .... bilirkişi raporuna itibar edilerek, davalı kataloğunda yer alan ... (329), ... ... ... (302), ... ... ... (315) ve ... ... isimli ürünlerin görünüm özelliklerinin, davacıya ait 2013/04089 sayılı tasarım ile benzer olduğunun ve davalının eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun kabul edilmesinde ve takdiren 6.000,00TL. manevi tazminatın davalıdan tahsili ile birlikte hüküm özetinin ilanına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenle bu kısma yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ancak davacı vekilinin 29.06.2016 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını bildirmesi üzerine mahkemece maddi tazminat talebi yönünden davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, davanın 6100 sayılı HMK döneminde açıldığı, 1086 sayılı HUMK"nun yürürlükte olduğu dönemde, uygulamada davanın geri alınması kavramı yerine, “davayı takipten sarfınazar etmek”, “davayı takipten vazgeçmek”, "davanın atiye bırakılması" tabirleri de kullanıldığı, davanın geri alınması 6100 sayılı HMK"nun 123 üncü maddesinde düzenlendiği, buna göre davacının davasını geri alabilmesi için davalının rızasının bulunması gerektiği, davanın geri alınması durumunda mahkemece "karar verilmesine yer olmadığına" karar verileceği, 31.05.2017 tarihli duruşmada davacı vekilince atiye terk beyanından kastının davanın geri alınması olduğunun beyan edildiği, davalı vekili ve davalı şirket temsilcisince davanın geri alınmasına muvafakatlerinin bulunduğun beyan edildiği, bu durumda maddi tazminat talebi yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile duruşmalı olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.2017 gün ve 2015/456 Esas-2017/7 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kataloğunda yer alan "... (329)", "... ... ... (302)", "... ... ... (315)" ve "... ..." adlandırmalı ürünlerin kataloğa konularak satışa arz edilmesi eylemi nedeniyle davalının eyleminin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile önlenmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000 TL manevi tazminatın tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 478,... TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, .../01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.