16. Hukuk Dairesi 2014/1189 E. , 2014/1111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞİRVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/242-2013/178
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu İ.. Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 1 parsel sayılı 320,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çeşme ve arsası niteliği ile davalı İ.. Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. C.., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı, taşınmazın çeşme ve arsası niteliği nedeniyle özel mülkiyete konu edilemeyeceği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacı taraf, Aralık 1954 tarih 63 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak, 30-40 yılı aşkın süre ile zilyet olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, mahallinde yapılan uygulama sonucu davacı tarafın tutunduğu Aralık 1954 tarih 63 sıra numaralı tapu kaydının kuzey hududunu “pınar” okumakta olup beyanlarına göre; kayıtta okunan “pınar” olduğu belirtilen “çeşme”nin, çekişmeli taşınmazın en güneyinde bulunması da dikkate alındığında, sözü edilen kaydın dava konusu 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsamadığı doğru olarak toplanan ve değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Başka bir deyişle, çekişmeli taşınmazın tapusuz yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekir. Her ne kadar, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklarca, çekişmeli taşınmazın üzerinde bulunan ceviz ağaçları ve çeşmenin “C..” ailesine ait ve onlar tarafından kullanıldığı belirtilmiş ise de, ziraatçı bilirkişi aracılığı ile taşınmazın niteliği ve üzerindeki ağaçların yaşı ve cinsine ilişkin bir rapor alınmadığı gibi; çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne sebeple kaldığı, kim tarafından ne şekilde kullanıldığı açıkça sorulup saptanmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru
sonuca varılabilmesi için, taşınmaz başında elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişiler, taraf tanıkları huzurunda, fen ve ziraatçı bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu hususu ayrıntılı şekilde sorulup kesin olarak saptanmalı, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişki varsa yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, ziraat mühendisi bilirkişisinden taşınmazın niteliği, toprak yapısı ile ceviz ağaçları bulunan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin ne şekilde iktisaba elverişli olduğu hakkında ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı, ceviz ve varsa başkaca ağaçların yaşları, dağılımı ve adedi hakkında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.