16. Hukuk Dairesi 2014/391 E. , 2014/1108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 141 parsel sayılı 5973,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ..., 132 ada 197 parsel sayılı 4794,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle davalı ..., 132 ada 308 parsel sayılı 10882,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle ve eşit paylarla davalılar ... ve ..., 132 ada 309 parsel sayılı 9383,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise aynı nedenle davalı ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak miras payı oranında adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı tarafın, dava konusu 107 ada 141, 132 ada 197 ve 308 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yönünden; Mahkemece; davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının, çekişmeli taşınmazlara hudutları itibariyle uymadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı taraf, dava konusu taşınmazların öncesinin miras bırakanı (annesi) ... ait olduğunu, 1960 yılında ölümü ile miras payı oranında kendisine intikal ettiğini ileri sürerek, annesinden gelen 1/8 oranındaki miras payının adına tescili istemiyle, ... terekesine göre üçüncü kişi olan tespit malikleri ..., ... ile Nevcet ve ..."a husumet yönelterek dava açmıştır. Başka bir deyişle dava, el birliği mülkiyeti şeklindeki ... terekesinin mirasçılarından olan davacı ..."nın, üçüncü kişilere yönelik miras payına hasren açtığı ve kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir. El birliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı ... Medeni Kanunun 640. ve 702 maddeleri gereği, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunludur. Dava da, bir tasarrufi işlem niteliğinde olduğundan, tüm mirasçıların davayı birlikte açması zorunludur. Her ne kadar, bir mirasçı acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına tek başına dava açabilecekse bile, davacı mirasçı, kendi açtığı böyle bir davayı tek başına yürütemez. Bu gibi hallerde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle dava yürütülmesi gerekir. Öte yandan bir mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnızca kendi payına düşen kısım için
dava açması halinde ise, el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi payı üzerinde dahi, tek başına tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Nitekim böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığı gibi; onlar adına da açılmadığından, açılmış bu davaya sonradan diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) veya onlar adına atanacak bir tereke temsilcisinin, bir mirasçının yalnızca kendi payına yönelik açtığı davaya katılmak suretiyle davayı sürdürmesine olanak bulunmamaktadır. O halde, el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi muris ... Karaca"nın, davacı ... dışında başka mirasçılarının da bulunduğu ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/58-2008/62 sayılı veraset ilamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, miras bırakan ... mirasçısı davacı ..."nın, üçüncü kişilere karşı kendi payına hasren açtığı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davasının hukuken dinlenmesine olanak bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, bir mirasçının miras payının adına tescili istemiyle üçüncü kişilere yönelik dava açılması mümkün bulunmadığına göre, davanın bu gerekçe gözetilerek reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde esasa ilişkin ve taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın reddine ilişkin bir hüküm kurulması isabetsiz ise de; davanın reddi kararı sonucu itibari ile doğru olduğundan gerekçesi 107 ada 141, 132 ada 197 ve 308 parsel sayılı taşınmazlarla ile ilgili hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA,
2- Davacı tarafın 132 ada 309 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece; davacı tarafın dayandığı tapu kaydının, çekişmeli taşınmaza hudutları itibariyle uymadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf çekişmeli taşınmazın, 2510 sayılı Yasa"ya istinaden oluşan 14.11.1938 tarih 688 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak, öncesinin miras bırakanı(annesi) ... ait 1/8 payın olduğunu ve 1960 yılında ölümü ile miras payı oranında kendisine intikal ettiğini ileri sürerek, annesi ..."dan intikalen gelen 1/8 oranındaki miras payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ise, davacının tutunduğu 14.11.1938 tarih 688 sıra numaralı kök tapu kaydından gelen ve 9/16 hisse ile (ortak miras bırakan ..."nın oğlu olan) babası Veli Karaca adına kayıtlı bulunan Şubat 1990 tarih 14 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Çekişmeli parselin tespit maliki ..., tutunduğu Şubat 1990 tarih 14 sıra numaralı tapu kaydı maliki olan muris (babası) Veli"nin, 1995 yılında ölmesi nedeniyle paydaş olduğu gibi; davacı tarafın dayandığı 14.11.1938 tarih 688 sıra numaralı tapu kaydı maliklerinden olan kök muris ..."dan babası Veli"ye intikalen gelen miras hakkından dolayı da mirasçı sıfatıyla pay sahibidir. Başka bir deyişle, hem davacı taraf hem de davalı taraf, aynı kökten gelen tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Her ne kadar, yetersiz tapu kaydı uygulaması esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, her iki taraf da aynı kökten gelen tapu kaydına dayandıklarına göre, dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı kapsadığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, miras bırakan ..."nın kök tapu kaydında geçen taşınmaz üzerindeki payının, sağlığında davalı tarafa devredip devretmediği, miras bırakan ..."nın ölümünden sonra terekenin mirasçıları arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşım varsa uyuşmazlığa konu taşınmazın paylaşım sonucu hangi tarafa isabet ettiği yönlerine ilişkindir. Paylaşım, satış veya bağış olgusunda ispat yükü, bu nedenlere dayanan davalı tarafa ait olup kanıtlanmadığı sürece mirasçılardan biri tarafından taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin tereke adına olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu yönden yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Paylaşıma, satın alma veya bağışlamaya dayanan davalı taraf, paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını, paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini kanıtlamakla yükümlüdür. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabilir. Hal böyle olunca, paylaşıma dayanan davalı taraftan bu hususa ilişkin olarak gerektiğinde hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde HMK"nın
maddesi uyarınca taraflardan yeni delil göstermeleri istenmeli, bundan sonra taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, muris ..."dan gelen çekişmeli taşınmazdaki payın, muris ... tarafından sağlığında satış, bağış ve benzeri yollarla davalı tarafa( davalı ... ya da babası Veli ) intikal edip etmediğinin ya da murisin 1960 yılında ölümünden sonra mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşılıp paylaşılmadığının sorularak, paylaşımda kime düştüğü (özellikle davalı ... ya da babası Veli isabet edip etmediği), paylaşımda her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, kadastro tespit tarihine kadar paylaşımın bozulup bozulmadığı, paylaşımdan sonra taşınmazı kimin kullandığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile giderilmeli, paylaşmaya dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli; muris ..."nın terekesinin mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmadığı ya da taşınmazdaki payının murisin sağlığında satış veya bağış yoluyla davalı tarafa intikal etmediğinin anlaşılması halinde ise, davacı ..."nın tarafların ortak miras bırakanları olan ..."dan gelen miras payına değer verilmesi gerektiği düşünülerek karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davacı ..."nın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.