8. Hukuk Dairesi 2012/1661 E. , 2012/9823 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Gölbaşı (Ankara) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 05.04.2011 gün ve 844/287 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava ve açıklama dilekçesinde tarafların 1995 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 06 DNK 01 plakalı otomobil ile ev eşyaları üzerinde 1/2 oranında alacağı bulunduğunu açıklayarak 13.500 TL alacağın davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, davacının ev eşyaları üzerinde yarı oranında hakkı bulunduğunu, otomobilin ise kişisel malı olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ev eşyaları ile otomobilin değeri üzerinden belirlenen toplam 6.050 TL.nin davalı taraftan alınmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 09.06.1995 tarihinde evlenmişler, davalı ...’nin 09.03.2006 tarihinde açtığı dava sonunda boşanmışlar ve karar 28.10.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/son). Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170.m.), 01.01.2002"den mal rejiminin sona erdiği 09.03.2006 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. 202. ve 4722 s.Yürürlük K.m.10/1.m.)
Toplanan deliller ve dosya kapsamından taraflar arasındaki uyuşmazlığın evlilik birliği içerisinde edinilen ev eşyaları ve otomobilden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, bu tür davalarda fedakârlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralının da gözetilmesi gerektiğine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 93,25 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 292,85 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına 05.11.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(KARŞI OY YAZISI
Dava, TMK.nun 683.maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken ev eşyalarının bedelinin yarısı ile 06 DNK 01 plakalı aracın kasko değeri olan 17.000 TL’nin 1/2"si ile birlikte toplam 13.050 TL alacağın tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde kitaplık, TV, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve salon takımı bedeli olan 3.600 TL ile aracın kasko bedelinin yarısı olmak üzere toplam 13.050 TL’nin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili aracın kasko bedelinin 17.000 TL olduğunu, 9.000 TL’sinin çekilen kredi borcu karşılığı olarak ödendiğini, ..plakalı aracın satışından elde edilen 9.000 TL ve Akbank’tan 2006 yılında alınan 12.500 TL kredi ile dava konusu aracın alındığını ve davacının iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ev eşyalarının toplam bedeli olan 3.600 TL’nin ½ oranına isabet eden 1.800 TL ve aracın kasko değeri olan 17.000 TL’den 9.500 TL kredi borcu indirildikten sonra kalan 8.500 TL’nin yarısına isabet eden 4.250 TL olmak üzere toplam 6.050 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dilekçede belirtilen eşyaların hepsi ev eşyaları olup, TMK.nun 683.maddesi uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan bir istihkak davası olarak görmek gerekir. Ancak, bu tür davalarda kural olarak eşyalar mevcutsa aynen iadesine, mevcut değil ise bedelinin tahsiline karar verilmesi istenir. Davacı vekili dava dilekçesinde eşyaların bedelinin yarısını istemiştir. Ancak bu konuda mahkemece herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadığı gibi eşyaların ne zaman ve kimler tarafından alındığı, miyadlarını doldurup doldurmadıkları ve değer kaybı konusu üzerinde durulmamıştır.
Bundan ayrı satıldığı iddia edilen ... plakalı aracın hangi tarihte satıldığı, gerçekten satılmış ise, elde edilen paranın dava konusu ... plakalı aracın alımına harcanıp harcanmadığı, söz konusu aracın davalının savunmasında açıkladığı gibi babası tarafından verilen para ile alınıp alınmadığı hususları araştırılmadığı gibi araçlara ait trafik kayıtları da getirtilip değerlendirilmemiştir. Söz konusu kayıt ve belgeler getirtilmeden ve diğer bilgi ve belgelerle denetlenmeden kişisel malla alınıp alınmadığı konusunda bir yargıya varma olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle her iki aracın trafiğe kaydedildikleri tarihten itibaren devirler görmüş ise, bunlarla birlikte tüm tescil kayıtlarının ilgili Trafik Şube Müdürlüğünden getirtilip dosyaya eklenmesi ve mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu bu kayıtlar olmadan mal rejimleri konusunda nitelendirme yapma olanağı bulunmamaktadır. Yani istenen alacağın katkı alacağı mı yoksa katılma alacağı mı veya değer artış payı alacağı mı olduğu yönünde nitelendirme yapma konusunda duraksama söz konusudur.
Öte yandan, davalı ... 30.04.2006 tarihinde Akbank’tan çektiği 12.500 TL taşıt kredisini kullanmış olup, taksit süresi 60 ay ve son taksit tarihinin 30.03.2010 tarihi olduğu belirlenmiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 09.03.2006 tarihinde sona ermiştir. Bu durum karşısında eşler arasında mal rejimi sona erdikten sonra yani boşanma dava tarihinden sonra taşıt kredisinin alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, alacak katkı alacağı olarak değerlendirilmiştir. Dosyadaki bilgilere göre aracın eşler arasında yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde 2005 yılında alındığı görülmektedir. Bu durum karşısında davalının varsa aracın alınmasına yaptığı katkı düşüldükten sonra artık değerin hesaplanması gerekmektedir. Bu husus göz ardı edilerek araç bakımından alacağın katkı alacağı olarak değerlendirilmesi olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki kredi boşanma davasının açılmasından sonra çekildiğine göre katkı ya da katılma alacağı olarak nitelendirmekte mümkün değildir. Ancak davacının kredi bakımından bir isteği var ise, genel hükümler çerçevesinde istekte bulunabilir.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında yerel mahkeme kararının araştırmaya yönelik olarak bozulması gerekirken dosya kapsamıyla örtüşmeyen bir gerekçeyle onanması biçiminde gerçekleşen Sayın çoğunluğun görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 05.11.2012