MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 40 parsel sayılı 1235,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle...adına tespit edilmiş, tespite itiraz sonucu da...adına hükmen 26.2.2002 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiş, ölümü ile de davalı ... ve arkadaşlarına intikal etmiş; 65 parsel sayılı 280,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise vergi kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle...adına 31.3.1970 tarihinde kesinleştirilerek tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., 7.7.2009 havale tarihli dava dilekçesiyle, miras yoluyla gelen hakka dayanarak, miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli 65 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 31.3.1970 tarihinde kesinleşmesine, dava tarihi olan 7.7.2009 tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin gerçekleşmiş olmasına göre davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 65 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Mahkemece, 40 parsel sayılı taşınmaz yönünden de 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiştir. Ne var ki, çekişmeli 40 parsel sayılı taşınmazın tespiti, askı ilan süresinde kadastro mahkemesinde davaya konu edilmiş olup, hükmen 26.2.2002 tarihinde kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiştir. Hal böyle olunca, tespitin hükmen kesinleştiği 26.2.2002 tarihi dikkate alındığında, dava tarihi olan 7.7.2009 tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre gerçekleşmemiştir. O halde, Mahkemece, işin esasına girip, tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hak düşürücü sürenin gerçekleştiğinden söz edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile 40 parsel sayılı taşınmazla ilgili hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.