12. Ceza Dairesi 2013/16383 E. , 2014/10227 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret
Hüküm : Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan: TCK"nın 134/2-1, 134/2-2, 62, 51/1-3, 53/1-a-b-d-e maddeleri gereğince mahkumiyet, Hakaret suçundan: Beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine, hakaret suçundan sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Katılanın resimlerini, hukuka aykırı olarak yayınlayan sanığın eyleminin TCK"nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu kapsamında değerlendirilebileceği gözetildiğinde, sanığın, katılanın resimleri kullanarak oluşturduğu profilde yer verdiği “benimle varmısın” ibaresinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olmadığı ve profilin oluşturulduğu sitenin cinsel içerik taşımayan normal bir arkadaşlık sitesi olduğu nazara alındığında, sanığın, hakaret içeren eylemlerle paylaşımda bulunduğuna dair mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki, “Rızası dışında kişisel bilgilerini ve resimlerini Ankara net isimli sitede yayımlayarak oluşturduğu profille, katılanın şeref ve saygınlığını incitecek ölçüdeki sanığın davranışının, katılanı küçük düşürücü nitelikte olup, küçültücü değer yargıları içeren sitedeki görüntüsü nedeniyle katılanın kamuoyu nezdindeki şeref ve saygınlığına saldırıda bulunulduğu gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” düşüncesiyle hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “BERAATİNE,” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına “CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince” ibaresinin ilave edilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılan ... ile onun devamlı alışveriş yaptığı mağazada tezgahtar olarak çalışan sanık ... arasındaki samimiyetin ilerlemesi ve tarafların facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde birbirlerini arkadaş olarak eklemelerini müteakip, katılanın anılan sitedeki fotoğraflarını temin eden sanığın, bir arkadaşlık sitesinde üyelik işlemleri yaparak, “yarsuuu” rumuzuyla oluşturduğu sahte profile, ele geçirdiği katılana ait fotoğrafları koyduğu olayda,
Katılanın facebook sayfasında yer alan poz vermiş şekilde çektirdiği resimlerinin, özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte olmaması karşısında, katılanın resimlerini, hukuka aykırı olarak yayınlayan sanığın eyleminin TCK"nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, sanık hakkında TCK"nın 134/2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1) TCK"nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,
2) TCK"nın 51/3. maddesi gereğince, cezası ertelenen sanık hakkında, mahkum olunan ceza süresinden az denetim süresi belirlenemeyeceği gözetilmeden; hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezası ertelenen sanığın, 1 yıl süre ile denetim altında bulundurulmasına karar verilmiş olması,
3) TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince, cezası ertelenen hükümlü hakkında, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, bu hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması,
4) Katılanın maddi bir zararının belirlenmediği olayda, ikrarı içeren savunmasından dolayı takdiri indirim maddesi uygulanarak cezasında indirim yapılan, kişilik özellikleri ve yargılama sürecindeki davranışları olumlu değerlendirilerek, hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezası ertelenen sabıkasız sanık hakkında, 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle CMK"nın 231. maddesinin altıncı fıkrasına eklenen, “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” düzenlemesi de nazara alınıp, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı,
5) TCK"nın 134/2. maddesinde, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerinin ifşası halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, cezanın yarı oranında artırılacağı düzenlenmiş iken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK"nın 134/2. maddesinde yapılan değişiklikle, temel ceza miktarı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş ve ifşanın basın ve yayın yoluyla gerçekleşmesi halinde de aynı cezaya hükmolunacağının belirtilmiş olması nedeniyle; ayrıca, 6352 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü ve TCK"nın 134/2. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre, TCK"nın 7/2. maddesi gereğince, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.