20. Hukuk Dairesi 2013/9097 E. , 2014/3852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/06/2013 gün ve 2013/2063 - 2013/6911 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... Yönetimi vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 12/04/2002 tarihli dava dilekçesinde, Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/1308 E.- 2002/298 K. sayılı ilâmıyla, kök muris ...’dan kendisine kalan ve 409 nolu tahrir kaydı bulunan taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edildiğini ileri sürerek, taşınmazın maliki olduğunun tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında yörede arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmaz, ... Köyü 128 ada 2 parsel numarasıyla malik hanesi açık olarak tutanak düzenlenmiş, Sulh Hukuk Mahkemesince dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Kadastro Mahkemesince, sulh ceza mahkemesinde dava konusu edilen taşınmazın 128 ada 3 parseli de kapsadığı belirlenerek tutanağı davalı hale getirilerek, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine; 128 ada 2 parselin orman niteliğiyle Hazine, 128 ada 3 parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfiyle işaretli 211,94 m² ve (E) harfiyle işaretli 72,38 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine, geriye kalan 1832,74 m² yüzölçümündeki bölümün ise, davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalı ... Yönetiminin 128 ada 3 sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 1832,74 m² yüzölçümündeki bölüme yönelik temyizi üzerine, Dairenin; 18/06/2013 gün ve 2013/2063 - 2013/6911 sayılı kararıyla, “İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli 128 ada 3 parsel sayılı taşınmazın temyize konu 1832.74 m2"lik bölümünün orman kadastrosu dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece 128 ada 3 sayılı parselin temyiz ve karar düzeltme incelemesine konu krokide (C) harfi ile gösterilen 1832,74 m² yüzölçümündeki bölümünün davacı gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; kadastro mahkemesince 128 ada 3 sayılı parsel yönünden keşif yapılmamış, bu parsel yönünden ziraatçı ve orman bilirkişilerden dosya üzerinden ek rapor alınmak suretiyle hükme varılmıştır. Öncelikle, taşınmaz başında yöntemince keşif yapılmadan dava konusu taşınmazın niteliğinin dosya üzerinden alınan ek raporla belirlenmesi doğru değildir. Ayrıca, kendilerinden ek rapor alınan, ziraatçı bilirkişi ... 30/03/2012 havale tarihli raporda; dava konusu 128 ada 3 sayılı parselin üzerinde, 10 yıllık fındık ağaçları bulunduğu, fındık ağaçları haricindeki alanda, akçakesme, sandal, meşe cinsi orman ağaççıkları taşınmaz üzerinde yetiştiği ve yayıldığının görüldüğünü, eğimin % 35-55 arası olduğu ve taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve eğimi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu; orman bilirkişisi ... ise, tarihsiz ve havalesiz ek raporunda; 128 ada 3 sayılı parselin karar düzeltmeye konu krokide (C) harfi ile gösterilen bölüm orman sayılmayan yer olduğunu, 128 ada 3 sayılı parselin tamamı üzerinde fındık ocakları bulunduğunu, güney bölümündeki fındık ocakları yaşlı olduğu halde, kuzey bölümündeki fındık ocaklarının çok daha genç yaşta (ortalama 10-15 yaşında) bulunduklarını ifade etmişlerdir. Görüleceği gibi bilirkişilerin sunduğu ek raporlar arasında hem taşınmazın niteliği hem de eylemli durumuna ilişkin çelişkiler bulunmaktadır. Yine, karar düzeltmeye konu taşınmaz yönünden yerel bilirkişi dinlenmemiştir. Yetersiz ve eksik inceleme ile çelişkili bilirkişi raporlarına dayanarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tutanak suretleri ve dayanağı olan belgeler ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı, bir ziraat mühendisi ile yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, (murisler) yönünden de aynı çalışma alanı içinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece temyiz ve karar düzeltme incelemesine konu 128 ada 3 sayılı parselin krokide (C) harfi ile gösterilen 1832,74 m² yüzölçümündeki bölümü yönünden verilen karar yetersiz araştırma ve soruşturma ile birbiri ile çelişkili bilirkişi raporuna dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı ... Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18/06/2013 gün ve 2013/2063 - 2013/6911 sayılı ONAMA KARARI KALDIRILARAK, 28/11/2012 gün ve 2008/622-2012/101 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.