12. Ceza Dairesi 2013/20992 E. , 2014/10218 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Hüküm : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ceza yargılaması hukukunda vicdani kanıt sistemi benimsenmiştir. Bu sistemle ifade edilmek istenen hem kanıt serbestliği, hem de kanıtların değerlendirilmesi serbestliğidir. Ceza yargılamasında somut gerçek arandığından, hakimi bu gerçeğe götürecek her şey kanıt olabilir. Ancak hükme dayanak alınan kanıtların gerçekçi, akılcı, olayı temsil edici, kanıtlayıcı ve hukuka uygun bulunmaları, mutlak surette her türlü kuşkuyu gidermeye yeter düzeyde olmaları gerekir. Bu belirlemeler ceza yargılamasında şekli duruma değil, somut gerçeğe itibar edileceğini ortaya koymaktadır. Aksinin kabulü hak ve adalet duygularını yaralayacaktır.
Vicdani kanıt sisteminin geçerli bulunduğu ceza yargılaması hukukumuzda, özgür iradeye dayalı olan ikrarın da, diğer tüm kanıtlar gibi hakim tarafından serbestçe takdir edilip değerlendirilmesi gerekir. Gerçekten de, bir kimsenin suçlu olmadığı halde kendisini suçlu sayması veya bir başkasının suçunu kabullenmesi mümkündür. O halde, ikrarın hangi aşamada gerçekleştiği ve özgür iradeye dayalı olup olmadığı, ikrarda bulunanın beyanın ciddiyetini ve bundan doğacak sonuçları bilip bilmediği, ikrarın başkaca kanıtlar veya emarelerle desteklenip desteklenmediği, hayatın olağan akışına uygun düşüp düşmediği, kuşkudan arınmışlığını ve belirliliğini zayıflatacak biçimde ikrardan dönülüp dönülmediği gibi hususlar da gözönünde bulundurulmak suretiyle somut olaydaki ikrarın kanıt değeri ortaya konulmalı ve ispat sorunu bu şekilde çözümlenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, sanık ..., hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... ve katılan ..."in aynı mağazada birlikte çalıştıkları sırada, katılanın dışarı çıkmasından istifade eden sanıkların, katılana ait şarja takılı cep telefonunun mesajlar bölümüne girip, telefonda kayıtlı bulunan mesajların fotoğrafını çektikten sonra, görüntülenen mesaj içeriklerini, çalıştıkları iş yerinin bölge sorumlusuna gönderdikleri iddiasına konu olayda,
Sanık ..."in, müdafii hazır bulunmaksızın polis memurlarınca alınan, “Bir gün ...dışarı çıkmıştı...Ben de telefonunu masa üzerinde gördüm ve ... Bey"i çağırdım. Beraber..."in telefonunu kurcaladık ve içerisinde takılı bulunan hattaki cinsel içerikli mesajların fotoğrafını kendi cep telefonumla çektim... harici belleğine aktardığı görüntüleri iş yerinin bilgisayarından bölge sorumlusu ..."ün iş yeri ağı elektronik posta adresine gönderdi”
şeklindeki beyanının, duruşmada alınan atılı suçu işlemediğine dair savunmasıyla çelişmesinden dolayı sanık ..."in mahkeme huzurunda doğrulanmamış kollukça alınan ifadesine dayalı olarak mahkumiyet kararı verilemeyeceği gibi, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ..."ın, gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasında, sanık ..."in olaya dahil olmadığını ifade etmesi, katılanın olay hakkında görgüye dayalı bilgisinin bulunmaması ve sanık ..."in telefonunda görüntülenen mesaj içeriklerinin mevcut olduğuna ilişkin bir tespitte bulunulmaması karşısında, başkaca bir delille desteklenmeyen, kuşkudan arınmamış ikrarın, tek başına, sübuta yeter delil olarak kabulü mümkün görülmediğinden,
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısının sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.