Esas No: 2018/577
Karar No: 2021/313
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/577 Esas 2021/313 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 17-63
Esrar elde etmek için kenevir ekme suçundan sanık ...’in 2313 sayılı Kanun’un 23/5, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2-4 ve 54. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve müsadereye ilişkin Türkeli Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.03.2013 tarihli ve 127-70 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 09.01.2018 tarih ve 6424-213 sayı ile;
"Olay tutanağı, sanığın savunması ve tanık ifadeleri ile dosya içeriğine göre ele geçen suç konusu kenevirlerle ilgisi olduğuna dair, kuşkuyu aşan yeterli ve kesin delil bulunmayan sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 27.04.2018 tarih ve 17-63 sayı ile; "...Sanık ile arasında herhangi bir husumet olduğuna ilişkin kanaat edinilemeyen adli kolluk görevlisi ... adlı tanığın anlatımlarından anlaşıldığı üzere 27.05.2012 tarihinde yapılan devriye kontrolünde bahse konu hint kenevirlerinin ekildiği bahçeden gelirken görülen ve panikleyen sanığa, Türkeli İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli ilgili kolluk personellerince adı geçen bahçenin etrafında yapılan kontrollerde rastlanılamamış olmasının 27.05.2012 tarihinde fark edildiğini anlayan sanığın kendini koruma altına alma şeklinden kaynaklanmış olduğunun anlaşıldığı, sanığın hazırlık aşamasındaki beyanında bahse konu bahçeye yaklaşık 16.06.2012 tarihinde gittiğini ancak ekili bir şey görmediğini beyan etmesinin Türkeli İlçe Jandarma Komutanlığı"nın 22.06.2012 tarihli yazısında yer alan "02.06.2012 tarihinde anılan bahçede yapılan kontrolde atılı suçun konusunu oluşturan hint kenevirlerinin çapasının yapıldığı, gübresinin atıldığı ve boylarının 15 cm düzeyinde olduğu" şeklindeki hint kenevirlerinin yapısı ve şekline ilişkin söz konusu tespitle çeliştiği, sanığın sel olayının meydana geldiği gün söz konusu bahçeye hurda toplamak için gittiğini beyan ettiği ancak sanığın söz konusu bu gidişinin bir nevi sel durumu nedeniyle hint kenevirlerinin durumunu kontrol amacı taşıdığı hususunda mahkememizde kanaatin oluştuğu ve bunun yanında sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında son bir yıldır bulması hâlinde esrar maddesini kullandığını beyan etmiş olması karşısında sanığın, dosya kapsamında yer alan tutanaklardan anlaşıldığı üzere dağlık ve dik yamaçlık bölgedeki bakımsız ormanlık alan civarında yer alan ve babasına murisinden intikal eden söz konusu bahçeyi ihtiyacı için hint keneviri yetiştirebileceği bir alan olarak tercih etmesinin hayatın olağan akışına çok da aykırı bulunmaması sebebiyle yazılı gerekçeler etrafında sanığın inkara dayalı savunmasına değer atfetmenin mümkün olmadığı..." şeklindeki gerekçelerle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.07.2018 tarih ve 45071 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.11.2018 tarih ve 3900-7969 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Türkeli İlçe Emniyet Müdürlüğüne hitaben Türkeli İlçe Jandarma Komutanlığınca yazılan 22.06.2012 tarih ve 2070-2102-12 sayılı "izinsiz kenevir ekimi" konulu yazıda;
Sinop ili Türkeli ilçesi Gemiyanı Mahallesinde ikamet eden Cemal ve Hatice"den olma 1969 doğumlu ... isimli şahsın, 27.05.2012 tarihi saat 01.50 sıralarında Merkez Jandarma Karakol Komutanlığının önleyici kolluk devriyesi görev dönüşü, Türkeli merkezinden geçen Türkeli Çayı istikametinde bulunan bahçeye giden stabilize yoldan gelirken, yanında ismi tespit edilemeyen bir erkek şahısla geldiğinin görüldüğü,
02.06.2012 tarihinde bahse konu bahçelerin bulunduğu istikamete doğru gidilerek yapılan kontrolde, ekili bulunan iki bahçe arasında ekilmemiş vaziyette bulunan boş bahçenin doğu kısmına, iki ayrı yere 30 kök kenevir bitkisi ekildiğinin, bitkilerin 15 cm boylarında olduklarının, çapalama ve gübreleme yapıldığının tespit edildiği,
Bahse konu yere esrar kullanıcısı olan ... isimli şahsın kenevirleri ekmiş olabileceğinin değerlendirildiği,
Bahse konu yerin polis bölgesi olması nedeniyle Cumhuriyet savcısı ile yapılan görüşme sonrasında alınan talimat doğrultusunda olayın takibinin yapılması için Türkeli Emniyet Müdürlüğüne durumun bildirildiği,
Cumhuriyet savcısının bahse konu yerin bir süre takip edilerek eken şahıs veya şahısların tespit edilmesi talimatı üzerine Türkeli Emniyet Müdürlüğü görevlilerince 22.06.2012 tarihinden 06.07.2012 tarihine kadar 08.00 ile 17.00 ve 08.00 ile 20.00 saatleri arasında yapılan kontroller ve gözetlemelere ilişkin rapor içeriklerinde; söz konusu yerin Türkeli Kapalı Spor Salonunun kenarından geçen çayın karşı yakasındaki tarlanın doğu tarafında olduğu, iki ayrı yere irili ufaklı toplam 30 adet kenevir bitkilerinin ekildiğinin görüldüğü, çevrede yapılan kontrollerde herhangi bir şahıs ya da şahıslara rastlanılmadığı, hint kenevirlerinin ekili olduğu yere şüpheli kimsenin gelip gitmediği tespitlerine yer verildiği,
07.07.2012 tarihli tutanak içeriğinde; 05.07.2012 tarihinde ilçede yaşanan sel felaketi nedeniyle söz konusu yerin kontrolü ve takibinin zorlaşması nedeniyle Cumhuriyet savcısının hint kenevirlerinin sökülmesi talimatı üzerine bahse konu yere gidildiğinde hint kenevirlerinin ekili olduğu yerin sel nedeniyle zarar gördüğünün, 12 adet hint kenevirinin sel nedeniyle zarar görüp kaybolduğunun tespit edilerek, 18 adet hint kenevirinin sökülerek muhafaza altına alındığının belirtildiği,
17.07.2012 tarihli tutanak içeriğinde;
Gemiyanı Mahallesi, Çayiçi mevki olarak geçen yerin ilçeden geçen çayın Ayancık tarafinda kaldığı, ilçe stadyumunun çayın karşı tarafında olduğu, yerin doğu tarafının tamamen dağlık olduğu ve buradan ulaşımın olmadığı, bahçenin kuzey ve güney tarafindan ve çay içerisinden geçilerek yaya olarak söz konusu yere ulaşılabileceği, 05.07.2012 tarihinde meydana gelen sel felaketi sonrasında tek yol bağlantısı olan Türkeli Köprüsü bitiminde yapılan dolgu yolun tamamen selde kaybolmasıdan dolayı araçla ulaşımın olmadığı, yerin konumu açısından bahçe sahipleri haricinde giren çıkanın olmadığı, selden önce yolun araç ile sadece içki içmek amacıyla giren araç ve şahıslarca kullanıldığı, yerin sote bir yerde bulunması ve konumu nedeniyle duvar, tel gibi herhangi bir korunağının olmadığı, ekilmemiş boş arazide yabani otların büyüdüğü, söz konusu bahçenin bitiminde, sağında ve solunda ekili bahçelerin bulunduğu, takibe alınmadan önce kamera görüntüleri ile tespit edilen iki ayrı noktaya ekilmiş bitkilerin çıplak gözle bakıldığında hint keneviri olduğunun açıkça anlaşıldığı, ekilen yerin gübrelendiği, bakımının yapıldığı, hint kenevirlerinin 10-15 cm. boyuna ulaştığı tespitlerine yer verildiği,
27.02.2013 tarihli araştırma tutanağı içeriğinde;
Bahse konu kenevir bitkisi ekilen yerin Ayancık istikameti (doğu) tarafının, Orman arazisi yamaç olması nedeniyle ulaşımın yaya olarak da olmadığı, Türkeli dere yatağı kısmının (batı) tarafının bahçe kenarlarının sık ağaçlık olması, bahçenin kuzey ve güney taraflarında başka diğer bahçelerin olması, dışarıdan ne taraftan bakılırsa bakılsın görüş alanının bulunmaması nedeniyle gelen ve giden şahıs veya şahısların görülmesinin mümkün olmadığı, ulaşım yolunun bulunmamasından dolayı bahse konu bahçeye kimlerin girip girmediğinin tespitinin imkansız olduğu, ulaşımın 05.07.2012 tarihinde yaşanan sel felaketinden sonra sadece Türkeli çayı veya diğer bahçelerden geçmek suretiyle sağlandığı,
Çevrede yapılan araştırmalarda bahçenin yaklaşık 10-15 yıldır boş olduğu, ekim yapılmadığından dolayı kimsenin kullanmadığı, ancak bahçenin ...’e ait olarak bilindiği,
Kontrol ve gözetlemeye alınan bahse konu yere takip süresince giren çıkan kimsenin olmadığı,
Tapu senedi sureti ile Türkeli Tapu Müdürlüğünün 23.01.2013 tarihli yazı cevabına göre; Sinop ili, Türkeli ilçesi, Gemiyanı Mahallesi, Çayiçi mevkii, 68 ada, 1 numaralı parselde kayıtlı, 2795 m2, bahçe vasıflı taşınmazın Ahmet oğlu Ali Özden adına kayıtlı olduğu, 27.09.2010 tarihinde mirasçıları adına tescil edildiği,
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 24.07.2012 tarihli raporda; 18 kök hâlinde, kısmen nemli ve küflü vaziyette, sap, sapçık ve yapraklı yeşil renkli köklü bitkilerin, net 294 gram hint keneviri bitkileri olduğu ve bu bitkilerden net 44 gram esrar elde edilebileceğinin bildirildiği,
Olay yerine ve suça konu hint keneviri bitkilerine ilişkin kamera kaydının dosyada mevcut olduğu,
Şüpheli ... hakkında Türkeli Cumhuriyet Başsavcılığının 17.08.2012 tarihli kararı ile Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ... kollukta; Gemiyanı Mahallesi, Türkeli Çayı mevkisinde babasından kalma, kardeşleri ile hisseli yaklaşık 700-800 metrekare tarlalarının olduğunu, polislerin kendisini karakola çağırıp buraya kenevir ekildiğini söylediklerini, kendilerine ait olan tarlaya yaklaşık 15 yıldır ekim yapmadıklarını, yaklaşık 2-3 ay önce bahse konu tarlaya fasulye sırığı kesmek için gittiğini, uzun süre bakımsız kalması ve çalışılamayacak kadar ormanlık bir alana dönüşmesi nedeniyle hiçbir iş yapmadan geri döndüğünü ve bir daha da bahçeye gitmediğini, gittiğinde de tarlada herhangi bir ekili bitki fark etmediğini, kendisi ile birlikte yaşayan oğlu Önder"in gidip gitmediğini, kenevirleri kimin ve ne zaman ektiğini de bilmediğini, mahkemede ise; söz konusu hint kenevirlerinin ormanlık arazide ekili olduğunu, kendi arazilerinde ekili olmadığını, oğlu sanığın daha önceden uyuşturucu kullandığını duyduğunu,
Tanık ...; olay tarihinde Türkeli İlçe Jandarma Komutanlığına vekaleten baktığını, Jandarma Kıdemli Başçavuş ... ve Jandarma Astsubay Çavuş ..."ın 27 Mayıs 2012 tarihinde ..."i ismi tespit edilemeyen bir erkek şahıs ile söz konusu kenevir bitkilerinin ekili olduğu tarlada gördüklerini söylemeleri üzerine söz konusu yerin polis bölgesi olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına durumu bildirdiğini,
Tanık ...; olay günü gece saat 01.00 sıralarında yanında Astsubay Çavuş ... ile birlikte eve gittiklerini, Türkeli Çayı istikametinde bulunan suç konusu kenevirlerin ekili olduğu bahçeye giden stabilize yoldan geçerken ... ile birlikte yanında 25 yaşlarında bir şahsı gördüğünü, Önder"in daha önceden esrar kullandığını bildiği için şüphelendiğini, ertesi gün söz konusu yere gittiğinde kenevir bitkilerinin ekili olduğunu gördüğünü, buna ilişkin tutanak düzenlediklerini, daha öncesinde de nisan ayında ..."i aynı yerde arkasında siyah bir poşet olduğu hâlde gelirken gördüğünü, kenevir bitkilerini gördüğünde 15 cm boylarında, gübreleri verilmiş ve bakımları yapılmış şekilde olduklarını,
Tanık ...; olay günü Jandarma Kıdemli Başçavuş ... ile birlikte kendi idaresinde olan aracıyla Türkeli Çayının yanındaki yoldan geçtikleri sırada ..."i yanında bir şahıs ile gördüklerini, sanığın kendilerini fark edince korkup paniklediğini, ellerinde poşet olduğunu, Önder"in daha önceden esrar kullandığını bilmeleri nedeniyle bundan şüphelendiklerini, ertesi gün olay yerine Jandarma Kıdemli Başçavuş ..."ün gittiğini ve kenevir bitkilerinin ekilmiş olduğunu gördüğünü, olay yerinin polis bölgesinde kalması nedeniyle soruşturmanın polis tarafından yürütüldüğünü,
Tanık ...; dava konusu olay ile ilgili olarak hazırlık aşamasında savcılığın talimatı üzerine söz konusu tarlayı sürekli olarak kontrol ettiğini, ancak herhangi bir şüpheli kimseye rastlamadığını, daha sonra yaşanan sel felaketi nedeniyle kenevirlerin bir kısmının zarar gördüğünü, kalanları ise sökerek muhafaza altına aldıklarını, söz konusu hint kenevirlerinin ..."e ait arazi içerisinde, ormana yakın yamaçta, iki ayrı yerde ekili olduklarını,
Tanık ...; hint kenevirleri ile ilgilenen birilerinin olup olmadığının tespiti için söz konusu yeri kontrol ettiklerini, ancak herhangi bir şüpheli şahsa rastlamadıklarını, bu hususta tutanak tuttuklarını, daha sonra söz konusu yerden sel geçtiğinden hint kenevirlerinin bir kısmının tahrip olduğunu, bunun üzerine kalan 18 hint kenevirini sökerek muhafaza altına aldıklarını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ...; 07.07.2012 tarihinde polislerin kendisini sorduklarını öğrenmesi üzerine polis merkezine geldiğini, babası ... ile amcaları adına hisseli bulunan Türkeli ilçesi Gemiyanı mevkisinde bulunan bahçelerinde hint keneviri ekildiğinin söylendiğini, yerin babasına ait olduğunu, bu konuda bir bilgisinin olmadığını, hurda işleriyle uğraştığını, söz konusu bahçeye yaklaşık bir ay önce hurda toplamak için gittiğini, son olarak da 05.07.2012 tarihinde meydana gelen sel felaketinden birkaç gün sonra çayın hurdaları sürüklemiş olabileceğini düşünerek bahçenin olduğu yerdeki çay kenarına gittiğini, ancak bahçeye uğramadığını, gittiği tarihlerde de bahçede ekili herhangi bir şey görmediğini, geçmişte uyuşturucu madde kullandığını, bulduğu zaman da içtiğini, ara sıra gece vakti bira içmeye de arkadaşlarıyla bu yere gittiklerini, tanık ...’ün beyanında geçen ve elinde gördüğünü söylediği poşette de içmek için aldığı içkinin olduğunu, kenevirleri kimin ektiğini bilmediğini, tanık ...’ın beyan ettiği gibi kendilerini fark edip paniklemiş olması durumunda ektiği iddia edilen kenevirleri yok etmek için tekrar bahsi geçen yere gideceğini, kendisi ekmediği için bahsi geçen yere de gitmediğini, sabıkası olması nedeniyle bahçelerine kenevir ekmesinin söz konusu olamayacağını, suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunun isabetli bir şekilde hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için bu konudaki yasal düzenlemelere değenilmesinde fayda bulunmaktadır.
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un 3. maddesinde yer alan "Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaktır" şeklindeki düzenleme ile münhasıran esrar elde etmek için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaklanmıştır.
Uyuşmazlığa konu esrar elde etme amacıyla kenevir ekilmesi durumuna ilişkin olarak ekim yapılan yerin izin verilen bölgelerden olup olmamasının bir önemi bulunmayıp, bu eylem mutlak surette yasaklanarak, aynı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasında suç olarak düzenlenmiştir.
2313 sayılı Kanun’un suç tarihinde yürürlükte bulunan 23. maddesinin 5. fıkrası;
“Münhasıran esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden, tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır” şeklindeyken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu madde kapsamında ekim yapma ibaresinden, tohumun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadarki süreç anlaşılır.” şeklinde yeniden düzenlenmiş, 15.08.2017 tarihli ve 694 sayılı KHK’nın 10. maddesi ile bu fıkrada yer alan "on iki yıla kadar hapis" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve beşyüz günden onbin güne kadar adlî para" ibaresi eklenmiş, bu ibare 08.03.2018 tarihli ve 30354 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7078 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile aynen kabul edilerek kanunlaşmıştır.
Kenevir ekme suçunun konusu kenevir bitkisidir. Kenevir bitkisi hiçbir işleme tabi tutulmasa bile hali hazırda esrarın etkin maddesi olan THC (Tetrahidrocannabinol) içermektedir.
Kenevir ekme, kenevir tohumunun toprağa ekilmesinden ürünün hasadına kadar geçen süreç olarak tanımlandığından, kenevir dikili olduğu sürece sadece 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasının 1 veya 2. cümlesinde düzenlenen suçlar oluşur. Kenevir bitkisi, esrar elde etmek amacıyla bütünüyle ya da kısmen söküldüğü veya koparıldığı andan itibaren ise 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasının 1 veya 2. cümlesindeki suçun yanında, esrarın elde edilme amacına göre TCK"nın 188. maddesindeki "uyuşturucu madde imal ve ticareti" ya da aynı Kanun’un 191/1. maddesinde tanımlı "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçları da işlenmiş olacaktır. Bu durumda kenevir ekme suçları ile uyuşturucu madde imali, ticareti ya da bulundurma suçları birbirlerinin unsuru ya da ağırlaştırıcı nedeni olmadığından fail hakkında hem 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasının 1 veya 2. cümlesi hem de TCK"nın 188 ya da 191/1. maddelerinden hüküm kurulması gerekmektedir. Ancak failin tüm kenevir bitkilerini hasat ettiği veya kurutmaya bıraktığı ahvalde, TCK"nın 188 veya 191/1. maddelerindeki suçun yanında 2313 sayılı 23. maddesinin 5. fıkrasındaki suçlardan da cezalandırılabilmesi için kenevir ekimine ilişkin somut delillerin (kenevri kökü veya hasat artığı gibi) mevcut olması gerekli olup örneğin failin evinde ele geçirilen esrarı kendi ektiği kenevir bitkilerinden elde ettiği yönündeki soyut ikrarı anılan suçtan mahkûmiyeti için tek başına yeterli değildir (Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle İlgili Suçlar, Şener Güngör-Ali Kınacı, Yetkin Yayınları, Ankara 2001, s.903; Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Birsen Elmas, Adalet Yayınevi, Ankara 2015, s.459-460).
2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme” olarak isimlendirilebilecek suçtan farklı olarak yaptırıma bağlanan ve “Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapma” olarak isimlendirilebilecek eylem, ilk defa 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere eklenen cümle ile suç olarak düzenlenmiştir. Daha öncesinde, kenevir olarak belirtilmese de 01.06.2005 tarihinde yayımlanmakla yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. cümlesinde “Kendisi tarafından kullanılmak üzere uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran bitkileri yetiştiren kişi, bu fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” şeklinde benzer bir düzenleme getirilmiş ise de bu düzenleme çok kısa bir süre sonra 08.07.2005 tarihli ve 25869 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5377 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile mülga edilmiştir.
Birbirlerinden farklı yaptırımlara bağlanan 2313 sayılı Kanun’un 23. maddesinin 5. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme” ve 2. cümlesinde yer alan “Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapma” eylemleri bakımından suçun konusunu oluşturan kenevir bitkisinin hangi amaca yönelik ekiminin yapıldığının tespiti önem arz etmektedir.
Kenevir ekme eyleminin “Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme” suçunu mu yoksa “Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapma” suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, ekimin amacıdır.
Kenevir ekmenin failin kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esrarı elde etme amacıyla mı yoksa başka amaçlarla mı (başkasına verme, satma vb.) olduğunun belirlenmesinde somut olaya özgü şartlar da gözetilerek dikkate alınması gereken, sınırlayıcı olmamakla birlikte bazı kriterler belirlenmesi mümkündür.
Bu kapsamda; failin kenevir ekimi sonucunda elde edeceği esrarı başkasına satma, devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediği, bu hususuta ikrarı bulunup bulunmadığı, ekimi yapılan kök sayısı, kenevir ekimin yapıldığı yer, filizlenen bitkilerin boyutları ile mevcut hâlleri ve erişkinliğe ulaşmaları durumunda elde edilebilecek esrar miktarının uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna elverişli olup olmadığı, ekili vaziyette ele geçen kenevir bitkilerinin yanında hasadı yapılmış bitkiler bulunup bulunmadığı ve bunlardan elde edilebilecek esrar miktarı, kenevir ekme suçunun yanı sıra uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan bir dava bulunması hâlinde bu davada uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığı veya suçun vasfının değişerek kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna dönüşmesine ilişkin yapılan değerlendirmeler, failden alınan kan veya idrar örneklerinde uyuşturucu maddeye rastlanılıp rastlanılmadığı hususları ayrı ayrı veya birlikte değerlendirilmek suretiyle failin kenevir ekme suçunun hangi amaca yönelik olduğu belirlenmelidir.
Öte yandan; amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Türkeli Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı görevlilerinin, 27.05.2012 tarihi saat 01.50 sıralarında önleyici kolluk devriyesi görevinden dönüşleri sırasında, Türkeli merkezinden geçen Türkeli Çayı istikametinde bulunan bahçeye giden stabilize yoldan gelirken, sanığın yanında ismi tespit edilemeyen bir erkek şahısla geldiğini gördükleri, daha önceden esrar kullanması nedeniyle tanıdıkları sanıktan duydukları şüphe nedeniyle 02.06.2012 tarihinde bahse konu bahçelerin bulunduğu istikamete doğru gidilerek yapılan kontrolde, Sinop ili, Türkeli ilçesi, Gemiyanı Mahallesi, Çayiçi mevkii, 68 ada, 1 numaralı parselde kayıtlı, bahçe vasıflı, Ahmet oğlu Ali Özden adına kayıtlı olup 27.09.2010 tarihinde mirasçıları adına tescil edilmiş olan, ekili iki bahçe arasında ekilmemiş vaziyette bulunan boş bahçenin doğu kısmında, iki ayrı yerde 30 kök kenevir bitkisi ekildiğini, bitkilerin 15 cm boylarında olduklarını, çapalama ve gübreleme yapıldığını tespit ettikleri, söz konusu yerin polis bölgesi olması nedeni ile alınan talimat doğrultusunda durumun Türkeli İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirildiği, suça konu hint keneviri bitkilerini kim veya kimlerin ektiğinin tespiti amacıyla kolluk görevlilerince 22.06.2012 ile 06.07.2012 tarihleri arasında bahse konu yer ve çevresinde yapılan kontroller ve gözetlemeler sonucunda şüpheli herhangi bir şahsa rastlanılmadığı ve hint kenevirlerinin ekili olduğu yere şüpheli kimsenin gelip gitmediğinin belirlendiği, 05.07.2012 tarihinde ilçede yaşanan sel felaketi nedeniyle hint kenevirlerinin ekili olduğu yerin zarar görmesi nedeniyle 12 adet hint kenevirinin kaybolduğunun tespit edilerek geriye kalan 18 adet hint kenevirinin sökülerek muhafaza altına alındığı olayda;
Suç konusu hint keneviri bitkileri ile sanığın ilgisinin bulunduğuna dair tanık olarak ifadeleri alınan ... ve ...’ın görgü ve bilgilerinin, 27.05.2012 tarihinde saat 01.50 sıralarında, Türkeli Çayı yanında bulunan stabilize yoldan devriye görevinden dönmekte oldukları esnada, bahsi geçen bölgede babasına ait bahçe bulunan sanığın yanında bir kişi ile gece vakti gelmekte olduğunu görmelerine ilişkin olması, bu olaydan 6 gün sonra 02.06.2012 tarihinde yapılan kontrolde yaklaşık 10-15 yıldır boş olduğu ve ekim yapılmadığından dolayı kimsenin kullanmadığı anlaşılan sanığın babası ...’in hissedarı olduğu bahçenin doğusunda ormana yakın kısmında suça konu hint keneviri bitkilerinin tespit edilmesi, hint keneviri bitkilerinin kim veya kimler tarafından bakımının yapıldığının belirlenmesi amacıyla kolluk görevlilerince 15 gün boyunca sabah saat 08.00 ila 17.00 ve 20.00 saatleri arasında yapılan kontrol ve gözetleme faaliyetleri sonucunda bahsi geçen yere herhangi bir şüpheli şahsın gelip gitmediğinin tespit edilmesi karşısında, suç konusu hint keneviri bitkilerinin ekimini ve/veya bakımını yapanın sanık olduğuna ilişkin, atılı suçlamayı kabul etmediğini söyleyen sanığın savunmaların aksine, kuşku sınırlarını aşan, mahkûmiyete yeter, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün gerekçesinde belirttiği hususların ise somut bulgu ve deliller ile desteklenmeyen, kesin ve açık bir ispata dayanmayan bir takım varsayımlara dayalı çıkarımlardan ibaret olduğu anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün gerekçelerinin isabetli olmadığına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Türkeli Asliye Ceza Mahkemesinin 27.04.2018 tarihli ve 17-63 sayılı hükmündeki direnme gerekçelerinin İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Sanık ... hakkındaki direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın ele geçen kenevir bitkileri ile ilgisi olduğuna ilişkin, savunmalarının aksine, atılı suçu işlediğini somut bir olgu olarak ortaya koyan, mahkûmiyete yeter nitelikte, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede, oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.