18. Ceza Dairesi 2016/18199 E. , 2019/2585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1- Sanığa yükletilen hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
a) Ceza Genel Kurulunun 25/11/2014 gün ve 213–202 ile 21/12/2010 gün ve 230–264 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla, suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, Yerel Mahkemece sanık hakkında tehdit suçundan 5237 sayılı Kanunun TCK 106/1-ikinci cümle, 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince doğrudan verilen 500 Türk lirası adli para cezası, karar tarihi de göz önünde bulundurulduğunda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunmaktadır. Ancak Yerel Mahkemece tehdit eyleminin, görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olduğu gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülmüştür. Bu nedenle kesin nitelikteki tehdit suçuna ilişkin hükmün temyiz incelemesine tabi olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın Müşteki polise tekme atması ve olayın devamında adli muayene için hastaneye sevkinin sağlanmasından sonra tekrar müşteki polise karşı "Bünyamin"i sürdürmeyenin a.na koyayım, sürdüreceğim" şeklinde sözler söylediğinin Yerel Mahkemece kabul olunması karşısında, atılı yaralama ve tehdit eylemlerinin bir bütün halinde TCK"nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, Yerel Mahkemece tehdit olarak kabul edilen sözlere ilişkin olarak, sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmayıp, sanığın anılan sözlerinin tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde tehdit niteliğinde olmadığı ve tehdit suçunu da oluşturmadığı gözetilmeden, görevi yaptırmamak için direnme ve tehdit suçlarından ayrı hükümler kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.