22. Hukuk Dairesi 2017/20936 E. , 2019/5176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının bir takın işçilik alacaklarının ödenmediğinden bahisle iş aktini sonlandırıldığını belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir..
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili gerekçeli temyiz dilekçesi sunarak davalı vekili ise süre tutum dilekçesi ile temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve davalı tarafın temyiz dilekçesinin gerekçesiz olmasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla mesai yaptığını, iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 02.08.2010 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin fazla çalışma başlıklı dokuzuncu maddesinde “ İş veren ülkenin genel yararı için işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle işçiye toplam günlük çalışma süresi 11 saati aşmamak şartı ile yılda 270 saate kadar fazla çalışma yaptırabilir. Haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. Ancak denkleştirme esası uygulandığı durumlarda, işçinin iki aylık süre içindeki haftalık ortalama çalışma süresi 45 saati aşmamak koşulu ile bazı haftalarda 45 saatten fazla çalışılmış olsa dahi bu haftalardaki 45 saati aşan çalışma süreleri fazla çalışma sayılmaz ve fazla mesai ücreti ödenmez” düzenlemesine yer verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmedeki bu hüküm nedeni ile davacının yıllık 270 saati aşan çalışmaları yönünden fazla mesai ücreti hesaplanmış ve bu şekilde hüküm altına alınmış ise de bilirkişi tarafından yapılan bu hesaplama taraflar arasındaki sözleşme ve dosya kapsamına uygun değildir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin fazla çalışma başlıklı dokuzuncu maddesinde davacının yıllık 270 saat fazla çalışmayı kabul ettiği düzenlenmiş ise de bunun ücrete dahil olduğu hususunda bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin dışlanması ile yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.