12. Ceza Dairesi 2013/26027 E. , 2014/10206 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Haberleşmenin Gizliliğini İhlal
Hüküm : Beraat
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK"nın 132. maddesinin 3. fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa etmesi eyleminin suç olarak tanımlandığı, bu suçun oluşabilmesi için ifşanın aleni olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmeyi kaydetmesinin suç olarak kabul edilmemiş olup suç olanın haberleşmenin ifşası olduğu ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği,
Dosya içeriğine, sanığın aksi kanıtlamayan savunmalarına, bilirkişi raporlarına göre, sanığın, kanser hastası olan eşinin ölümünden önce düzenlenen sahte senetle, eşinin borçlu olarak gösterilerek bir kısım mal ve paralarının kardeşi ... ile eşinin akrabaları...tarafından yapılan icra takibi sonucu eşinden alındığı iddiasıyla şikayetçi olması üzerine ilgili şahıslar hakkında resmi belgede sahtecilik, kamu kurumu aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık ve atılı suçlara iştirak suçlarından Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, sanığın, dava nedeniyle olay öncesinde davanın taraflarından ve bu kişilerin yakınlarından tehdit alması nedeniyle, olay günü, kardeşi ile aralarındaki senet meselesini konuşmak için kendisini arayan davanın tarafı ..."nin kardeşi olan müşteki ile aralarındaki konuşmayı rızasına aykırı olarak kayda aldığı ve konuşma çözümlerini bilahare ağır ceza mahkemesine delil olarak sunduğu, sanığın başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken müşteki ile yaptığı telefon görüşmesini kaydettiği, konuşma kayıtlarını üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmediği ve ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan davadaki iddiasını kanıtlama amacı taşıyan eyleminde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşıldığından,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığa yüklenen suçun kanuni unsurlarının gerçekleşmemesi nedeniyle beraatine karar verilmesi yerine yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1 nolu bendinin hükümden çıkartılarak yerine “1- Her ne kadar sanık hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca sanığın beraatine” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.