10. Hukuk Dairesi 2015/2781 E. , 2015/3372 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın, 506 sayılı Kanunun 10 ve 26’ncı maddeleri gereğince davalılardan teselsül hükümlerine göre rücuan alınması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı SGK Başkanlığı avukatı ve davalılardan .... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, temyiz yoluna başvuran taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar ve mahkemece de bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İBK) O halde mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma kapsamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekir.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, ilk peşin sermaye değerlerine ilişkin beliren açık çelişkiler giderilip doğru değerler ve gelirden çıkanlar için fiili ödeme tutarları açıklıkla saptanarak , ilk peşin sermaye değerleri doğru belirlendikten sonra 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesine göre %87,5, 10’uncu maddesine göre %93,75 oranı esas alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında yürütülen yargılama sürecinde, ilk peşin sermaye değerindeki çelişkiler giderilmemiş olup, 10. maddenin işveren ve işveren vekili yönünden uygulanabileceği gözetilmeksizin tüm davalılar yönünden uygulanacağının belirtilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Diğer taraftan, geri çevirme kararımız sonrasında 01.02.2004 tarihinden itibaren 92. maddenin uygulandığı belirtilmiştir.
506 sayılı Yasanın 92. maddesi, “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalı veya haksahiplerine bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle belirlenmesi, gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kuşkusuz, hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı Kurum lehine oluşabilecek usuli kazanılmış hak durumu korunmalıdır.
O halde, davacı ve davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."e iadesine, 27.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.