Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/10026
Karar No: 2020/16920
Karar Tarihi: 13.10.2020

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - kasten yaralama - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/10026 Esas 2020/16920 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2019/10026 E.  ,  2020/16920 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet



    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- Sanıklar ..., ..., ... hakkında mağdur ..." a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
    Sanıkların mağdura yönelik gerçekleştirdikleri kabul olunan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda TCK"nın 109. maddesinin 3. fıkrasında sayılan nitelikli hallerden birden fazlasının gerçekleşmiş olması nedeniyle, haklarında kurulan hükümlerde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık ..." ın, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazı ile sanık ..." ın, sübuta, suçun unsurlarının mevcut olmadığına, delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığına, mahkumiyete yeterli ve kesin delil bulunmadığına, sanık ... müdafiinin, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, ifadeler arasında çelişkiler mevcut olduğuna, mahkeme kararının bozulması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin üye ..." nın muhalefeti ile oyçokluğuyla ONANMASINA,
    II- Sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan ..." e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıklara ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı olarak sanıkların savunma hakkının kısıtlanması,
    Yasaya aykırı, sanık ... müdafii, sanık ..., ve sanık ..." ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    III- Sanık ... (...) ... hakkında kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
    UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanığın hükümden sonra 15.12.2018 tarihinde öldüğünün belirlenmesi karşısında; bu husus araştırılarak hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK.nın 64. ve 5271 sayılı CMK.nın 223/8. maddeleri gereğince ölüm nedeniyle düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    KD




    KARŞI DÜŞÜNCE

    Sanıklar ..., ... ve ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılamaları sonunda yerel mahkemece sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK.nın 109/2, 109/3-b-f ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
    Dosyada mevcut bilgi, belge, beyan ve tutanakların incelenmesinde, olay tarihinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun mağduru Ardahanlı ..."ın arkadaşı ... ... ile birlikte araç alım-satım ve iadesi hususunu görüşmek üzere inceleme dışı sanık ... ..."in iş yerine geldikleri ve sonradan iş yerine gelen sanık ... ..., aracının anahtarının bir kaç gün önce çalınması ile ilgili olarak katılan ... ve mağdur ..."ı suçlaması nedeniyle çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve olayda katılan ... ..."in yüzde sabit iz kalacak şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.
    Kollukça düzenlenen 26.11.2010 saat 22.30 tarihli olay tutanağında, saat 20.00 sıralarında kavga olayının olduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine intikal edildiği, olay yerinde yaralı bulunan katılan ... ..."in hastaneye sevkinin sağlandığı sanık ... ... da olay yerinde yakalandığı bilgisine yer verilmiştir.
    27.11.2010 tarihli Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı ile görüşmede tutanağında da, mağdur ..."ın olaydan sonra olay yerinden firar ettiği belirtilmiştir.
    Mağdur ... 27.11.2010 tarihli kolluk ifadesinde "...Beni dükkan içinde ve sokakta darp ettiler. Ben darp edilirken bayıldım sanırım, çünkü gözümü açtığımda kendimi Bandırma çıkışında tarla içinde buldum..." şeklinde beyanda bulunmuş. Talimatla, Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesince alınan 29.05.2012 günlü ifadesinde de kavga sırasında telefonunun olay yerinde kaybolduğunu, kimseden şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.
    Mağdurun gerek soruşturma gerekse kovuşturma beyanlarının incelenmesinde hürriyetinden yoksun kılındığına dair bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir. Mağdurun, olay sırasında bayıldığını ve sonradan kendisini bir tarlada bulduğuna ilişkin ifadesi de suçun delili olarak kabulü mümkün değildir.
    Mağdurun, olay yerinden herhangi bir şekilde kaçırılarak götürüldüğüne ilişkin olarak ne bir iddia, ne de tanık beyanı veya başkaca yan bir delil bulunmamaktadır.
    Olayla ilgili olarak CMK.nın 160/2 maddesine uygun bir soruşturma yapılarak şüphelilerin leh veya aleyhteki deliller toplanmış değildir.
    Yerel mahkemece de, olay sonrası sanıklara ait iş yerinin kapalı olması ve mağdurun kendisini tarlada bulduğuna ilişkin beyanı suçun sübutu için yeterli görülmüştür.
    Katılan ... ..."in yaralanması ile sonuçlanan ve saat 20.00 sıralarında meydana gelen bir olayda saat 22.30 sıralarında kollukça dükkanın kapalı olduğuna ilişkin tespitinden böyle bir sonuca varılması mümkün değildir. 26.11.2010 tarihinde kasım ayının son günlerinde geceleyin saat 22.30 da oto galeri işyerinin kapalı olması kadar doğal bir durum olamaz. Doğal ve normal bir halin, aleyhte delil olarak kabulü ne hukuken ne de mantık olarak kabul edilmesi olanaklı değildir.
    Diğer yandan CMK.nın 217/1. maddesi "Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırılabilir. Bu deliller hakimin vicdanı kanaatiyle serbestçe takdir edilir." açık hükmü gözetildiğinde, atılı suçla ilgili olarak duruşmaya getirilmiş bir delil yoktur. Hakimin vicdanı kanaati işin öncelikle somut delillerin varlığı zorunludur. Delil olmaksızın subjektif görüş, kanaat ve varsayımlara dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması kanuna açıkça aykırı olduğu gibi vicdanları yaralamakta, adalete olan güven duygusunu ortadan kaldırmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanan ve süregelen bir çok kararında belirtildiği üzere, Ceza Yargılamasının en önemli ilkelerinden biri "şüpheden sanık yararlanır" kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe uluşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir.
    Somut olayda da, sanıkların atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmamaktadır. Dosyada suçla ilgili olarak ne bir iddia ne de delil bulunmamaktadır.
    En önemliside, sanıklardan ... ... olaydan hemen sonra polisce yakalandığının tutanaklarından anlaşılması karşısında mağduru alıkoyması fiilen mümkün değildir. Bu açıklamalar karşısında sanıkların beraati yerine mahkumiyetlerine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetlerine dair yerel mahkemece kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.13.10.2020


    ...
    Muhalif Üye






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi