20. Hukuk Dairesi 2014/690 E. , 2014/3782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi temsilcisi ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi; ... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kısmî ilâna çıkarılan orman kadastrosu sırasında ekli paftada İtrz-103 olarak gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman niteliği ile Hazine adına tescili talebi ile Hazine ve köy tüzelkişiliği aleyhine dava açmıştır. Daha sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında 655 ada 4 ilâ 15, 657 ada 2 ilâ 11, 659 ada 1 ilâ 5 ve 660 ada 1 sayılı parseller kadastro mahkemesinde dava konusu olduğu belirtilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilip, tutanaklar kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, tutanaklarda zilyet olarak adı geçen kişiler davaya dahil edildikten sonra davanın kısmen kabulüne, 655 ada 6, 7, 8, 9, 11, 12, 14 ve 15, 659 ada 2, 3 ve 5 sayılı parsellerin tamamen; 655 ada 4, 5 ve 10, 657 ada 2, 3, 4, 9, 10 ve 11; 659 ada 1 ve 660 ada 1 sayılı parsellerin kısmen orman olarak Hazine adına tesciline, kalan bölümlerinin ve 659 ada 4, 655 ada 13, 657 ada 6, 7 ve 8 sayılı parsellerin tesbit tutanağında adı geçenler adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından 655 ada 4, 5, 10 ve 13, 657 ada 2, 3, 4, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11, 659 ada 1 ve 4, 660 ada 1 sayılı parseller yönünden temyiz edilmesi üzerine hüküm; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 gün ve 2011/10129-14263 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda; 1974 tarihli memleket haritası ile 1958 tarihli hava fotoğrafları birlikte değerlendirilerek rapor sunulmuştur. Bilindiği üzere; memleket haritaları hava fotoğraflarının sayısallaştırılarak harita üzerine aktarılması ile elde edilirler. Ancak, somut olayda; orman araştırması yapılırken; 1958 tarihli hava fotoğraflarından düzenlenen memleket haritasından yararlanılmayarak; 1974 tarihli memleket haritasından yararlanılmıştır. Mahkemece, öncelikle davaya konu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin, 1958 tarihli hava fotoğraflarına uygun olarak düzenlenen memleket haritası ve 1974 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafları ve dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin tesbit tutanak ve dayanak kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren getirtilerek dosyaya eklendikten sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; taşınmazların ve çevre taşınmazların 1958 tarihli hava fotoğrafları ve 1974 tarihli memleket haritasının düzenlendiği hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, bilirkişilerden yeterli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin dayanak kayıtları yöntemince uygulanarak, dava konusu taşınmazların bulunduğu yönü ne olarak gösterdiği araştırılıp saptanmalı taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadıkları belirlenmeli, hükmü temyiz eden Orman Yönetimi yönünden usûlî kazanılmış hak da dikkate alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile; davaya konu Sarıgöl İlçesi, ... Köyü, ... Mevkinde kain 660 ada 1; 659 ada 1 ve 4; 655 ada 5, 10 ve 13; 657 ada 2, 3, 4, 6, 7 , 8 , 9 , 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların tamanının orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline,
Davaya konu ... İlçesi, ... Köyü, ... mevkinde kain 655 ada 4 sayılı parselin ekli 12/06/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (4B) ile gösterilen 22474,14 m²"lik kısmının davalı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi temsilcisi tarafından 655 ada 4 nolu parselin (4B) bölümüne yönelik, davalı Hazine vekili tarafından tüm davalı taşınmazların ham toprak niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi gerektiğine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli 655 ada 4 sayılı parselin krokide (B) harfi ile gösterilen kısmı dışındaki tüm dava konusu taşınmazların orman sayılan, 655 ada 4 sayılı parselin (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve (B) harfi ile gösterilen bölüm yönünden adına tescil kararı verilen kişi yararına, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davalı 655 ada 4 nolu parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkındaki hükmün temyiz edilmeyerek, önceki kararla kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, bu hususun hüküm kısmında belirtilmemesi infazda karışıklığı yol açabileceğinden doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün ikinci bendinin sonuna “655 ada 4 nolu parselin krokide (A) harfi ile gösterilen kısmı hakkında daha önce verilen, mahkemenin 2010/132 - 2010/287 sayılı kararı kesinleşmiş olduğundan, bu kısımla ilgili olarak yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/03/2014 günü oy birliği ile karar verildi.