Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/14608 Esas 2010/16089 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun takibe konu çekin zamanaşımına uğradığı yönündeki itirazı üzerine mahkemece, takip talebi ile zamanaşımının kesilip takibin kesinleşmesine kadar zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.  
Somut olayda 05.01.2008 keşide tarihli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 15.02.2008 tarihinde takibe başlanmış, borçlu hakkında 18.02.2008 tarihinde adres araştırması için muhatap bankaya yazı yazılmış, bu tarihten itibaren 14.04.2009 tarihine kadar itiraz eden hakkında bir işlemin yapılmadığı görülmüştür.
TTK’nun 726.maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresi 6 aydır. Aynı yasanın 730.maddesinin 18.bendinin göndermesiyle uygulanması gereken TTK’nun 663/2.maddesinde; zamanaşımı kesilince müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımının işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemenin gerekçesinin aksine takip ile zamanaşımı kesilmiş ise de, aynı anda yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağından, ve dolayısiyle somut olayda zamanaşımı gerçekleştiğinden istemin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.  
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.