Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/11680
Karar No: 2021/307
Karar Tarihi: 08.02.2021

Danıştay 10. Daire 2016/11680 Esas 2021/307 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/11680
Karar No : 2021/307

DAVACI : … Birliği
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Huk. Hiz. Baş. V. …
Huk. Müş. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Derneği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
04/08/2015 tarih ve 29435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemler hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına yönelik 13/07/2015 tarih ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Yaşam hakkı ihlalinin Bakanlar Kurulu kararına konu edildiği, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un 2001 yılında yılında yürürlüğe girdiği, Kanun’un gerekçesinde kamu kuruluşlarının da etkin piyasa gözetimi ve denetimi yapabilmelerine zemin hazırlandığı; insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından asgari güvenlik koşullarına sahip ürünlerin üretiminin ve piyasaya arzının sağlanmasının amaçlandığının ifade edildiği, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik’in de 2006 yılında yürürlüğe girdiği, muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizat ve koruyucu sistemlerle ilgili Avrupa Birliği Direktifi olan ATEX’in mevzuat çalışmalarının 1995’te başladığı, 2006 yılında müktesebatın tamamlandığı, Türkiye’de bir süredir madenlerde kullanılan ekipmanların ATEX’e uyumluluğu yönünde sertifika zorunluluğu bulunduğu, bu sertifikası olmayan madenlerin ise kapatıldığı, madencilik sektöründe, özellikle de yer altı kömür madenlerinin büyük bölümünde ucuz olduğu için Çin malı sistemlerin kullanıldığı ve giderler artacağından ATEX olarak bilinen uluslararası standartlara uygun sistemler kullanılmadığı, 30/12/2006 tarihinden Bakanlar Kurulu kararının yürürlüğe girdiği döneme kadar madenlerde patlama olmaması için alev sızdırmaz ekipmanların kullanılmasının zorunlu olduğu, bu zorunlulukla, patlama ve grizu tehlikesi olan madenlerde ve benzeri iş yerlerinde kullanılan elektrik düğmesinden makinenin şalterine kadar elektrik aksamının birbirine aktarıldığı tüm aksamlarda alev sızdırmazlık şartı aranılmakta olduğu, Türkiye’de kömür üreten 176 iş yeri bulunduğu, 126’sının Yönetmelik’e uygun olmadığının 2014 ve 2015 yıllarında tespit edildiği, kapatılan 126 iş yerinin 65’inin kapatılma nedenleri arasında dava konusu işleme konu olan sertifika sahibi olunmamasının yer aldığı, bu işlem ile kapatılan 65 iş yerinin 2020 yılına kadar faaliyete geçeceği, bu karar ile iki yıl süreyle temel güvenlik gereklerini karşılamayan ekipmanlarla faaliyet yürüten ilgili ocaklarda çalışmanın önünün açılacağı, çalışanlarının yaşamının hiçe sayılacağı, Türkiye’nin ölümlü maden kazaları konusunda dünyada üst sıralarda yer aldığı, dünyanın en büyük kömür üreticisi olan Çin’de 2008 yılında 100 milyon ton kömür başına ölüm sayısı 127 iken, Türkiye’de bu sayının 722 olarak kaydedildiği, ABD’de ise ton başına 1 ila 6 kişi arasında değiştiği, Türkiye’de bu tip kazaların dünya ortalamasının üzerinde olduğu, son 13 yılda (2015’ten geriye) iş kazalarında toplam 15.971 kişinin hayatını kaybettiği, bunların 1.316’sının maden işçisi olduğu, madenlerde meydana gelen kaza ve patlamaların çoğunun grizu patlaması olduğu; ancak hepsinin metan gazı kaynaklı olmadığı, madenlerdeki yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışımların, kısacası “patlayıcı ortam” oluşturduğu, bu nedenle, söz konusu patlayıcı ortamlarda kullanılacak teçhizatların belirli özelliklerde olması gerektiği, tüm bu nedenler dikkate alındığında dava konusu Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının ehliyetli olmadığı, dava konusu düzenlemenin teklif edicisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da hasım konumuna alınması gerektiği, 22/10/1984 tarihinde yayımlanan Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük’te bütün cihazların anti grizu (alev sızdırmaz) olacağına ilişkin hüküm bulunduğu, ATEX ile ilgili zorunluluğun 30/06/2006 tarihli Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik ile birlikte getirildiği ve maden ocaklarında kullanım zorunluluğunun 19/09/2013 tarih ve 28770 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ile başladığı, ne yazık ki mevzuatın uygulanması hususunda sorunlar yaşandığının görüldüğü, kilometrelerce ocak açıklığı bulunan yer altı maden ocaklarında hâlihazırda bulunan tesisat ve ekipmanların yeni mevzuata uygun olanları ile değiştirilmesinin kısa bir süreç içerisinde mümkün olamayacağı, ATEX sertifikasına sahip olmayan makine ve ekipmanlardan, güvenlikli olmayan ekipmanlar anlamı çıkartılmaması gerektiği, ayrıca, Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik gerekçe gösterilerek dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülse de maden iş yerlerinin anılan Yönetmelik’in kapsamının dışında olduğu, bununla birlikte yer altı madenleri ile bunların yer üstü tesislerinde kullanılacak cihazların patlamaya dayanıklılığı ile ilgili AB standardına uygunluğunu anlatan ATEX sertifkası dışında maden üretiminde ve iş sağlığı ve güvenliği alanında ileri madenciliğin sürdürüldüğü ABD, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde üretilen cihazların bazen daha da emniyetli olduğu, Çin ya da Hindistan menşeli ekipman için de ATEX uygunluk belgesi alınabileceği, sonuç olarak ATEX standartlarının AB uyum sürecinde olmamızdan kaynaklı kabul ettiğimiz bir düzenleme olduğu, AB dışında ileri ve güvenli madenciliğin yapıldığı pek çok ülkede de uygun standartların mevcut olduğu, bu nedenle ATEX’in sadece AB standartlarına uygunluğu gösterdiği, Bakanlar Kurulu kararı ile ATEX’li ekipman ve tesisatın kullanılmasının ortadan kaldırılmadığı; durum tespit ve değerlendirme raporu verilinceye kadar ilgili teçhizatların ulusal veya uluslararası standartların herhangi birine uygun olması gerekeceğinin düzenlendiği, yerli üreticilerin teşvik edilmesi ve ATEX sertifikasyon sürecinin tamamlanması amacıyla geçiş süreci öngörüldüğü, iki yıl süreyle temel güvenlik gereklerini karşılamayan ekipmanlarla faaliyet yürüten iş yerlerinin önünün açılacağı iddiasının yerinde olmadığı, ülkemizde Muhtemel Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik’in 31/12/2003 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlandığı, bu tarihten itibaren patlayıcı alanlarda kullanılan ürünlerin, anılan Yönetmelik hükümlerine uygun olarak piyasaya arz edilmesi gerektiği, dava konusu işlem ile ATEX Yönetmeliği’nin ertelenmesinin söz konusu olmadığı, kapatılan madenlerin alınacak durum tespit ve değerlendirme raporunun olumlu olması sonucunda üretime devam edebileceği, iki yıl içerisinde bütün madenlerin dava konusu işlem doğrultusunda akredite uygunluk değerlendirme kuruluşları tarafından kontrol edileceği, ayrıca dava konusu işlem ile sertifika zorunluluğunun 2020 yılına kadar aranmayacağının iddia edildiği, böyle bir ertelemenin söz konusu olmadığı, dava konusu işlem ile madenlerde kullanılan ve temel güvenlik gereklerini karşılayan; ancak AB mevzuatı kapsamında sertifikalandırılmamış yani diğer ulusal ve uluslararası standartlara göre üretilmiş ve hâlihazırda madenlerde kullanılmakta olan ürünlerin de uygunluk değerlendirme kuruluşları tarafından incelenmesinin sağlanacağı ve tüm madenlerin elden geçirileceği, 31/12/2019 tarihine kadar madenlerde hâlihazırda mevcut; ancak ATEX sertifikasına sahip olmayan tüm teçhizat ve koruyucu sistemler için durum tespit ve değerlendirme raporunun olumlu olması hâlinde dahi ATEX hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle değiştirilmesinin zorunlu hâle getirildiği, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DAVALI YANINDA MÜDAHALE
EDENİN TALEBİ : Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının hukuka uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği ifade edilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan ve 30/12/2006 tarih ve 26392 (4. mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT) hükümlerinin uygulayıcısının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (günümüzde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) olduğu dikkate alındığında, Yönetmelik'in aradığı koşulların belirli bir süre ertelenmesine ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu kararında yetki yönünden hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptal edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 4.8.2015 gün ve 29435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yeraltı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yerüstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemler hakkındaki ekli kararın uygulanmasına ilişkin 13.7.2015 gün ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanunun 1'inci maddesinde, "Bu Kanunun amacı; ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir." hükmü, 3'üncü maddesinde, "c) Ürün: Piyasaya arz edilmesi hedeflenen tüm ürünleri, e) Güvenli ürün: Kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma sağlayan ürünü, j) Teknik düzenleme: Bir ürünün, ilgili idarî hükümler de dahil olmak üzere, özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması zorunlu olan her türlü düzenlemeyi, k) Piyasaya arz: Ürünün, tedarik veya kullanım amacıyla bedelli veya bedelsiz olarak piyasada yer alması için yapılan faaliyeti, l) Yetkili kuruluş: Ürünlere ilişkin mevzuat hazırlamaya ve yürütmeye yasal olarak yetkili bulunan ve bu Kanun hükümlerini kendi görev alanına giren ürünler itibarıyla uygulayacak olan kamu kurum veya kuruluşunu, İfade eder." hükmü, 4'üncü maddesinde, "Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır." hükmü, "Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülükleri" başlıklı 5'inci maddesinin 1 ve 2'nci fıkralarında, "Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır. Birinci fıkrada belirtilen hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmü düzenlenmiştir.
Bu itibarla, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yürütme organına, 4703 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin 2'nci fıkrası ile verilen teknik düzenlemeleri belirleme yetkisinin, hukuk devletinin en önemli özelliği ve gereği olan "Yasallık İlkesi"ne ve Yasada belirtilen sınırlar içinde kalmak şartıyla şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka uygun olarak kullanılması gerekmektedir.
Bilindiği gibi; Bakanlar Kurulunun kararları, birer idari işlemdir ve idari davaya konu edilmeleri halinde, her idari işlem gibi, yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden, İdari Yargının, hukuka uygunluk denetimine tabidir.
Dava konusu edilen 13.7.2015 gün ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 1'inci maddesiyle, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yeraltı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yerüstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, "Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)"te belirtilen I. Grup Teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmamış olanların anılan Yönetmelik hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle en geç 31/12/2019 tarihine kadar değiştirilmesi, bu değişiklik yapılıncaya kadar söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin iki yıl içerisinde bu alanda akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarına incelettirildikten sonra kullanılmaya devam edileceği ve bu inceleme işi yapılıncaya kadar da ulusal veya uluslararası standartlara uygun olarak imal edilmiş teçhizat ve sistemlerin tüm sorumluluk işverende olmak üzere kullanılmaya devam edileceği belirtilmiş olup; Bakanlar Kuruluna tanınan yetkinin teknik düzenlemeler, sınırlamalar ve istisnalar getirme konusunda genel kuralları belirleme şeklinde bir yetki olarak düzenlendiği, bu haliyle, yetkili kuruluşlar tarafından yapılan düzenlemelerin yürütülmesini durdurma, erteleme ya da söz konusu düzenlemeyi değiştirme, ilgili alanı yeniden düzenleme şeklinde anlaşılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Sonuç itibarıyla; Bakanlar Kurulunun teknik düzenlemelere ilişkin hususlarda genel kuralları, kısıtlama ve istisnaları ortaya koyduktan sonra diğer yetkili kuruluşların, bu genel ilkeler çerçevesinde anılan Kanunun 4'üncü maddesi uyarınca kendi görev alanlarıyla ilgili düzenlemeleri yapacakları, anılan Kanunla Bakanlar Kuruluna tanınan yetkinin, yetkili kuruluşlar tarafından yapılan düzenlemelerin yürütülmesini durdurma, erteleme ya da söz konusu düzenlemeyi değiştirme, ilgili alanı yeniden düzenleme yetkisi olarak kullanılması, idari işlemin, yetki unsuru yönünden hukuka aykırılık taşıdığını göstermektedir.
Açıklanan nedenle, 13.7.2015 gün ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince dosya incelendi.
Üye …'nun ve üye …'un, yetkili kuruluşlarca çıkarılan düzenlemelerin uygulanmasını ertelemeye ve koşula bağlamaya dönük kurallar içeren dava konusu Bakanlar Kurulu kararında 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'un 5. maddesi uyarınca yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı oylarına karşılık;
Anılan Kanun maddesi gereğince ürünlerin teknik düzenlemelere uygunluğuna yönelik hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkili olduğundan, dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığına oy çokluğuyla karar verilerek işin esasına geçildi.
Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemler hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına yönelik 13/07/2015 tarih ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 04/08/2015 tarih ve 29435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Bakanlar Kurulu kararına ekli kararın 1. maddesinin 1. fıkrasında; grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'te belirtilen I. grup teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmış olanların en geç 31/12/2019 tarihine kadar anılan Yönetmelik hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle değiştirileceği, 2. fıkrasında; 1. fıkrada belirtilen değişiklikler yapılıncaya kadar hâlihazırda grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT) kapsamında sertifikalandırılmamış olan teçhizat ve koruyucu sistemlerin, iki yıl içerisinde, bu alanda akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarına incelettirilerek, her türlü sorumluluğun işverende olması ve uygunluk değerlendirme kuruluşu tarafından, ilgili mevzuat ve standartlara göre söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin temel güvenlik gereklerini karşıladığına ve iş yerinde kullanılabileceğine dair durum tespit ve değerlendirme raporu verilmesi kaydıyla kullanılmaya devam edilebileceği, 3. fıkrasında; 2. fıkrada belirtilen rapor düzenleninceye kadar, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortamlarda kullanılmak üzere ulusal veya uluslararası standartlara uygun olarak imal edilmiş exproof (patlamaya dayanıklı) teçhizat ve koruyucu sistemleri kullanan yer altı kömür işletmelerinin her türlü sorumluluğun işverende olması kaydıyla faaliyetine devam edebileceği, 2. maddesinde; bu kararın uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde uygulama esaslarını belirlemeye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşünü alarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yetkili olduğu ifade edilmiştir.
Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
11/07/2001 tarih ve 24459 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'un "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.", "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde; "Bu Kanunda geçen; ... c) Ürün: Piyasaya arz edilmesi hedeflenen tüm ürünleri, ... e) Güvenli ürün: Kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma sağlayan ürünü, f) Temel gerekler: Ürünün; insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken asgarî güvenlik koşullarını, ... ı) Standart: Üzerinde mutabakat sağlanmış olan, kabul edilmiş bir kuruluş tarafından onaylanan, mevcut şartlar altında en uygun seviyede bir düzen kurulmasını amaçlayan, ortak ve tekrar eden kullanımlar için ürünün özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması ihtiyarî olan düzenlemeyi, j) Teknik düzenleme: Bir ürünün, ilgili idarî hükümler de dahil olmak üzere, özellikleri, işleme ve üretim yöntemleri, bunlarla ilgili terminoloji, sembol, ambalajlama, işaretleme, etiketleme ve uygunluk değerlendirmesi işlemleri hususlarından biri veya birkaçını belirten ve uyulması zorunlu olan her türlü düzenlemeyi, k) Piyasaya arz: Ürünün, tedarik veya kullanım amacıyla bedelli veya bedelsiz olarak piyasada yer alması için yapılan faaliyeti, l) Yetkili kuruluş: Ürünlere ilişkin mevzuat hazırlamaya ve yürütmeye yasal olarak yetkili bulunan ve bu Kanun hükümlerini kendi görev alanına giren ürünler itibarıyla uygulayacak olan kamu kurum veya kuruluşunu, ... o) Onaylanmış kuruluş: Test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşları arasından, bir veya birden fazla teknik düzenleme çerçevesinde uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunmak üzere, yetkili kuruluş tarafından belirlenerek, bu Kanunda ve ilgili teknik düzenlemede belirtilen esaslar çerçevesinde yetkilendirilen özel veya kamu kuruluşunu, ... İfade eder.", "Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler" başlıklı (dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki hâli ile) 4. maddesinde; "Ürünlere ilişkin teknik düzenlemeler yetkili kuruluşlar tarafından hazırlanır.
" ve "Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülükleri" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; "Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır.", (dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki hâli ile) 2. fıkrasında; "Birinci fıkrada belirtilen hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükümlerine yer verilmiştir.
4703 sayılı Kanun ve Avrupa Birliği’nin 94/9/EC direktifi dayanak alınarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan, 30/12/2006 tarih ve 26392 (4. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu Bakanlar Kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte olan Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'in "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı; Yönetmelik kapsamına giren muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizatın ve koruyucu sistemlerin güvenli olarak piyasaya arzı için gerekli emniyet kuralları ile uygunluk değerlendirme prosedürlerine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.", "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde; "... e) Muhtemel patlayıcı ortam: Konumu ve işletme şartları nedeniyle patlayıcı hale gelebilen ortamı, f) Muhtemel patlayıcı ortamlarda kullanılacak teçhizat ve koruyucu sistemler: Bu Yönetmelikte 'teçhizat' olarak ifade edilecektir. Ayrı ayrı veya birlikte, enerjinin üretilmesi, aktarılması,depolanması, ölçülmesi, kontrolü ve dönüştürülmesi için ve/veya malzemenin işlenmesi için kullanılacak olan ve muhtemel tutuşma kaynakları ile patlamaya yol açabilecek makineler, donanım, sabit veya seyyar cihazlar, kumanda aksamları ile cihazları ve algılama veya koruma sistemlerini, ... h) Teçhizat grupları ve kategorileri: Gerekli koruma seviyesini tanımlayan teçhizat grup ve kategorileri Ek I’de açıklanmış olup; 1) I. Grup teçhizat: Madenlerin yeraltı bölümlerinde kullanılacak teçhizatlar için geçerli olanları ve bu tip madenlerin grizu gazı ve/veya yanıcı tozlar tarafından muhtemel tehlike oluşturabilecek yerüstü tesislerinde kullanılan parçaları, ... İfade eder." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dava Konusu Bakanlar Kurulu Kararının İncelenmesi:
Muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizatın ve koruyucu sistemlerin güvenli olarak piyasaya arzı için gerekli emniyet kuralları ile uygunluk değerlendirme prosedürlerine ilişkin usûl ve esasları belirlemek amacıyla (dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte) yürürlükte bulunan Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'in uygulanmasının, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı ile belli hususlarda ötelendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu işlem ile grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'te belirtilen I. grup teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmamış olanların anılan Yönetmelik hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle en geç 31/12/2019 tarihine kadar değiştirileceği bu değişiklik yapılıncaya kadar söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin iki yıl içerisinde bu alanda akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarına incelettirildikten sonra kullanılmaya devam edileceği ve bu inceleme işi yapılıncaya kadar da yine söz konusu teçhizat ve sistemlerin kullanılmaya devam edileceği öngörülmüştür.
İlgili dönemde (kapatılan) Danıştay Onyedinci Dairesinin 2015/14288 sayılı esasına kayıtlı olarak bakılan dava dosyasında verilen 04/03/2016 tarihli ara kararı ile uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için davalı idareden; "1- Grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yeraltı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yerüstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, "Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'te belirtilen I. Grup Teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmamış olanların anılan Yönetmelik hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle değiştirilmesi hususunda 31/12/2019 tarihine kadar uzunca bir süre tanınmasının nedenlerinin sorulmasına, 2- Anılan Yönetmelik hükümlerine uygun değişiklikler yapılıncaya kadar, sertifikalandırılmamış olan söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin incelettirilmesinin öngörüldüğü akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarının ülkemizdeki sayısının ne kadar olduğunun ve bu kuruluşlarca incelenmesi gereken işyeri sayısının ne kadar olduğunun sorularak, bahse konu akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarının iki yıl içerisinde söz konusu inceleme işini yapabilecek yeterlilikte bulunup bulunmadığının sorulmasına, 3- İlgili mevzuat ve standartlara göre söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin temel güvenlik gereklerini karşıladığına ve işyerinde kullanılabileceğine dair verilmesi öngörülen 'Durum Tespit ve Değerlendirme Raporu'nun bu alanda akredite uygunluk değerlendirme kuruluşu tarafından düzenlenebileceği hususunun bir dayanağının bulunup bulunmadığının sorulmasına, 4- Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının 1. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında bahsedilen 'her türlü sorumluluğun' işverende olması yolundaki düzenlemenin ilgili mevzuatta bir dayanağının bulunup bulunmadığının sorulmasına" karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından ara kararına cevap dilekçesinde ve savunma dilekçesinde yapılan açıklamalarda, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'te belirtilen I. grup teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmamış olanların anılan Yönetmelik hükümlerine uygun teçhizat ve koruyucu sistemlerle değiştirilmesi hususunda 31/12/2019 tarihine kadar uzunca bir süre tanınmasını haklı kılacak nedenler belirtilmemiştir. Öte yandan, ülkemizde 3 (üç) adet olduğu belirtilen akredite uygunluk değerlendirme kuruluşlarının, yine en az 200 adet olduğu ifade edilen maden ocaklarındaki inceleme işini yapabilecek yeterlilikte bulunup bulunmadığının ortaya konulamadığı görülmektedir.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının; ilgili Yönetmelik'te yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde, bu tesislerin faaliyette bulunabilmesi için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken işlemlerin yerine getirilmemesi ya da eksik bırakılması nedeniyle, bu tesislerin bir kısmında meydana gelen ve insan hayatını olumsuz etkileyen olaylar üzerine alındığı; ancak bu kararla Yönetmelik'in öngördüğü yükümlülükler yerine getirilmeden bu tesislerin faaliyetine devam etmesine izin verildiği, ayrıca bu kararın insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması yönlerinden muhtemel patlayıcı ortamda kullanılan teçhizatın ve koruyucu sistemlerin güvenli olarak piyasaya arzı için gerekli emniyet kurallarını engelleyecek nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 4703 sayılı Kanun'da tanımlanan yetkili kuruluşun piyasa gözetimi ve denetimi hususunda görevli ve yetkili olduğu dikkate alındığında, Bakanlar Kurulunca, akredite uygunluk değerlendirme kuruluşu tarafından, ilgili mevzuat ve standartlara göre söz konusu teçhizat ve koruyucu sistemlerin temel güvenlik gereklerini karşıladığına ve geçici süreyle iş yerinde kullanılabileceğine yönelik "durum tespit ve değerlendirme raporu" düzenlenebileceğine ve "her türlü sorumluluğun" işverende olacağına ilişkin karar alınmasının; yetkili kuruluşun piyasa gözetimi ve denetimi görevinin ortadan kaldırılmasına veya ötelenmesine yönelik olduğu sonucuna varılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka ve mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin ise üzerinde bırakılmasına, yine davalı yanında müdahil tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarların kararın kesinleşmesinden sonra davacıya, davalı idareye ve müdahile ayrı ayrı iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/02/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY:

Dava, 04/08/2015 tarih ve 29435 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemler hakkındaki ekli kararın yürürlüğe konulmasına yönelik 13/07/2015 tarih ve 2015/7966 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
11/07/2001 tarih ve 24459 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun'un "Ürünlerin piyasaya arzında üreticilerin ve dağıtıcıların yükümlülükleri" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; "Piyasaya arz edilecek yeni ürünlerin ilgili teknik düzenlemeye uygun olması zorunludur. Bu hüküm, kullanılmış olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilmesi hedeflenen ürünler ile Avrupa Birliği üyesi ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünlere de uygulanır.", (dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki hâli ile) 2. fıkrasında; "Birinci fıkrada belirtilen hususlarda düzenlemeler yapmaya, sınırlamalar getirmeye ve istisnalar tanımaya Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.
4703 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun piyasaya arz edilecek yeni ürünlere yönelik teknik düzenlemeler hazırlamaya, bu düzenlemelerde sınırlamalar getirmeye ya da istisnalar tanımaya yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararına ekli karar ile, grizu gazı ve/veya yanıcı gazlar veya tozlar nedeniyle muhtemel patlayıcı ortama sahip yer altı kömür ocakları ile bu tip madenlerin yer üstü tesislerinde bulunan teçhizat ve koruyucu sistemlerden, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik (94/9/AT)'te belirtilen I. grup teçhizat kategorisine uygun olarak sertifikalandırılmış olanların, sertifakalandırılma sürecinin belli koşulların varlığı hâlinde 31/12/2019 tarihine kadar ertelenmesine yönelik düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ülkemizin Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlaması amacıyla, maden ocaklarında kullanılan I. grup teçhizatın sertifikalandırılması bakımından geçiş süreci öngörülmesine yönelik mevzuat hükümleri çerçevesinde tesis edilen dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın reddi gerektiği oyu ile Bakanlar Kurulu kararının iptaline ilişkin Daire kararına katılmıyoruz. 08/02/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi