20. Hukuk Dairesi 2014/585 E. , 2014/3766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... İlçesi, ... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kısmî ilâna çıkarılan orman kadastrosu sırasında ekli paftada İtrz - 97 olarak gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek bu alanın orman niteliği ile Hazine adına tescili talebi ile Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine dava açmıştır.
Daha sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında 668 ada 1, 905 ada 1 ve 905 ada 2 sayılı parseller kadastro mahkemesinde dava konusu olduğu belirtilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilip tutanaklar kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece tutanaklarda zilyet olarak adı geçen kişiler davaya dahil edildikten sonra davanın kısmen kabulüne, 668 ada 1 sayılı parselin tamamen, 905 ada 1 sayılı parselin (1A), 905 ada 2 sayılı parselin (2A) rumuzuyla gösterilen bölümlerinin orman olarak Hazine adına, 905 ada 2 sayılı parselin (2B) rumuzuyla gösterilen bölümünün tesbit tutanağında adı geçen kişiler adına tapuya tesciline, dava konusu olmayan 905 ada 1 sayılı parselin (1B) rumuzuyla gösterilen bölümünün ..., 905 ada 2 sayılı parselin (2C) rumuzuyla gösterilen bölümünün ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından 905 ada 1 ve 2 sayılı parsellerin ret edilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine; hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 gün ve 2011/10113 - 14255 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda; 1974 tarihli memleket haritası ile 1958 tarihli hava fotoğrafları birlikte değerlendirilerek rapor sunulmuştur. Bilindiği üzere; memleket haritaları, hava fotoğraflarının sayısallaştırılarak harita üzerine aktarılması ile elde edilirler. Ancak, somut olayda; orman araştırması yapılırken, 1958 tarihli hava fotoğraflarından düzenlenen memleket haritasından yararlanılmayarak, 1974 tarihli memleket haritasından yararlanılmıştır. Mahkemece, öncelikle davaya konu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin, 1958 tarihli hava fotoğraflarına uygun olarak düzenlenen memleket haritası ve 1974 tarihli memleket haritasının elde edildiği hava fotoğrafları ve dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin tesbit tutanak ve dayanak kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren getirtilerek dosyaya eklendikten sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; dava konusu taşınmazlara komşu parsellerin dayanak kayıtları yöntemince uygulanarak dava konusu taşınmazların bulunduğu yönü ne olarak gösterdiği araştırılıp saptanmalı, taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadıkları belirlenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulü ile, ... İlçesi, ... Köyü 905 ada 1 ve 2 nolu parsellerin tesbitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından taşınmazların ham toprak niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi gerektiğine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu ve bu tür yerlerin 15.07.2004 tarihli ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesi ve 20.11.2012 tarihli ve 28473 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 14/1-s ve 16/1-i maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 31/03/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.