Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2997
Karar No: 2021/206
Karar Tarihi: 08.02.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2997 Esas 2021/206 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2997
Karar No : 2021/206

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2016/8426, K:2019/5680 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 20/04/2016 tarih ve 29690 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği'nin 7. maddesinin ikinci fıkrasının, 9. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi ile yedinci ve sekizinci fıkralarının, 10. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin, 12. maddesinin son cümlesinin, 15. maddesinin altıncı fıkrasının, 17. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile üçüncü fıkrasının, 19. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin, üçüncü fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerinin, beşinci fıkrasının son cümlesi ile altıncı fıkrasının, 21. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi ile dördüncü fıkrasının son cümlesinin, 22. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi ile altıncı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümlelerinin, 23. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinin, 26. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile üçüncü fıkrasının, 28. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin, 29. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinin, 30. maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinin, 35. maddesinin dördüncü ve altıncı fıkralarının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2016/8426, K:2019/5680 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülemeyerek işin esasına geçilmiş;
Dava konusu Yönetmeliğin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 44. maddesinin (c) fıkrasına dayanılarak hazırlandığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin ikinci fıkrası, 9. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 10. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, 12. maddesinin son cümlesi, 17. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile üçüncü fıkrası, 19. beşinci fıkrasının son cümlesi, 21. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi ile dördüncü fıkrasının son cümlesi, 22. maddesinin altıncı fıkrasının dördüncü ve altıncı cümleleri, 23. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi, 26. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile üçüncü fıkrası, 29. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi, 30. maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesinin iptal istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmelik maddeleri ile belli bir dönem veya sürenin sonunda lisansüstü eğitim ve öğretiminin belli bir aşamasını süresinde bitiremeyen, tamamlayamayan yada başarısız sayılanların yükseköğretim kurumlarıyla ilişiğinin kesileceği düzenlendiği;
Davalı idare tarafından, 25/02/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6111 sayılı Kanun ile; yükseköğretim kurumlarından ilişik kesmenin kaldırıldığı ancak yapılan bu düzenlemenin saikinin gerçekleşmediği, üniversitelerde yığılmaların olduğunun görülmesi üzerine 2547 sayılı Kanun'un 44. maddesinde yapılan değişiklik ile önlisans ve lisans programlarından ilişik kesme işleminin tekrar getirildiği, yapılan düzenlemeler ile ancak objektif koşulların varlığı halinde ilişik kesilebileceği, bu düzenleme ile danışmanların üzerindeki öğrenci yoğunluğunun önüne geçilerek lisansüstü eğitim için yeni öğrencilerin alınabilmesinin sağlanması ve insan kaynağının verimli bir şekilde kullanılarak eğitimde kalitenin artırılmasının amaçlandığı, aksi takdirde, mevcut durumda olduğu gibi, öğrencilerin harç yatırarak yıllarca lisansüstü eğitimlerini tamamlamadan sistemi işleyemez hale getirmelerinin söz konusu olacağının belirtildiği;
Her ne kadar, 2547 sayılı Kanun'da belli bir dönem veya sürenin sonunda lisansüstü eğitim ve öğretiminin belli bir aşamasını süresinde bitiremeyen, tamamlayamayan yada başarısız sayılanların yükseköğretim kurumlarıyla ilişiğinin kesileceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, lisansüstü eğitim usul ve esasları ile öğrenim sürelerinin Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle belirleneceğine dair Kanun'un 44. maddesinin (c) bendi kapsamında, Yükseköğretim Kuruluna bu şekilde düzenleme yapmak konusunda yetki verildiği, iptali istenen maddelerde yükseköğretim kurumlarından ilişiğin kesilmesinin belli objektif şartlara bağlandığı, anılan düzenlemelerin kamu yararı kapsamında yapıldığı gerekçesiyle hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediği;
Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 22. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 28. maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin iptal istemi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinde; intihalin, başkalarının fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermeyi ifade edeceğinin düzenlendiği;
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 1/B maddesinde; "Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini" tanımına yer verildiği, aynı Kanun'un "Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz" başlıklı 71. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır" düzenlemesine yer verildiği;
İntihalin tanımı ile ilgili 2547 sayılı Kanun'da herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, yükseklisans ve doktora tezleri ile sanatta yeterlilik çalışmalarında intihal yazılım programı raporunun alınması ve rapordaki verilerde gerçek bir intihalin tespiti halinde gerekçesi ile birlikte karar verilmek üzere tez enstitü yönetim kuruluna gönderilmesinin, tez ve çalışmaların yapılma amacına uygun olduğu, bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunulmasının yasaklandığı da göz önüne alındığında, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 15. maddesinin altıncı fıkrasının iptal istemi yönünden;
2547 sayılı Kanun'da, doktoranın, lisansa dayalı en az altı veya yüksek lisans veya eczacılık veya fen fakültesi mezunlarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuvar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yarı yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretim olduğu belirtilmiş olup, doktoranın amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu anlaşılan dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin iptal istemi yönünden;
2547 sayılı Kanun tarafından verilen lisansüstü eğitim ve öğretimi düzenleme yetkisine dayanılarak, yeterlilik sınavına girilmesi hususunda makul ölçüde sınırlama getiren düzenlemede, hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerinin iptal istemi yönünden;
Dava konusu düzenlemenin, danışmanın sınav jürisinde yer alması hususundaki takdir hakkını yönetim kuruluna bırakmadığı, sınav jürisinde yer alan danışmanın oy hakkı olup olmadığı hususundaki takdir hakkını yönetim kuruluna bıraktığı, bu yönde yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin altıncı fıkrasının iptal istemi yönünden;
Yönetmeliğin 19. maddenin birinci fıkrasında yeterlik sınavının; derslerini ve seminerini tamamlayan öğrencinin alanındaki temel konular ve kavramlar ile doktora çalışmasıyla ilgili bilimsel derinliğine sahip olup olmadığının ölçülmesi olarak tanımlandığı;
Alanındaki temel konular ve kavramlar ile doktora çalışmasıyla ilgili bilimsel araştırma derinliğine sahip olduğunu yeterlik sınavında başarılı olarak ortaya koyan bir doktora öğrencisinin, jüri üyelerinin istemi üzerine tekrar ders alması gibi bir zorunluluk getirilmesinde, bu durumun istisnai bir durum olarak öngörüldüğü de dikkate alındığında, hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 35. maddesinin dördüncü fıkrasının iptal istemi yönünden;
Anılan düzenlemede üst hukuk normlarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 35. maddesinin altıncı fıkrasının iptal istemi yönünden;
Yönetmeliğin "Genel esaslar" başlıklı 4. maddesi, "Tezsiz yüksek lisans programı" başlıklı 11. maddesi, "Genel esaslar" başlıklı 15. maddesi, "Diğer hükümler" başlıklı 35. maddesinin 6. fıkrası ile "Geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 1. maddesi hükümlerine yer verilerek;
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; lisansüstü eğitimin; yüksek lisans ve doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini kapsadığı, yüksek lisans programının; tezli ve tezsiz olmak üzere iki şekilde yürütülebileceği, dava konusu edilen Yönetmelik hükmü uyarınca tezsiz yüksek lisans programları hariç, aynı anda birden fazla lisansüstü programa kayıt yaptırılamayacağı ve devam edilemeyeceği, dolayısıyla tezsiz yüksek lisans programı ile birlikte tezli yüksek lisans veya doktora/sanatta yeterlik/uzmanlık eğitimi alınabileceği ancak aynı anda iki tezli yüksek lisans veya tezli yüksek lisans ile doktora/sanatta yeterlik/uzmanlık eğitimi alınamayacağı hususunun kurala bağlandığı;
İdarelerin düzenleyici işlemler yapabilme yetkisinin Anayasa'nın 124. maddesine dayanan anayasal bir yetki olması nedeniyle, idareler tarafından mevzuatla verilen görevlerin yerine getirilmesi amacıyla düzenleyici işlemler yapılabileceği; ancak, bu düzenlemeler yapılırken, Anayasa'da yer alan hukuk devleti ilkesi uyarınca, kazanılmış hak, haklı beklenti, idari faaliyetlerin belirliliği ve hukuki güven ilkesi gibi ilkelerin de göz önünde bulundurulması gerektiği;
Bu çerçevede; idarelerin düzenleyici işlemleri kaldırmaları ve değiştirmelerinin de her zaman olanaklı olduğu ve kural olarak düzenleyici işlemlerin kazanılmış hak yaratmayacağı; diğer taraftan, düzenleyici işlemlerin kişilere uygulanması suretiyle bireyselleşmesi halinde kazanılmış hak yaratılacağı, bundan sonra yapılacak düzenleyici işlemlerin değişiklik ve kaldırılmalarında da bu kazanılmış hakların korunmalarının gerekeceği;
Mülga 01/07/1996 tarih ve 22683 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği'nde, aynı anda birden fazla lisansüstü programa kayıt olunmasını engelleyecek herhangi bir düzenleme yer almamakla birlikte; dava konusu edilen Yönetmeliğin 01/07/1996 tarihli Yönetmeliği yürürlükten kaldırdığı ve tezsiz yüksek lisans programları hariç, aynı anda birden fazla lisansüstü programa kayıt yaptırılamayacağını ve devam edilemeyeceğini kurala bağladığı; anılan Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası ile; anılan Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 20/04/2016 tarihinden önce aynı anda birden fazla lisansüstü programa kayıtlı olan öğrenciler hakkında 35. maddenin altıncı fıkrasının uygulanmaması suretiyle Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce birden fazla lisansüstü programa kayıtlı olan öğrencilerin kazanılmış haklarının korunduğu;
Anayasa Mahkemesinin 2012/1334 Başvuru no'lu ve 17/09/2013 tarihli kararında; eğitim hakkının kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin; ilk, orta ve yüksek öğrenim seviyelerini de kapsadığı, Anayasa'da yer alan eğitim ve öğrenim hakkının, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte Anayasa'da öngörülen ilköğretim dışında devletin tüm bireylere eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir ödev yüklemediği, devletin özellikle lisansüstü eğitim almak isteyen herkese bunu sağlama şeklinde pozitif bir ödevi bulunmadığı, bu çerçevede kamu kurumlarının her personeline yüksek lisans ya da doktora eğitimi amacıyla ücretli izin verme yükümlülüğünün olmadığı ifadelerine yer verildiğinin görüldüğü;
Bu bağlamda, lisansüstü eğitimin de eğitim hakkı kapsamında olduğu açık olmakla birlikte, anılan düzenleme ile öğrencilerin lisansüstü eğitim haklarının engellenmediği, ancak kamunun ve bireylerin ihtiyaçları ve kaynakları doğrultusunda kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda bir düzenleme yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık görülmediği;
Öte yandan, tezli yüksek lisansın öğrencilerin bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak bilgilere erişme, bilgiyi derleme, yorumlama ve değerlendirme yeteneğini kazanmasını sağlama amacını; doktora programının ise öğrenciye bağımsız araştırma yapma, bilimsel problemleri, verileri geniş ve derin bir bakış açısı ile irdeleyerek yorum yapma, analiz etme ve yeni sentezlere ulaşmak için gerekli becerileri kazandırma amacını güttüğü dikkate alındığında tezli yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik/uzmanlık eğitiminin geniş ve kapsamlı bir eğitim sürecini içerdiği, dolayısıyla dava konusu düzenleme ile anılan eğitim sürecindeki kalitenin arttırılmasının da amaçlandığından dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava dilekçesinde yer alan iddialar tekrarlanarak Daire kararının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 17/06/2019 tarih ve E:2016/8426, K:2019/5680 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 08/02/2021 tarihinde, dava konusu Yönetmeliğin 19. maddesinin 6. fıkrası yönünden oyçokluğu, diğer kısımları yönünden oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY

X- 20/04/2016 tarih ve 29690 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan dava konusu Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği'nin 19. maddesinin altıncı fıkrasında; "Yeterlik sınavı jürisi, yeterlik sınavını başaran bir öğrencinin, ders yükünü tamamlamış olsa bile, toplam kredi miktarının üçte birini geçmemek şartıyla fazladan ders/dersler almasını isteyebilir. Öğrenci, ilgili enstitü kararıyla belirlenecek dersleri başarmak zorundadır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yönetmeliğin 19. maddenin birinci fıkrasında yeterlik sınavı; derslerini ve seminerini tamamlayan öğrencinin alanındaki temel konular ve kavramlar ile doktora çalışmasıyla ilgili bilimsel derinliğine sahip olup olmadığının ölçülmesi olarak tanımlanmıştır.
Alanındaki temel konular ve kavramlar ile doktora çalışmasıyla ilgili bilimsel araştırma derinliğine sahip olduğunu yeterlik sınavında başarılı olarak ortaya koyan bir doktora öğrencisinin, hiçbir somut gerekçe veya haklı sebebe gönderme yapılmaksızın, salt jüri üyelerinin istemleri üzerine fazladan ders almasına karar verme yönünde sınırsız bir takdir hakkı getirilmesinin ve hukuki denetim dışında bırakılmasının, kötüye kullanımlara sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurulduğunda, idari faaliyetlerin belirliliği ve hukuki güven ilkesine aykırılık teşkil ettiği açıktır.
Bu durumda, Yönetmeliğin 19. maddesinin altıncı fıkrasında yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka uygunluk bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın Yönetmeliğin 19. maddesinin altıncı fıkrası yönünden bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi