Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/112 Esas 2021/2710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/112
Karar No: 2021/2710
Karar Tarihi: 04.11.2021

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/112 Esas 2021/2710 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/112 E.  ,  2021/2710 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14/06/2010 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tespiti ve alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13/02/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım asli müdahiller vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Balıkuyumcu Mahallesi, 1455 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan ve davacının zilyetliğinde bulunan dava konusu bölümlerin mera olarak tescil edildiği 2003 yılından önce davacı tarafından imar ve ihya edilerek ekilmek suretiyle 20 yıldan fazla bir süre tasarruf edildiğini, aslında mera niteliği taşımayan bu yerlerin daha sonra tahsisle mera haline getirildiğini belirterek, dava konusu bölümlerin 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddeleri gereğince davacı tarafından kazanıldığının tespitine, 10.000,00TL taşınmaz bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dahili davalılar ... ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile feri müdahil TOKİ Başkanlığı vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece ihya ve zilyetlik yolu ile kazanma şartları bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm bir kısım asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu taşınmazın 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “ekilemez arazi” niteliğiyle tespit harici bırakıldığı, 1999 yılında 4342 sayılı Yasanın 5/b maddesi uyarınca mera olarak tahsis edildiği, anılan Yasa kapsamında askı ilanlarının yapılarak tahsisin kesinleşmesiyle 03/02/2003 tarihinde “mera” niteliğiyle özel siciline yazıldığı, sonrasında cins değişikliği yapılarak 29/03/2006 tarihinde idari yoldan “ham toprak” vasfıyla 1455 parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edildiği ve 29/08/2006 tarihinde tapuda TOKİ Başkanlığına devredildiği görülmüştür. Bu dava ise 14/06/2010 tarihinde açılmıştır.
    4342 sayılı Yasanın 21/2 maddesi ile tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re’sen gözönünde tutulur. Hal böyle iken, bu dava nizalı taşınmazın mera olarak tahsis edilmesinin kesinleştiği tarihten itibaren 4342 sayılı Yasanın 21/2 maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığına göre tespitten önceki hukuki nedenler bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, tespitten sonraki sebepler bakımından ise zilyetliğin hukuki kıymetinin bulunmadığı gözönüne alınarak davanın bu nedenle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de; hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nun 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.