Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/438
Karar No: 2021/305

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/438 Esas 2021/305 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/438 E.  ,  2021/305 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 301-257
    Katılanlar : 1- ..., 2- ...
    Nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ..."ın, TCK"nın 158/1-j, 43, 62, 52, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 18.320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin (Kapatılan) Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.05.2011 tarihli ve 62-222 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 17.09.2015 tarih ve 14561-28922 sayı ile;
    "Sanığın, katılan ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı, sahte araç ruhsatı fotokopisi ve yine sahte olan ticari taksi çalışma ruhsatnamesi fotokopisi ile kriminal raporuna göre sahte olarak düzenlenmiş yerleşim ve diğer adres belgesi aslını kullanarak, ING Bank... Şubesi"ne başvurup, 28.08.2009 tarihinde 10.000,00 TL bedelinde kredi kullandığı, 23.10.2009 tarihinde ise aynı şube nezdinde 1.000,00 TL tutarında kredili mevduat hesabı açtırıp bu meblağı da kullandığının iddia edildiği olayda; müfettiş raporunda bahsedilen 23.10.2009 tarihinde 1.000,00 TL tutarındaki kredili mevduat hesabına ilişkin sanıktan herhangi bir belge istenip istenmediği, sanığın suça konu sahte belgeleri ikinci kez ibraz edip etmediği araştırılıp, sanığın savunmasında 1.000,00 TL parayı kullandığına ilişkin herhangi bir kabulünün de bulunmadığı gözetilerek varsa bahsi geçen miktarın sanık tarafından çekildiğine ilişkin belgeler de temin edildikten sonra zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde TCK"nın 43/1. maddesi gereğince hapis cezasının arttırılmasına rağmen adli para cezasında arttırıma gidilmemesi suretiyle eksik ceza tayini," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 11.10.2016 tarih ve 301-257 sayı ile; sanığın TCK"nın 158/1-j, 62, 52, 53/1 ve 58/6. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 18.320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş, bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.02.2019 tarih ve 15213-430 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.04.2019 tarih ve 32760 sayı ile;
    "...5237 sayılı TCK"nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır.
    Sanığın, kendisine tahsis edilmemesi gereken kredinin tahsisine yönelik olarak aynı suç işleme kararının kapsamı dahilinde sahte belgeler kullanmak suretiyle aynı bankanın farklı şubelerine yani somut olayda ..."nin ... farklı şubelerine ... farklı zaman dilimleri içinde kısa aralıklarla başvurup krediler alması eylemleri 5237 sayılı TCK"nın 158/1-j-son, 43. maddeleri kapsamında kalan "Zincirleme suretle nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturduğundan, hukuki kesinti oluşturan ilk iddianamenin (... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2011 tarihli ve 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasına ait ... Cumhuriyet Başsavcılığının 08.02.2010 tarihli ve 2010/9627 esas sayılı iddianamesi) düzenlenme tarihi olan 08.02.2010 tarihinden önce;
    -... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı dosyasında 10.03.2010 tarihinde,
    -... Anadolu 9. (... 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas, 2010/252 karar sayılı dosyasında 24.12.2009 tarihinde,
    -... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasında 01.09.2009 tarihinde,
    -... Anadolu 8. (Kadıköy 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas, 2010/230 karar sayılı dosyasında 24.12.2009 tarihinde,
    -... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasında 03.07.2009, 21.07.2009, 03.09.2009 ve 03.12.2009 tarihlerinde,
    -... 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas, 2010/317 karar sayılı dosyasında 11.09.2009 tarihinde,
    -... Anadolu 5. (... 1.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas, 2011/128 karar sayılı dosyasında 16.09.2009 tarihinde gerçekleşen tüm eylemler nedeniyle öncelikle teselsülün kapsamına alınması zorunlu olan;
    -... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 9. (... 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas, 2010/252 karar sayılı dosyasının,
    -... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 8. (Kadıköy 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas, 2010/230 karar sayılı dosyasının,
    -... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasının,
    -... 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas, 2010/317 karar sayılı dosyası ile,
    -... Anadolu 5. (... 1.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas, 2011/128 karar sayılı dosyasının tümünün bir dosyada birleştirilerek teselsül eden tek suçtan dolayı hüküm kurulup, kurulacak olan hükümde gerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ve gerekse 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi gereğince yapılacak olan artırım oranının takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde;
    -... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı dosyasında,
    -... Anadolu 9. (... 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas, 2010/252 karar sayılı dosyasında,
    -... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 8. (Kadıköy 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas, 2010/230 karar sayılı dosyasında,
    -... 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas, 2010/317 karar sayılı dosyası ile,
    -... Anadolu 5. (... 1.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas, 2011/128 karar sayılı dosyasında ayrı ayrı hükümler kurulmuş olması yasaya aykırı olduğu gibi;
    ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasında kurulan hükümde sadece ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasındaki 4 adet eylem dikkate alınarak TCK"nın 43. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapılmış ise de;
    ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasında teselsülün kapsamına sadece ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasındaki 4 eylemin dahil edilmiş olması ve teselsülün kapsamına alınması zorunlu olan diğer dosyalar olan;
    -... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 9. (... 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas, 2010/252 karar sayılı dosyasının,
    -... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 8. (Kadıköy 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas, 2010/230 karar sayılı dosyasının,
    -... 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas, 2010/317 karar sayılı dosyası ile,
    -... Anadolu 5. (... 1.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas, 2011/128 karar sayılı dosyasının,
    Teselsülün kapsamına dahil edilmemiş olması nedeniyle teselsülün kapsamına dahil edilmesi zorunlu olan;
    -... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 9. (... 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas, 2010/252 karar sayılı dosyasının,
    -... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas, 2011/306 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 8. (Kadıköy 3.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas, 2010/230 karar sayılı dosyasının,
    -... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas, 2011/90 karar sayılı dosyasının,
    -... 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas, 2010/317 karar sayılı dosyasının,
    -... Anadolu 5. (... 1.) Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas, 2011/128 karar sayılı dosyasının, tümünün bir dosyada birleştirilerek, teselsül eden tek suçtan dolayı hüküm kurulmasının sağlanması için;
    ... Anadolu 2. (Kartal 2.) Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarih ve 2015/301 esas, 2016/257 karar sayılı kararı ile "Nitelikli Dolandırıcılık" suçundan dolayı verilmiş olan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği," düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince, 29.05.2019 tarih ve 3834-6538 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinin 26.12.2009 tarihli ve 2083 sayılı fezlekesine göre; 25.12.2009 tarihinde saat 11.45 sıralarında ... Bostancı Şubesi müdürünün sahte kimlik ve belgeler ile kredi almak için müracaat eden bir şahsın bulunduğunu ve aynı şahsın gün içinde banka şubesine geleceğini beyan etmesi üzerine görevliler tarafından söz konusu banka şubesine gidildiği, ... sahte kimliği ve belgeler ile tüketici kredisi müracaatında bulunduğu belirlenen sanık ..."ın yakalandığı ve hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 2009/69327 sayı ile soruşturmaya başlanıldığı,
    (Kapatılan) Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.12.2009 tarihli ve 2009/311 sorgu sayılı kararına göre; sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan tutuklanmasına karar verildiği,
    Katılan ..."nin 03.12.2009 tarihli ve 2170 sayılı yazısı ekindeki belgelere göre; ... Maltepe Şubesi"ne ... ismi ve 3054245 başvuru numarası ile yapılan ihtiyaç kredi tutarının 10.000 TL ve kredinin ödeme tarihinin 28.08.2009 olduğu, ödeme planına göre 18 taksit yapıldığı ve taksit tutarının 637,11 TL olduğu, kredi başvurusunda ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı, ticari taksi çalışma ruhsatnamesi ve ... plakalı araç ruhsatının ibraz edildiği, ayrıca "3054245 Onay Kodlu Kredi Sözleşmesi Eki Kredi Şartları", "... 3054245 Geri Ödeme Planı" ve "5510 Sayılı Kanunun 8. Maddesine İstinaden Alınması Zorunlu Bilgiler" başlıklı belgelerin ... ismi ile imzalandığı,
    Katılan ..."nin 12.01.2010 tarihli yazısına göre; sanığın toplam 22 şubeye sahte belgelerle başvuru yaptığı, 15 şubeden sanığa kullandırılan kredilerden dolayı toplam zararın 141.753 TL olduğu,
    Katılan ... Bayrampaşa Şubesi"nce düzenlenen 07.01.2010 tarihli ve 2010/TKS/811-1 sayılı kanuni soruşturma raporuna göre; Bayrampaşa Şubesi müşteri hizmetleri yönetmeni tarafından Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderilen e-posta mesajında özetle; "24.08.2009 tarihinde 3043121 talep numarası ile ...a kullandırılan ihtiyaç kredisi ile ilgili olarak, ... isimli bir şahsın şubeye gelerek kendisi adına ATM kartı çıkarıldığını belirttiği, yaptıkları araştırmada ... isimli kişinin kimlik bilgileri kullanılarak sahte belgelerle kredi kullanıldığını tespit ettikleri"nin bildirilmesi üzerine Teftiş Kurulu Başkanlığının 24.12.2009 tarihli ve 344/8 sayılı görev yazısına istinaden soruşturma çalışmalarına başlandığı ve 15 şubeden sahte belgelerle kullanılan toplam 141.753 TL tutarındaki bireysel kredilerin soruşturma konusu yapıldığı, bu kapsamda;
    1- Bağcılar Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 03.07.2009 tarihinde 10.000 TL,
    2- Şirinevler Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 21.07.2009 tarihinde 10.000 TL,
    3- Beyoğlu Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 23.07.2009 tarihinde 10.000 TL,
    4- Bayrampaşa Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 24.08.2009 tarihinde 10.000 TL,
    5- Maltepe Şubesi"nde katılan ..."ın kimlik bilgileri kullanılarak 28.08.2009 tarihinde 10.000 TL,
    6- Haznedar Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 01.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    7- Merter Şubesi"nde ...isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 03.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    8- Kartal Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 03.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    9- Sarıyer Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 11.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    10- Altunizade Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 16.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    11- Kızıltoprak Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 18.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    12- Çengelköy Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 28.09.2009 tarihinde 10.000 TL,
    13- Zeytinburnu Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 03.12.2009 tarihinde 10.000 TL,
    14- Avcılar Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 10.12.2009 tarihinde 5.000 TL,
    15- Küçükyalı Şubesi"nde ... isimli şahsın kimlik bilgileri kullanılarak 15.12.2009 tarihinde 5.000 TL,
    Tutarında ihtiyaç kredisi kullanıldığı,
    Kredi başvurularında ilgilisi adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı, yerleşim yeri belgesi, vergi levhası ile ticari taksi çalışma ruhsatı ibraz edildiği, belgelerde yer alan nüfus, yerleşim yeri ve iş bilgilerinin gerçek olduğu, söz konusu bilgiler kullanılarak sahte belgeler düzenlendiği ve bu belgelerle kredi başvurusunda bulunulduğu, kredi başvurularında kullanılan farklı belgelerde aynı şahsın fotoğrafının yer aldığı, belgelerde yer alan bilgilerin gerçeğe uygun olması nedeniyle kredi başvurusunu değerlendiren personelin teyit işlemleri sırasında sahteliği tespit edemediği, kredilerin yasal takibe intikal etmesinden sonra kimlik bilgileri kullanılan kişilere ihtarname keşide edilmesinin ardından bu kişilerin başvurmaları üzerine olayın ortaya çıktığı kanaatine ulaşıldığı,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 26.02.2010 tarihli ve 1641 sayılı raporuna göre; Maltepe İlçe Nüfus Müdürülüğünce katılan ... adına düzenlenmiş 24.08.2009 tarihli yerleşim yeri ve diğer adres belgesi üzerinde basılı bulunan mühür izinin sahte olduğu ve söz konusu belgenin sahte olarak hazırlanıp düzenlendiği,
    Yerel Mahkemece yapılan gözleme göre; katılan ... adına düzenlenen ve fotokopisi dosyada bulunan nüfus cüzdanın fotokopisindeki fotoğrafın sanık ..."a ait olduğunun tespit edildiği,
    Yerel Mahkemece 23.05.2011 tarih ve 62-222 sayı ile; sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17.09.2015 tarihli ve 14561-28922 sayılı kararı ile; sanık adına aynı şubeden ayrıca bir kredili mevduat hesabı açtırılıp 1.000 TL daha kullandırılmasına ilişkin olarak sanık hakkında zincirleme suç hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bakımından eksik araştırma ile karar verildiği gerekçesiyle bozulması üzerine, Yerel Mahkemece bozma kararına uyularak sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulduğu, bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine inceleme yapan Özel Dairece 06.02.2019 tarih ve 15213-430 sayı ile onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.04.2019 tarih ve 32760 sayı ile sanık hakkında katılan ..."ye yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan 6 adet kamu davalarına ilişkin olarak düzenlenen ilk iddianamenin 08.02.2010 tarihli olduğu ve bu tarihten önceki tarihli eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş bir nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazında söz konusu edilen ve sanık hakkında düzenlenen 08.02.2010 tarihli ilk iddianameye ilişkin kamu davasının Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden yapılan incelemesinde; ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas sayılı dosyasında sanığın, ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 01.09.2009, iddianame tarihinin ise 08.02.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 16.660 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onanmak suretiyle kesinleştiği,
    Sanık hakkında 08.02.2010 tarihinden önce gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kapsamında bulunan diğer kamu davalarına ilişkin dosyaların Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden yapılan incelemesinde;
    1- ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas sayılı dosyasında sanığın ..., ..., ... ve ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihlerinin sırasıyla 03.07.2009, 21.07.2009, 03.09.2009 ve 03.12.2009, iddianame tarihinin ise 15.06.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen ayrı ayrı dört kez 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 16.660 TL adli para cezasına ilişkin hükümlerin temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih ve 5363-6398 sayı ile "...Sanığın, ING Bank"ın farklı şubelerine başvurup değişik zamanlarda kredi çektiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği, dolayısıyla sanık hakkında, tek bir suçtan hüküm kurularak zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    2- ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/301 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 28.08.2009, iddianame tarihinin ise 10.03.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 18.320 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2019 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 29.05.2019 tarih ve 3834-6538 sayı ile itirazın yerinde görülmediği,
    3- (Kapatılan) Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 11.09.2009, iddianame tarihinin ise 09.03.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 20.000 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih ve 5364-6400 sayı ile "...Sanığın, ING Bank"ın farklı şubelerine başvurup değişik zamanlarda kredi çektiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği, dolayısıyla sanık hakkında, tek bir suçtan hüküm kurularak zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    4- (Kapatılan) ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 16.09.2009, iddianame tarihinin ise 21.06.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 16.640 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih ve 5365-6402 sayı ile "...Sanığın, ING Bank"ın farklı şubelerine başvurup değişik zamanlarda kredi çektiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği, dolayısıyla sanık hakkında, tek bir suçtan hüküm kurularak zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    5- (Kapatılan) ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 24.12.2009, iddianame tarihinin ise 08.03.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 1 yıl 3 ay hapis ve 6.660 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih ve 5360-6399 sayı ile "...Sanığın, ING Bank"ın farklı şubelerine başvurup değişik zamanlarda kredi çektiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği, dolayısıyla sanık hakkında, tek bir suçtan hüküm kurularak zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    6- (Kapatılan) Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 24.12.2009, iddianame tarihinin ise 03.03.2010 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 7 ay 15 gün hapis ve 3.333 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince düzeltilerek onandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarihli itirazı üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih ve 5357-6403 sayı ile "...Sanığın, ING Bank"ın farklı şubelerine başvurup değişik zamanlarda kredi çektiği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin ettiği, dolayısıyla sanık hakkında, tek bir suçtan hüküm kurularak zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    Katılan ... Bayrampaşa Şubesi"nce düzenlenen 07.01.2010 tarihli kanuni soruşturma raporunda ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi sorgulamasında tespit edilip sanık hakkında 08.02.2010 tarihinden önce gerçekleştirdiği eylemleri nedeniyle açılmış olan, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kapsamında bulunmayan başka kamu davalarına ilişkin dosyaların Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden yapılan incelemesinde ise;
    1- ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/161 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 05.10.2009, iddianame tarihinin ise 15.04.2011 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis ve 60 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince 11.01.2017 tarih ve 13639-116 sayı ile "...Sanığın hakkında mükerrer cezalandırılmanın önlenmesi bakımından ve teselsül hükümlerinin uygulanması ihtimali nedeniyle, yukarıda sayılan dosyaları ile yerel mahkemelerde sanığın ING Bank taraflı aynı nev"iden derdest olan dosyalarının araştırılarak, sonucunda davaların hukuki ve fiili bağlantı nedeni ile birleştirilerek karar bağlanması ya da teselsül hükümlerinin uygulanması gerekeceği göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    2- ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/35 esas sayılı dosyasında sanığın ... adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 15.12.2009, iddianame tarihinin ise 06.01.2012 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 16.660 TL adli para cezasına ilişkin hükmün istinaf incelemesi sırasında ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesince 09.03.2017 tarih ve 481-621 sayı ile "...Sanığın benzer şekilde sahte belgelerle aynı suç işleme kararıyla katılan ..."ın farklı şubelerinden kısa aralıklarla, fiili ve hukuki kesinti oluşmaksızın kredi almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ... suçlarının tarihleri de dikkate alınarak; ... sanığın fiillerinin her biri yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, bu dosyanın benzer nitelikteki ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/62 esas sayılı, ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas sayılı dava ile iş bu dava arasında CMK"nın 8/1. maddesinde yer aldığı şekilde hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gözetilip, kanıtların birlikte değerlendirilebilmesi ve farklı sonuçlara varılmasının engellenebilmesi için derdest ve olanaklı ise birleştirilmesinden, kesinleşmiş ise delil olarak dosya arasına konulmasından sonra, iddia ve kanıtların birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonucuna göre, yüklenen suçu bir suç işleme kararı cümlesinden olmak üzere değişik zamanlarda işleyip işlemediğine dair mahkemenin ulaştığı sonuç ile bunu destekleyen tüm delillerin denetime imkan verecek şekilde karar yerinde birlikte değerlendirilip gösterilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    3- ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/178 esas sayılı dosyasında sanığın Serdal Sarıkaya adına düzenlenen sahte belgeler ile kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık eyleminden açılan kamu davasında suç tarihinin 21.12.2009, iddianame tarihinin ise 11.04.2011 olduğu, yargılama sonucunda sanık hakkında verilen 1 yıl 3 ay hapis ve 6.250 TL adli para cezasına ilişkin hükmün temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 15. Ceza Dairesince 09.01.2017 tarih ve 12265-32 sayı ile "...Sanık hakkında aynı bankanın şubelerine yönelik dolandırıcılık suçundan açılmış başka davalar bulunup bulunmadığı araştırılıp, varsa belirlenen dosyaların duruşmaya getirtilip incelenerek, derdest olanların mümkünse bu dosya ile birleştirilmesi, aksi takdirde ilgili dosyaların bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine alındıktan sonra, mükerrer dava hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
    Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi vasıtasıyla yapılan sorgulamada; sanığın, aralarında itiraz kapsamında olan kamu davalarında verilen cezalar da dahil olmak üzere nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen birçok cezası nedeniyle 26.12.2009 tarihinden itibaren hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ...; sanığı tanımadığını, kendisinin ticari taksi işlettiğini, adına vergi levhası olduğunu, katılan ..."den ödeme emri geldikten sonra yaptığı araştırmada kendisinin kimlik bilgilerini kullanan sanığın katılan ... Maltepe Şubesi"nden 10.000 TL kredi çekip adına kayıtlı olan ... plaka sayılı ticari taksiyi de rehin olarak gösterdiğini, sanığın bankaya ibraz ettiği nüfus cüzdanı fotokopisindeki seri numarasının kendi nüfus cüzdanının seri numarası ile aynı olduğunu, ancak nüfus müdürü ile VHKİ isimlerinin farklı olduğunu, fotoğrafın da kendisine ait olmadığını, sanığın işlediği suç nedeniyle bankanın kendisinden herhangi bir ödeme talebinde bulunmadığını ifade etmiştir.
    Sanık ...; annesi ile birlikte ..."da bir döner büfesi işlettiklerini, işleri bozulunca piyasaya verdikleri çekleri ödeyemediklerini, annesi hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan soruşturma başlatıldığını, annesinin cezaevine girmemesi için acilen para bulması gerektiğini, büfeye yemek yemeye gelen Diyarbakırlı ... isimli şahsın sahte evrakla bankalardan bireysel kredi kullanma teklifinde bulunduğunu, kabul etmek zorunda kaldığını, her iş sonunda payına düşeni bu şahsa verdiğini, bu şahsın her işte sürekli telefon numarasını değiştirdiğini, bir sonraki iş için aramasını beklediğini, bir süre sonra farklı bir telefondan arayıp kredi kullanırken lazım olan belgelerin fotokopilerini getirdiğini, yine bu şekilde ... adına tanzim ettiği sahte nüfus cüzdanı ile katılan ... Bostancı Şubesi"nde kredi çektiği sırada suç üstü yakalandığını,
    Katılan ... adına tanzim edilen ve Diyarbakırlı ... tarafından getirilen nüfus cüzdanı, yerleşim yeri belgesi, vergi levhası, araç ruhsatı ve ticari taksi çalışma ruhsatı ile bankaya bireysel kredi müracaatında bulunduğunu ve 10.000 TL kredi kullandığını, bireysel kredi başvuru formundaki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu, çektiği paranın yarısını Diyarbakırlı ..."a verdiğini, bu yöntemle katılan ..."nin ..."daki birçok şubesinden bireysel krediler kullandığını,
    Diyarbakırlı ..."a ulaşabilecek herhangi bir bilgisinin olmadığını, pişman olduğunu, bankanın zararını gidereceğini,
    Katılan ..."ye karşı işlediği suçlar yönünden ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210 esas sayılı dosyasında cezalandırıldığını, cezasının Yargıtay tarafından onandığını, ayrıca ... Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/83 esas sayılı dosyasında da yargılandığını, bu dosyaların celbini istediğini,
    Savunmuştur.
    Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için "zincirleme suç" hükümleri üzerinde durulmalıdır.
    5237 sayılı TCK"ya hâkim olan ilke gerçek içtima olduğundan, bunun sonucu olarak, "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; "Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır" şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır." şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına ise, 5237 sayılı TCK"nın "suçların içtimaı" bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
    Konumuza ilişkin olan zincirleme suç, 765 sayılı Kanun"un 80. maddesinde; "Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır." şeklinde düzenlenmiştir. Buna karşın 5237 sayılı Kanun"un 43. maddesinin ilk fıkrasında; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır." denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; "Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, ... ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz." düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.
    5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
    b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
    c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
    Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan unsurların üzerinde ayrıntılı olarak durulmasında yarar bulunmaktadır.
    a) Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi;
    Aynı suç 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde; "Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır." denmek suretiyle açıklığa kavuşturulmuştur. Öğretide de "aynı suçtan anlaşılması gerekenin, aynı suç tipi olduğu", kanunda düzenlenen suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz edileceği, suçun ismi farklı ise artık aynı suçtan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir. Buna göre suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz etmek mümkün iken, suçun ismi değiştiğinde artık aynı suçtan bahsetmek mümkün değildir. Örneğin dolandırıcılık ile nitelikli dolandırıcılık eylemleri aynı suç sayılır iken, dolandırıcılık ile güveni kötüye kullanma, hırsızlık ile dolandırıcılık, hırsızlık ile suç eşyasını satın alma aynı suç kavramı içerisinde değerlendirilemeyecektir. Aynı suç kavramına, suçun teşebbüs aşamasında kalmış hâli de dâhildir. Zincirleme suç oluşturan eylemlerden bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı da teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, işlenen suçların isimleri değişmediği sürece, aynı suç sayılacaktır (Nevzat Toroslu, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yayınevi, ..., 2008. s. 316; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 1. Cilt, ..., 2014, s. 1241-1242; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümleri, 8. bası, ..., 2015, s. 489-490; Türkan Sancar Yalçın, Yeni Türk Ceza Kanununda "Zincirleme Suç", TBB Dergisi, sayı 70, Mayıs/Haziran 2007, s. 253.).
    765 sayılı TCK"da yer alan "muhtelif zamanlarda vaki olsa bile" ifadesi karşısında, aynı suç işleme kararı altında birden fazla suçun aynı zamanda işlenmesi durumunda diğer şartların da varlığı hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi mümkündür. Nitekim 765 sayılı TCK"nın yürürlüğü zamanında bu husus yargısal kararlarla kabul edilmiş ve uygulama bu doğrultuda yerleşmiştir.
    5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinde bulunan "değişik zamanlarda" ifadesinin açıklığı karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu hâlde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacaktır.
    b) İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması;
    Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde, "haksızlığa uğramış kişi" olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir.
    Kanun"un aynı hükmünün farklı zamanlarda ihlâli aynı kişiye karşı olmalıdır. Kanun"daki bu açık ifade nedeniyle, aynı suçu işleme kararı ile Kanun"un aynı hükmünün farklı zamanlarda, ancak farklı kişilere karşı ihlâl edilmesi hâlinde müteselsil suçtan söz edilemeyecektir. Örneğin, aynı suçu işleme kararı ile farklı zamanlarda birden fazla kişinin malına kasten zarar verilmesi hâlinde zincirleme suça ilişkin hükümler uygulanamayacaktır. Bunun yerine fail, her bir fiilinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Bununla birlikte bir fiil ile aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesi durumunda TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun"un 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür.
    c) Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi;
    Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 tarihli ve 384-2, 03.12.2013 tarihli ve 1475-577, 30.05.2006 tarihli ve 173-145, 08.07.2003 tarihli ve 189-207, 13.10.1998 tarihli ve 205-304, 20.03.1995 tarihli ve 48-68 ile 02.03.1987 tarihli ve 341-84 sayılı kararlarında "aynı suç işleme kararı" kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında sübjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş, ilk eylemle ikinci eylem arasında makul sayılamayacak uzunca bir sürenin geçmesinin, sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suçu işlediğini gösterdiği belirtilmiştir.
    Öğretide ise aynı suç işleme kararının, kanunun aynı hükmünü müteaddit defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plan ve genel bir niyet anlamında bulunduğu (Sulhi Dönmezer-Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt 1, Beta Basım Yayım, 14. bası, ..., 1999, s. 398 vd.), çok genel bir birliğin, genel bir saik birliği sonucuna götüreceği, saik birliğinin, kararda birliği meydana getiremeyeceği, suç saiki, niyeti, amacı ile kararının karıştırılmaması gerektiği, yine fırsat çıktığı zaman suç işlemek için verilen genel bir kararın, müteselsil suçun bu sübjektif şartını oluşturmayacağı (Türkan Yalçın Sancar, Müteselsil Suç, Seçkin Yayınevi, ..., 1995, s. 70 vd.), failin çıkacak her fırsattan yararlanmak hususunda genel ve soyut bir kararının varlığının aynı suç işleme kararının kabulünü gerektirmeyeceği (Kayıhan İçel, Suçların İçtimaı, ..., 1972, s. 136-137; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. bası, ..., 2015, s. 497.), kanunda kullanılan karar tabirinden anlaşılması gerekenin, failin daha baştan itibaren birden fazla suçu kısım kısım işlemeye yönelik tasavvuru olduğu, önceden bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, fakat bunu bir defada gerçekleştireceği yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plana göre hareket etmiş olduğu için zincirleme suçun kabul edildiği (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 18. Baskı, ..., 2015, s. 612-613.), zincirleme suç halinde failin somut fiiline ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebileceği, zincirleme suç işlemeye yönelik iradenin, yani bir suç işleme kararının her bir suça ilişkin kasıttan önce geldiği (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayımcılık, 4. bası, ..., 2015, s. 456.), zincirleme suçun sübjektif şartının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen suçlar arasında manevi bir bağ bulunması olduğu (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 11. bası, ..., 2015, s. 564.), suçların işleniş biçimindeki benzerlik, aynı türden fırsatları değerlendirme, suçla korunan hukuki değer, hareketin yöneldiği maddi konunun nitelik ve başkalıkları ve suçlar arasındaki zaman aralığı gibi dışa yansıyan veri ve davranışlardan yararlanılarak tespit edilecek olan bir suç işleme kararının kanunun aynı hükmünü ihlal etmek hususundaki failin genel planı olduğu (Mehmet Emin Artuk-Ahmet Gökçen-Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 9. bası, ..., 2015, s. 697-698.) görüşleri ileri sürülmüştür.
    Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade etmektedir. Önce suç işleme kararı verilmekte ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilmektedir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların her birinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer almaktadır. Böylece suç işleme kararı denilen genel plan, niyet veya karar, zinciri oluşturan ve her biri birbirinden bağımsız olan suçları birbirine bağlayan ortak bir zemini oluşturur.
    Suç işleme kararının yenilenip yenilenmediği, birden çok suçun aynı karara dayanıp dayanmadığı, aynı zamanda suçlar arasındaki süre ile de ilgilidir. İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilecektir. Yine de çeşitli suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararının etkisi altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyecektir.
    Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek, soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır. Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenmesi gerekecektir.
    Görüldüğü üzere, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi süre içerisinde işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki genel niyete veya suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacak, ancak işlenen suç failin yeni bir suç işleme kararına dayanıyorsa artık zincirleme suç söz konusu olmayacaktır.
    Zincirleme suça ilişkin bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın çözümüne katkısı bakımından "hukuki kesinti" kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.
    Yapılmakta olan soruşturma sonucunda toplanan delillerin failin suçu işlediği yönünde yeterli şüphe oluşturması üzerine Cumhuriyet savcısınca şüpheli hakkında CMK"nın 170. maddesi uyarınca iddianamenin düzenlenmesiyle hukuki kesinti oluşmaktadır. İddianamenin düzenlenmesiyle olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğundan iddianamenin düzenlenmesinden sonra devam eden eylemler ise başka bir ceza soruşturmasının konusunu oluşturacaktır. Başka bir anlatımla sanık hakkında iddianame düzenlendikten sonra, sanık tarafından aynı suçun tekrar işlenmesi durumda, yeni ve ayrı bir suç söz konusu olacaktır.
    Buna karşın işlemiş olduğu suçtan dolayı henüz hakkında iddianame düzenlenmeden, sanığın aynı suç işleme kararıyla ve aynı mağdura karşı yeniden suç işlemesi durumunda, hukuki kesinti gerçekleşmeden aynı suçun işlenmesi söz konusu olduğundan sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Bu ahvalde sanığın her suçtan ayrı ayrı cezalandırılması yoluna gidilmeyecek, sanığa bir suçtan ceza verildikten sonra hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmak suretiyle cezasından artırım yapılacaktır.
    Buna göre, soruşturma aşamasında sanığın aynı suç işleme kararıyla, aynı mağdura karşı değişik zamanlarda aynı suçu işlediğinin tespit edilmesi durumda, soruşturma dosyalarının birleştirilerek kamu davası açılması, bu hususa riayet edilmeden kamu davalarının açılması halinde ise hukuki kesintinin oluşmasından önce sanığın aynı mağdura karşı bir suç işleme kararıyla aynı suçu değişik zamanlarda işlediğinin anlaşılması durumunda dava dosyalarının birleştirilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi isabetli bir uygulama olacaktır.
    Bu aşamadan sonra uyuşmazlığın çözümü için zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının mevcudiyeti hâlinde cezanın nasıl belirlenmesi gerektiği üzerinde durulmalıdır.
    Bir suçun zincirleme biçimde işlendiğinin kabulü hâlinde, faile her bir suç için ayrı ayrı ceza verilmeyecek, tek bir ceza verilip bu ceza üzerinden TCK"nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapılacaktır.
    Failin işlediği suçlar aynı nitelikte ise, örneğin her biri suçun basit veya nitelikli hâli ise burada ceza bu basit veya nitelikli hâl üzerinden belirlenecektir. Failin işlediği suçlardan bir kısmı suçun basit bir kısmı da nitelikli hâli ise, nitelikli hâl daha fazla ceza verilmesini gerektirmekte ise ceza bunun üzerinden belirlenmeli, ancak nitelikli hâl suçun basit şekline göre daha az ceza verilmesini gerektiriyor ise ceza suçun basit şekli üzerinden belirlenmelidir.
    Suçlardan birinin tamamlanmış diğerinin teşebbüs aşamasında kalması durumunda, şayet suçlar aynı nitelikte ise, örneğin ikisi de suçun basit şekli ise tamamlanmış suçtan hüküm kurulmalıdır. Tamamlanmış olan eylem suçun basit hâlini, teşebbüs aşamasında kalmış eylem ise suçun nitelikli hâlini oluşturuyorsa, bu durumda her bir suç için ayrı ayrı uygulama yapılarak sonucuna göre hangi suç daha ağır cezayı gerektiriyor ise o suç üzerinden zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 20.03.1973 tarihli ve 388-265; 21.05.2013 tarihli ve 1543-257 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Öğretide de; "Bu konuda düşünülebilecek diğer bir ihtimal de, suçun basit şeklinin tamamlanması, ağırlaşmış şeklinin ise teşebbüs derecesinde kalmasıdır. 80. maddedeki "terettüp edecek ceza" deyimi o suç için kanunda gösterilen cezayı değil, fakat hâkimin tayin edeceği somut cezayı ifade ettiği için, bu gibi durumlarda, hâkim tarafından tayin edilecek suçun tamamlanmış basit şeklinin cezası ile teşebbüs derecesinde kalmış ağırlaşmış şeklinin cezasını karşılaştırmak ve bu somut cezalardan hangisi daha fazla ise, artırmayı onun üzerinden yapmak gerekir." (Kayıhan İçel, Suçların İçtimaı, ... 1972, s. 153.), "Teşebbüs aşamasında kalan suçla tamamlanmış suç arasında teselsül ilişkisi varsa, tamamlanmış suç; basit suçla ağırlaştırılmış suç arasında teselsül ilişkisi varsa, ağırlaştırılmış suç için belirlenen ceza üzerinden artırım yapılmalıdır. Fakat bazen teşebbüs aşamasında kalan suç tamamlanmış suça nazaran daha ağır cezayı gerektirir. Bu durumda artırım, teşebbüs aşamasında kalan suça verilen ceza üzerinden yapılmalıdır." (Türkan Yalçın Sancar, Müteselsil Suç, ..., 1995, s. 127.), "Suçlardan bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı teşebbüs aşamasında kalmış ise, kural olarak ceza tamamlanmış eylem üzerinden belirlenecektir. Ancak tamamlanmış hal, suçun basit şeklini oluşturuyor, teşebbüs aşamasında kalmış hal de suçun nitelikli halini oluşturuyorsa, kanaatimizce bu durumda ikili bir uygulama yapılarak, hangisi ağır sonuç veriyor ise uygulama ona göre belirlenecektir." (Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 1.Cilt, ..., 2010, s. 1221.) şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
    Zincirleme suçlardan biri hakkında açılan kamu davası sonucunda zincirleme suç hükümleri uygulanmadan hüküm kurulmuş ve kesinleşmiş ise, henüz sonuca bağlanmayan zincirleme suça tabi diğer suç hakkında nasıl hüküm kurulması gerektiği meselesine gelince;
    Zincirleme suça dahil olan suçlardan biri hakkında beraat kararı verilmiş ya da zamanaşımı, genel af, şikâyetten vazgeçme gibi ceza ilişkisini ortadan kaldıran bir sebebe dayalı olarak hüküm kurulmuşsa artık o suç bakımından zincirleme suç ilişkisi kalkacağından henüz sonuca bağlanmayan suçla ilgili kesinleşen hükme konu fiil gözetilmeksizin bağımsız hüküm kurulmalıdır.
    Zincirleme suça dahil olan bir suçtan bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak mahkemece; kesinleşen hükme konu eylem de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle hüküm kurulmalı, kesinleşen hükümdeki ceza sonuç cezadan indirilmeli, böylece yargılaması devam eden suça ilişkin ceza belirlenmelidir.
    Nitekim Ceza Genel Kurulunun 20.04.1999 tarihli ve 61-74 sayılı kararında bu şekilde yapılan uygulamanın isabetli olduğu belirtildiği gibi, Yargıtay Ceza Dairelerinin süre gelen uygulamalarının aynı şekilde olduğu anlaşılmaktadır (Örneğin; 11. Ceza Dairesinin 10.06.2015 tarihli ve 3690-26932; 23.11.2015 tarihli ve 23925-31124; 10. Ceza Dairesinin 12.06.2015 tarihli ve 2258-31755; 2. Ceza Dairesinin 13.04.2015 tarihli ve 5306-7580; 28.04.2010 tarihli ve 12228-14136; 5. Ceza Dairesinin 26.3.2012 tarihli ve 8459-2592; 14.3.2012 tarihli ve 9041-2042; 21. Ceza Dairesinin 30.09.2015 tarihli ve 10828-3351; 02.12.2015 tarihli ve 12921-5763 sayılı kararları.).
    Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."ın, katılan ..."nin... Şubesi"ne müracaat ederek katılan ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı, araç ruhsatı ve ticari taksi çalışma ruhsatnamesi fotokopileri ve bilirkişi raporuna göre sahte olarak düzenlendiği tespit edilen yerleşim ve diğer adres belgesi aslını ibraz edip 28.08.2009 tarihinde 10.000 TL bireysel kredi kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda;
    Sanığın, adli sicil kayıtlarına göre 09.04.2009 ile 25.12.2009 tarihleri arasında değişik bankalardan sahte belgeler ibraz ederek kredi kullanmak suretiyle çok sayıda nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin anlaşılması, en son ... adına düzenlenmiş sahte belgeler ile katılan ..."nin Bostancı Şubesi"nde kredi kullanmak isterken 25.12.2009 tarihinde tarihinde yakalanan sanığın yapılan sorgusunun ardından (Kapatılan) Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.12.2009 tarihli ve 2009/311 sorgu sayılı kararıyla tutuklanması ve aralarında itiraz kapsamında olan kamu davalarında verilen cezalar da dahil olmak üzere nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından verilen birçok cezası nedeniyle 26.12.2009 tarihinden itibaren hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunun belirlenmesi,
    Dosyada mevcut olan ve katılan ... tarafından düzenlenen kanuni soruşturma raporuna göre ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanığın değişik şahıslar adına düzenlenen sahte belgeler ile 03.07.2009 tarihinde Bağcılar, 21.07.2009 tarihinde Şirinevler, 28.08.2009 tarihinde..., 01.09.2009 tarihinde Haznedar, 03.09.2009 tarihinde Merter, 11.09.2009 tarihinde Sarıyer, 16.09.2009 tarihinde Altunizade, 05.10.2009 tarihinde Mecidiyeköy, 03.12.2009 tarihinde Zeytinburnu, 15.12.2009 tarihinde Küçükyalı, 21.12.2009 tarihinde Topçular, 24.12.2009 tarihinde Libadiye ve 24.12.2009 tarihinde Bostancı Şubesi olmak üzere katılan ..."nin toplam 13 ayrı şubesinden bireysel krediler kullanmış olması nedeniyle hakkında kamu davaları açılmış olması,
    Sanığın, katılan ..."nin 13 ayrı şubesinden kullandığı krediler nedeniyle yapılan soruşturmalar sonucunda ilk olarak 01.09.2009 tarihli eylemine ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığının 08.02.2010 tarihli ve 9627-424 sayılı iddianamesi ile nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açılması, incelemeye konu dosyadaki suç tarihi ile sanığın söz konusu diğer eylemlerine ilişkin suç tarihlerinin birbirine yakın olması ve sanığın farklı gerçek kişiler adına aynı nitelikteki sahte belgeler ile işlediği nitelikli dolandırıcılık suçlarının işleniş biçimi ile özellikleri gözetildiğinde sanığın gerçekleştirdiği 13 eylem arasında kısa sayılabilecek zaman aralıklarının bulunması, bütün eylemlerin de ilk iddianame tarihinden önce olması nedeniyle hukuki kesintinin oluşmaması, Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşen ve zincirleme suç kapsamında bulunduğu kabul edilebilecek eylem nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanıp belirlenecek cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesinin gerekebilmesi, incelemeye konu dosya dışındaki diğer kamu davalarında Özel Daire ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin bozma nedenlerinin de zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi bakımından eksik araştırmaya dayanması hususları birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) Sistemi üzerinden bilgilerine ulaşılabilen benzer fiillerden dolayı yargılandığı ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95 esas sayılı dosyası ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210, (Kapatılan) Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79, (Kapatılan) ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246, (Kapatılan) ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108, (Kapatılan) Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90, ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/161 ve ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/178 esas sayılı dosyalarında verilen mahkûmiyet hükümlerinin Yargıtay 15. Ceza Dairesince, ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/35 esas sayılı dosyasında verilen mahkûmiyet hükmünün ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesince bozulmasından ve Yerel Mahkemelere gönderilmesinden sonra kayıt edildikleri yeni esas numaralarının tespit edilmesi ve söz konusu bütün dosyaların getirtilip Yargıtay 15. Ceza Dairesi ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin bozma nedenleri de göz önünde bulundurularak diğer tüm dosyalar ile birlikte sanığın eylemlerinin tek bir suçu mu, her biri yenilenen suç işleme kararıyla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Yerel Mahkemece eksik araştırmaya dayalı olarak sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 06.02.2019 tarihli ve 15213-430 sayılı sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- ... Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.10.2016 tarihli ve 301-257 sayılı mahkûmiyet hükmünün, sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi bakımından eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı kabul edilip Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle incelemeye konu dosyada nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen ceza ile bozmanın kapsamında bulunan ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/95, ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/210, (Kapatılan) Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/79, (Kapatılan) ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/246, (Kapatılan) ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/108, (Kapatılan) Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/90, ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/161, ... 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/178 ve ... Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/35 esas sayılı dosyalarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen cezaların İNFAZLARININ DURDURULMASINA ve sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
    5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.06.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi