Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1340
Karar No: 2020/4406
Karar Tarihi: 07.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1340 Esas 2020/4406 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1340 E.  ,  2020/4406 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı borçlu ... Dış Tic. Teks. ve Mak. San. Ltd. Şti., aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin alacaklarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalı şirkete sattıklarını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, Dairemizin 14.04.2011 tarih, 2010/7347 Esas 2011/3467 Karar sayılı ilamı ile mahkemece, borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden sonra olması, muvazaanın kanıtlanamaması ve yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verildiği, ancak bilirkişi tarafından düzenlenen rapordan davacı tarafın tasarrufun yapıldığı tarih itibariyle alacağının bulunduğu bildirilmiş olduğu, davacı ile borçlu davalı arasında borcun dayanağı olarak gösterilen çeklerin keşide tarihinden önce başlayan bir ticari ilişkinin bulunduğu ve çeklerinde bu ticari ilişki nedeniyle düzenlenmiş olduğu anlaşıldığı, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca davalı borçlu, davaya cevap dilekçesinde taşınmazı diğer davalıya olan borcu nedeniyle sattığını savunarak daha önceden aralarında bir ticari ilişkinin olduğunu beyan ettiği, bu durumda borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olduğunun kabulü ile davalılar ticari işletme olduklarından tüm ticari defter ve diğer belgeleri üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılması, aralarında ticari ilişkinin varlığının tesbit edilmesi halinde üçüncü kişi
    konumundaki davalı ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş"nin İİK.nun 280. maddesi uyarınca borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken durumunda olup olmadığının araştırılması, yine olayda aynı Yasanın 279. maddesinin uygulama yerinin olup olmadığının irdelenmesi, davaya konu edilen taşınmazlara ilişkin tüm tapu kayıtları ile akit tablolarının getirtilerek taşınmazların hangi aralıklarla el değiştirdiği ve üzerinde takyidat bulunup bulunmadığının saptanıp değerlendirilmesi ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davacı taraf şirkete ait ticari defter ve belgelerin sel nedeniyle zayii olduğunu ve ibraz edilemeyeceğini bildirdiği, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/893 Esas, 2010/149 Karar sayılı ilamı ile davacı Hedef Konfeksiyon Tekstil şirketinin ticari defter ve belgelerinin meydana gelen sel nedeniyle zayii olduğunun tespitine karar verildiği, bilirkişi ... tarafından tanzim olunan 11/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda davalı ... Tekstil tarafından defterleri ibraz edilmediğinden davalı ... Tekstil ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, ... Tekstil tarafından ... Tekstil şirketine toplam 3506.000,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesinde, davalı ... Tekstil ile ... Tekstil arasında satışın yapıldığı tarih itibariyle herhangi bir ticari ilişkinin ve davalı tarafın kötüniyetinin, davalının diğer davalının alacaklılarının ızrar kastı ile tasarrufta bulunduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan satışın banka havaleleri, ticari defter ve belgeler ile doğrulandığı, İİK m.279"un uygulama yerinin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Dairemiz bozma ilamında, davalı üçüncü kişi ile borçlu arasında dava konusu satıştan önce bir ticari ilişkinin var olup olmadığı yönünde, davalıların ticari defterlerinin incelenmesi istenilmiş, mahkemece yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında, borçlu şirketin ticari defterlerini ibraz etmediği, üçüncü kişi şirketin defterlerinin bir kısmının sunulduğu ve tasarruf için yapılan ödemelere ilişkin kayıtların yer aldığı belirtilmiş, borçlu ile önceye dayalı bir ticari ilişkinin varlığı konusunda bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
    6100 sayılı HMK"nın 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Aynı Kanun"un 220/3 maddesi uyarınca da belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir. Bu nedenle mahkemece, davalı borçluya HMK"nun 220/ 3. maddesine uygun olarak ihtar edilmesi, davalının defterlerini ibraz etmemesi halinde yine aynı maddeye göre bir değerlendirme yapması gerekir.
    Bu nedenlerle, davalılara HMK"nun 220. maddesine göre ihtar ve sonucuna göre bir değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu durumdan alacaklı aleyhine sonuç çıkartarak, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Öte yandan dava konusu taşınmazlar borçlu şirket tarafından 25.02.2005 tarihinde dava dışı bir şahıstan satın alınmış aynı gün davalı üçüncü kişiye 3.506.000,00 TL bir bedel ile satılmıştır. Davalıların aynı sektörde faaliyette bulundukları da dikkate alınarak, böyle yüklü miktardaki bir alım satımın birbirlerini tanımayan şirketler arasında aynı gün gerçekleşmesinin yaşam deneyimlerine uygun olup olmadığı da bir değerlendirmeye tabi tutulmamıştır.
    Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan ve bozma gereği bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi