Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/3942 Esas 2010/16056 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlu, hakkında yapılan takip kesinleşmeden 03.02.2009 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçeyle borcun kendisine ait olup itirazı olmadığını, emekli sandığından emekli maaşı aldığını, emekli maaşının yarısına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirmiş, bunun üzerine icra müdürlüğünce 23.02.2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kuruma’na yazılan müzekkereyle emekli maaşının 1/2’si haczedilmiştir. Borçlunun bu muvafakatinin geçerli olmadığına dair şikayeti, mahkemece, borçlunun kendi rızasıyla, haciz baskısı altında olmaksızın kesintiye rıza gösterdiği ve ticaretle uğraştığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Borçlunun, maaş haczi yapıldığı tarihten önce, 12.05.2008 tarihindeki hacze muvafakatı, maaş haczinden önce olması nedeniyle, borçlunun muvafakat ettiği gelirinden yoksun kalmasının, kendisine ne gibi sakıncalar getireceği, normal bir insanın yaşamını bu gelir olmaksızın sürdürüp sürdüremeyeceği tahmini olarak değil, ancak yaşandıktan sonra anlaşılabileceğinden İİK"nun 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu durumda, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.