20. Hukuk Dairesi 2012/13623 E. , 2013/2981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 31.10.2005 tarihli dilekçesiyle tapuda davalı gerçek kişi adına kayıtlı..... Mahallesi, 496 ada 20 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yayla nitelikli yer olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ve Yaylak olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Mahkemenin 28.07.2006 gün ve 2005/396-3983 sayılı kararı, Hazine ve davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03.03.2011 gün ve 2011/830-2686 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hazinenin yerinde görülmeyen tüm, davalı tarafın ise ikinci bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları red edilmiş, çekişmeli parselin tesbitine esas alınan tapu kaydının hakkı karar ile oluştuğu bu nedenle Hazineyi bağlayacağı, bu nedenle davanın reddi gerektiği" ne değinilmiştir. Orman Yönetimi ise, 18.05.2010 tarihli dilekçesiyle parselin yörede 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman tahditi içinde kalan bölümünün tapu kaydının iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davalar birleştirilmiştir. Bu kez, mahkemece; Hazinenin davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, çekişmeli Bürücek mahallesi 496 ada 20 sayılı parselin 11.08.2010 tarihli müşterek bilirkişi rapor ve krokisinde (B) ile gösterilen 1278 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş; Hazine, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 23.02.2012 gün ve 5051 sayılı yazısı gereği temyiz isteminden vazgeçmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kadastroda tapu kaydına dayanılarak davalı gerçek kişi adına tesbiti kesinleşen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Akçatekir Beldesinde 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, 1990 yılında 80 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 3402 sayılı Kanun gereğince yapılacak çalışmalara esas olmak üzere aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına başladığı ve Bürücek Mahallesinde 11.07.1997 - 11.08.1997 tarihleri arasında ilân edildikten sonra kesinleştiği anlaşılmaktadır.
1997 yılında yapılıp, 03.06.1998 ilâ 03.07.1998 tarihleri arasında ilân edilen genel kadastroda, .... Beldesi.... Mahallesi.... Mevkii 496 ada 20 parsel sayılı 2127 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Eylül 1976 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı esas alınarak .... adına tesbiti itirazsız kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
Dayanılan tapu kaydı, Ekim 1948 tarih 16/47 sıra numaralı sicilde 8271 m2 yüzölçümüyle ev ve bağ niteliğiyle köy ilmühaberi ve keşif ve tahkikattan...."in zilyetliğinde olduğu anlaşıldığından, onun adına tescil edilmiş; Eylül 1976 tarih 4 sıra numarasında.... adına ifrazen 2132 m2 yüzölçümüyle kayıt edilmiş, genel kadastroda bu tapu kaydı, 496 ada 20 sayılı parsele revizyon görmüştür.
1) Davacı Hazine, temyiz isteminden, Maliye Bakanlığı Başhukuk ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün 23.02.2012 günlü ve 05051 sayılı yazısına dayanılarak 24.02.2012 günlü dilekçesi ile vazgeçtiğinden, temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2) Davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin 11.08.2010 günlü müşterek bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 1278 m2 yüzölçümündeki bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakılmış olan devlet ormanı olduğu 1948 yılında hakkı karar ile oluşan tapu kaydının hukukî değerini yitirdiği, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki alan için 1997 yılında kadastro ile oluşan tapu kaydının hukukî değerinin bulunmadığı, kamu malı niteliğindeki taşınmaz için Orman Yönetimi tarafından açılan bu davada, 3402 sayılı Kanunun 12. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı gözetilerek (B) bölümüne ilişkin davanın kabulüne karar verilmesinden isabetsizlik yoktur. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik üç, dört ve beş numaralı bentlerin hükümden çıkartılarak, bunun yerine; “6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve geçici 11. maddeleri gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlelerinin yazılması ve sonraki bent numaralarının buna göre yeniden düzenlenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince, davalı taraftan harç alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/03/2013 oy birliği ile karar verildi.