15. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/1190 Karar No: 2018/3044 Karar Tarihi: 12.07.2018
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/1190 Esas 2018/3044 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2018/1190 E. , 2018/3044 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi"nden kaynaklanan gecikme tazminatı alacağı nedeniyle yapılan icra takibine itirazın iptâli davası olup, mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Çünkü ticari iş ve ticari dava kavramları tümüyle örtüşen kapsamlar içermemektedir. Mahkeme kararının gerekçesinde davacıya 17 adet binanın düştüğü ve dolayısıyla davanın ticari dava olduğundan söz edilmiş ise de arsa sahibinin sözleşme gereğince 17 bağımsız bölüm alacak olması doğrudan tacir sayılmasını gerektirmediği gibi açılan davayı da ticari dava haline sokmaz. Davacının tacir olmadığı anlaşıldığından davalı kooperatifin tacir sayılıp sayılmadığının tartışılmasına da gerek olmadığından her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu nedenle davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken yazılı şekilde mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.