17. Hukuk Dairesi 2018/5061 E. , 2020/4404 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair hüküm davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf istemlerinin kısmen kabulüne ilişkin kararın Yargıtayca incelenmesi süresi içinde yine davalı ... vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 03.09.2014 tarihinde diğer davalı ...’a devir ettiklerini belirterek, tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacı alacaklının müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile de takip yaptıklarını, alacaklıyı zarara uğratma gibi bir durum olmadığını belirtmiştir.
Davalı ... vekili, borçlunun alacağı karşılıyacak mal varlığı olduğunu, davanın haksız açıldığını, reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile tapudaki satış bedeli arasında önemli fark olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamanın yasal niteliklere haiz olduğu, taşınmazın satışında bedel farkı olmadığı ancak davalı ...’ın borçlunun yiğeni ile evli olduğunu bu nedenle İİK’nun 280/1. maddesi gereğince borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğundan davalı ..."a yapılan tasarrufun İİK"nun 280. maddesi gereğince iptalinin gerektiği, dosya borcu ödenerek takibin infazen son bulmadığı, aynı krediye ilişkin olarak yapılan rehnin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan dava dışı diğer takipte de dosya borcunun devam ettiği, bu nedenle davalı ... vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi ilamında, harcın, taşınmazın tapuda gösterilen satış değeri üzerinden hesaplanmasının yanlış olduğu, tasarrufa konu işlemin değeri ile alacak miktarı karşılaştırılarak hangisi düşük ise, o bu davanın değeri (müddabihi) olarak kabul edileceğinden, harçlarında buna göre alınması gerektiği ve mevcut dosyada, borç miktarı, taşınmazın belirlenen değerinden düşük olduğundan harcın, borç miktarı üzerinden alınması ve harçlar ile ilgili eksikliklerin kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınması gerektiğinden, ilk derece mahkemesi hükmünün HMK 353/1.b.2 gereğince kaldırılması ve yeni hüküm oluşturulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Karardan sonra davacı vekili, 17.02.2020 tarihli dilekçe ile dava dayanağı takip konusu borcun haricen ödendiği davanın konusu kalmadığını belirtmiştir.
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için borçlu hakkında yapılan ve kesinleşen takibin ve dolayısıyla davacının alacağının davanın kesinleşmesine kadar var olması gerekir.
Davacı alacaklı vekili, borcun ödendiğini belirttiğinden, mahkemece borcun ödenip ödenmediği araştırılarak, ödenmiş olması halinde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermelidir. Ancak davanın konusuz kalması halinde HMK’nun 331/1. maddesi gereğince tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderine hükmedilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için borçlunun aciz halinin varlığı ön koşuldur ve mahkemece resen araştırılması gerekir. Davalılar yargılamanın başından itibaren borçlunun aciz
Halinde olmadığını ve borcu ödeyebilicek mal varlığının bulunduğunu iddia etmişlerdir. Nitekim icra dosyası içiresinde borçlu adına kayıtlı 4 adet taşınmazın bulunduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece, borçlu adına kayıtlı bu taşınmazların takyidatları ile beraber tapu kayıtlarının ve kıymet takdiri yapılmış ise bu raporların getirtilerek borçlunun aciz halinin var olup olmadığı araştıralarak tarafların haklılık durumları bu husus da göz önüne alınmak sureti ile değerlerdirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, istinaf mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/2. maddesine göre dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 07.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.