MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık/
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4, 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, yolda tek başına yürüyen katılanın yanına, açık kimliği belirlenemeyen bir şahıs ile birlikte gelerek, "teyze ben senin oğlunu tanıyorum, adım ... beni tanımadın mı?" dediği, katılanın, tanımadığını söylemesine rağmen, sanığın konuşmaya devam ederek, "amcam ..."da vefat etti, onun adına hayır yapmak istiyoruz, ben oğlunla konuştum, size parayı verebileceğimi söyledi" dediği, akabinde katılanın da kabul etmesi ile katılana 2.000 TL verdiği, daha sonra "bu para ile senin bileziklerini hocaya okutturalım, bereketli olur" diyerek, katılana verdiği para ile kolundan bilezikleri alıp ortadan kaybolduğunun iddia edildiği olayda, sanığın eyleminin TCK"nın 158/1-a maddesine uyan dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyete hükmolunması,
Kabule göre de;
Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak, hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca saklı tutulmasına 28.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.