Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/1343 Esas 2014/929 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1343
Karar No: 2014/929
Karar Tarihi: 10.02.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/1343 Esas 2014/929 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/1343 E.  ,  2014/929 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TORTUM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/05/2013
    NUMARASI : 2012/79-2013/163

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu T.. Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 2 parsel sayılı 4568.71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle F.. C.. ve Z.. Ö.. adlarına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 10.5.1999 tarihinde kesinleşmesi neticesinde tescil edilmiştir. 108 ada 2 parsel sayılı taşınmaz 9.12.2011 tarihinde ifraz edilmiş, 108 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar olarak F.. C..ve H.. C.. adına tescil edilmiştir. Davacılar A.. D.. ve müşterekleri 18.6.2012 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün tapusunun iptali ile davacılar adına eşit paylar ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı H.. C.. tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen bölümü üzerinde davacılar yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Davacılar, kadastro öncesi gerçekleşen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Çekişmeli 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ifraz yolu ile geldiği 108 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 7.5.1999 tarihinde kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde, on yıllık hak düşürücü sürenin tespitin kesinleşme tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Taşınmazların tespitinin kesinleşme tarihi olan 7.5.1999 tarihi ile dava tarihi olan 18.6.2012 tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmiştir. Hal böyle olunca, hak düşürücü sürenin gerçekleşmesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.