Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/17425
Karar No: 2014/10080
Karar Tarihi: 25.04.2014

Taksirle Öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/17425 Esas 2014/10080 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2013/17425 E.  ,  2014/10080 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname no : 12 - 2012/183735
    Mahkemesi : Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi : 22/03/2012
    Numarası : 2011/124 - 2012/92
    Suç : Taksirle Öldürme

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksir, 5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alması ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunluluğundan doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.03.2008 tarih ve 43-62; 01.02.2005 tarih ve 213-3; 23.03.2004 tarih ve 12-68; 09.10.2001 tarih ve 181-204; 21.10.1997 tarih ve 99-202 sayılı kararları başta olmak üzere, birçok kararında da vurgulandığı üzere, öğretide ve uygulamada taksirin unsurları;
    1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
    2- Hareketin iradiliği,
    3- Neticenin iradi olmaması,
    4- Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması,
    5- Neticenin öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması, şeklinde kabul edilmektedir.
    Bilinçli taksir ise 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinde, “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” olarak tanımlanmıştır. Taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.
    Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
    Tüm açıklamalar çerçevesinde;
    Olay günü, saat 22:15 sıralarında, sanık sevk ve idaresindeki 1999 model Mondial marka farları yanmayan motosikletle, meskun mahal dışında gece vakti seyir halindeyken, yolun sağında yürüyüş yapan bir grup genci gördüğü, korna çalarak uyardığı, gençlerin motosikleti görerek kaçtığı, ancak ölen H.. D.."nun kaçamadığı ve sanığın motosikletiyle ölen H.. D.."ya çarpması sonucu, H.. D.."nun kaldırıldığı hastanede öldüğü olayda, mahkemece, gece vakti, farı yanmayan motosikletle ölene çarpması gerekçesi gösterilerek eylemin bilinçli taksir kapsamında kaldığı kabul edilmiş ise de, bu durumun sanığın taksirli hareketi olduğu, tanık beyanlarına göre, yayaların motosikleti farkederek kaçmaya çalıştıkları ve sanığın korna çalarak yayaları uyardığı, her ne kadar sanığın aşırı hızlı olduğu kabul edilmiş ise de, 1999 model Mondial marka motosikletin çok aşırı hız yapamayacağı ve dosya içeriğinde sanığın hızını belirleyen teknik bir hesaplamanın da yapılmadığı değerlendirilmiş olup, yukarıdaki açıklamalar ışığında ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sanığın bilinçli taksirle hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nin raporuna göre, sanığın farı yanmayan motsikletle hızlı bir şekilde ölene çarpması nedeniyle asli kusurlu olduğu, yayaların, yolun sağından ve yol içinden uyarıcı tedbirleri almadan yürümeleri nedeniyle tali kuısurlu olduğunun bildirilmesi karşısında, mahkemece alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup, mahkemece sanığın eylemin bilinçli taksirle işlendiğinin kabulü ile, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle, hakkında 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi tatbiki suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
    Kabule göre de;
    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "kastın yoğunluğu" gerekçesine dayanılmayacağının gözetilmemesi,
    2- Cazanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin TCK 61/1 yerine TCK"nın 62 maddesi olarak yanlış gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi