Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/3483 Esas 2019/4965 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3483
Karar No: 2019/4965
Karar Tarihi: 13.05.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/3483 Esas 2019/4965 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/3483 E.  ,  2019/4965 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Haksız İşgal Tazminatı




    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, 338 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 2/3 hissesinin müvekkiline ait olduğunu, davalının haksız yere taşınmazın 172 m2 lik kısmını ikametgah olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 01.05.2008-30.04.2013 tarihleri arası için 17.680,00 TL işgal tazminatının kademeli faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 15.236,00 TL"nin her dönem sonundan itibaren tahakkuk edecek kademeli yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
    1. Öncelikle belirtmek gerekir ki; def"i, davalının borçlu olduğu bir edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren bir haktır. Bir davada, davalının ileri sürdüğü bir savunmanın def"i olup olmadığının bilinmesi çok önemlidir. Çünkü davalının def"iyi açıkça ileri sürmesi gerekir. Davalı def"iyi açıkça ileri sürmemişse, hakim tarafların bildirdiği vakıalardan def"inin varlığını öğrense bile, bunu kendiliğinden nazara alamaz. Zamanaşımı, hukuki niteliği itibarıyla, maddi hukuktan kaynaklanan bir def"i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır. Davalının, zamanaşımı def"ini HMK mad.141,319 uyarınca savunmanın genişletilmesi yasağı başlamadan önce ileri sürmesi gerekir. Yasağın başlamasından sonra ileri sürerse, savunmasını genişletmiş olur. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakacak olursak; davalı tarafça zamanaşımı def"inde bulunulmadığı halde, usulüne uygun ileri sürülen bir zamanaşımı def"i varmış gibi hazırlanan rapordaki hesaplama şekliyle sonuca gidilerek karar verilmesi doğru değildir.
    2. Ayrıca, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Somut olayda, ecrimisil hesabına ilişkin raporun, dava konusu taşınmazın niteliğine uygun bilirkişiden alınması gerekirken, fen bilirkişisinden rapor alınarak sonuca gidilmesi isabetli değildir.
    Kabule göre de; bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu HMK"nin 297/2. maddesinde “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme karşısında uyuşmazlığın çözümlenmesine karar veren mahkemenin, kuracağı hükmün açık, net ve infaza elverişli olması gerekir. Mahkemece hüküm fıkrasında, her dönem için 2/3 hisseye isabet eden miktar belirtilmeksizin hüküm kurulması, infazda tereddüt oluşturacağından doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.