18. Ceza Dairesi 2016/15414 E. , 2016/17268 K.
"İçtihat Metni" Hakaret ve tehdit suçundan sanık ...’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2 cümle,125/1,125/4, 29, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince iki kez 1.500,00 Türk Lirası ve 1.620,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında hakaret suçundan hükmedilen adlî para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52/4. maddesi gereğince sanığın gelir durumu dikkate alınarak ilk taksitte 220 Türk Lirası, kalanı ise beher taksitte 200 Türk Lirası ödenmek kaydıyla 7 eşit taksitte olmak üzere 8 taksitte ödenmek üzere taksitlendirilmesine, sanık hakkında tehdit suçlarından hükmedilen adlî para cezasının anılan Kanun’un 52/4. maddesi gereğince sanığın gelir durumu dikkate alınarak 150 Türk Lirası taksitle 10 eşit taksitte olmak üzere taksitlendirilmesine, tehdit suçundan sanık ..."un 5237 sayılı Kanun"un 106/1-2 cümle, 62 ve52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında hükmedilen adlî para cezasının anılan Kanun’un 52/4. maddesi gereğince sanığın gelir durumu dikkate alınarak 150 Türk Lirası taksitle 10 eşit taksitte olmak üzere taksitlendirilmesine dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 20/06/2011 tarihli ve 2011/69 esas, 2011/178 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2016 gün ve 272131 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında, “Dosya kapsamına göre, sanıklar ... ve ... ile müştekiler ... ve ..."nin ... komşu oldukları, olay günü müştekilerin evlerinin önündeki yola büz döşerken sanıkların olay yerine geldikleri, sanık ..."un müşteki Kamil"e hitaben "seni buradan sürdüreceğim, a...koyduğumun pezevengi, şerefsiz adam" diyerek tehdit ettiği ve alenen hakaret ettiği, ayrıca sanık ..."un müşteki ... "sizi buradan sürdüreceğim, elimden geleni arkama koymayacağım" şeklinde tehdit ettiği, sanık ..."nın ise müşteki .... hitaben "seni yaşatmayacağım, senin a.. koyacağım" şeklinde tehditte bulunduğunun, iddia ve kabul olunması karşısında:
1- Sanık ..."un tehdit sözlerinin her iki müştekiye karşı hukuken tek fiil olup eyleminin 5237 sayılı Kanun"un 106/1-2. cümle ve 43/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine ve sanık hakkında müşteki ... karşı tek tehdit suçundan cezalandırılması talep edilmesine rağmen, sanık ..."un müşteki Kamil"e karşı tehdit suçundan ayrı ayrı 2 kez cezalandırılmasında,
2- Sanık ..."un müşteki Kamil"e karşı hakaret suçundan hüküm kurulurken, eylemin sadece müşteki Kamil"e yönelik olmasına rağmen, hakkında anılan Kanun"un 43/2. maddesinin uygulanmasında,
3- Müştekinin haksız fiilinden kaynaklandığı anlaşılan hakaret suçu bakımından sanık ... hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Kanunu’nun 129/1. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiği halde, anılan Kanun’un 29. maddesi gereğince indirim yapılarak fazla ceza tayininde,
4- Sanık ..."un müşteki ... karşı söylediği kabul edilen “seni yaşatmayacağım, senin a.. koyacağım” sözleri nedeniyle 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle maddesinden cezalandırılması talep edilmesine rağmen yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle anılan Kanun"un 106/1-2. cümle maddesinden hüküm kurulmasında,
5- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11/03/2014 tarihli ve 2014/1064 esas, 2014/6063 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Mahkemesince adlî para cezasının sadece taksitlendirilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infaz yetkisini kısıtlar biçimde taksit tutarının da belirlenmesi suretiyle karar verilmesinde, ”denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bir ve iki nolu istem yazısına yönelik incelemede;
CMK"nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
Anılan yasal düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır.
Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkim ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuksal çözüme kavuşturacaktır.
İnceleme konusu somut olayda; ... Cumhuriyet Başsavcılığının 16/03/2011 tarihli iddianamesiyle, sanık ... hakkında müşteki ..."ye karşı bir kez tehdit suçunu işlediği, hakaret suçunu da sadece müşteki Kamil"e karşı işlediği iddiasıyla dava açılmasına karşın, 20/06/2011 tarihli hükümde, tehdit suçundan iki kez mahkumiyetine, hakaret suçundan da TCK"nın 43/2. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilerek, açılmamış suçlardan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
Üç nolu istem yazısına yönelik incelemede;
Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK"nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
Genel bir tahrik hükmü olan TCK"nın 29. maddesi ise: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK"nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten 1620 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK"nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir.
Dört nolu istem yazısına yönelik incelemede,
Sanık ..."un müşteki Kiraz"a karşı söylediği kabul edilen “seni yaşatmayacağım, senin a.. koyacağım” sözleri nedeniyle TCK"nın 106/1-1. cümle maddesinden cezalandırılması talep edilmesine rağmen yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle anılan Kanun"un 106/1-2. cümle maddesinden hüküm kurulması, hukuka uygun görülmemiştir.
Beş nolu istem yazısının incelenmesinde,
TCK"nın 52/4 maddesinde: “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmü düzenlenmiş olup, adli para cezasının taksitlendirilmesi halinde 4 ila 24 taksit aralığında taksit miktarının belirlenmesi ve infazda duraksamaya yol açmayacak şekilde taksit aralığının gösterilmesi gerekeceği bunun haricinde infaz yetkisini kısıtlar biçimde taksit tutarının belirlenmesinin hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla talebin kabulü gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında hakaret ve tehdit suçlarından ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen 20/06/2011 tarihli ve 2011/69 esas, 2011/178 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak BOZULMASINA,
2-CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08.11.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.